Son günlerde Gazipaşa, ülke gündemine düşen çarpıcı yolsuzluk haberleriyle çalkalanıyor. Tapu Müdürlüğü ve Milli Emlak Şefliği’nde ortaya çıkan usulsüz işlemler, rüşvet iddiaları ve resmi belgelerde sahtecilik suçlamaları, ilçemizin adını kara bir leke ile anılır hale getirdi.
Gazipaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen titiz soruşturma neticesinde, devletin malını zarara uğratmak ve kamu mallarına göz dikmek amacıyla kurulan bir örgütün varlığı ortaya çıkarıldı. Şimdi ise hepimiz aynı soruyu soruyoruz:
Bu işin içinde başka kimler var?
Şu ana kadar 700’e yakın parselin usulsüz şekilde satışının tespit edilmesi, sadece Gazipaşa için değil, tüm Türkiye için büyük bir skandal. Bu parseller üzerinde herhangi bir işlem yapılması artık mümkün değil ve arsa sahipleri büyük bir belirsizlikle karşı karşıya. Ancak bu süreçte asıl dikkat çekilmesi gereken, sadece iptali konuşulan tapular ve tutuklanan görevliler değil. Olayın perde arkasında kimlerin olduğu ve bu yolsuzlukların nasıl bu kadar ileri gidebildiği üzerinde durulmalı.
İlçemizde birçok kişi bu gelişmeleri büyük bir şaşkınlıkla takip ederken, arka planda hangi güçlerin bu işin içinde olduğu sorusu cevapsız kalmaya devam ediyor. Eski Tapu Müdürü Z.Ç. ve eski Milli Emlak Şefi A.Ö.’nün tek başlarına bu işleri yapmadıkları aşikar.
Peki, bu kişilere kim ya da kimler yardımcı oldu?
Siyasiler bu işin neresinde?
Hangi bilirkişiler ve muhtarlar bu sürece dahil edildi?
Siyaset ve rant düğümü çözülecek mi?
Gazipaşa halkı, bu sorulara cevap arıyor. Ama daha da önemlisi, bu olayların hangi seviyeye kadar uzanabileceği daha da düşündürücü.
“Yolsuzluk olayında maşaları kim ya da kimler tutuyor?” sorusu, ilçemizde her geçen gün daha yüksek sesle sorulmaya başlandı. Acaba bu yolsuzluklar sadece yerel düzeyde mi kalacak, yoksa Ankara’ya, Meclis’e ya da yurt dışına kadar sıçrayacak mı?
Bu sorular, adli tatilin sona ermesiyle birlikte yeniden gündeme geldi. Geçtiğimiz günlerde, birçok kişi geceleri rahat uyku uyuyamadı. Bundan sonra ki süreçte de uykuları kaçacak, geceler zehir olacak onlara.
Gazipaşa halkı olarak bizler, bu olayların sonuna kadar takipçisi olmalıyız. Bu tür yolsuzlukların bir daha yaşanmaması için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Şeffaf bir yönetim anlayışı ve hesap verebilirlik, bu tür olayların tekrarını engellemenin en etkili yoludur.
Gazipaşa’nın adının yolsuzluklarla değil, dürüstlük ve güvenilirlikle anılması için hep birlikte hareket etmeliyiz.
Gazipaşa’nın temiz ismini yeniden kazanmak ve bu kara lekeyi silmek için adaletin tecelli etmesini bekliyoruz.
Adaletin yerini bulması ve tüm suçluların hak ettiği cezayı alması, sadece Gazipaşa için değil, tüm Türkiye için büyük bir ders olacaktır.
Unutmayalım ki toplum olarak bizler, hakkımızı aradıkça ve adaleti savundukça, böyle karanlık günlerin bir daha yaşanmasını önleyebiliriz.