Nayim ARSLAN


SÖYLEMEKTEN DİLİMDE TÜY BİTTİ

SÖYLEMEKTEN DİLİMDE TÜY BİTTİ


Bebekler dünyaya gözlerini açtıklarında etrafını incelemeye başlar. Etrafta gördüklerine göre dünyanın nasıl işlediğini keşfetmeye başlarlar. Bu gözlem yeteneği büyüdükçe de pek değişmez. Çocuklar için neyi gördükleri ona ne söylendiğinden daha etkilidir.
 

Eğer bir çocuğa söylediğimi yap ama yaptığımı yapma deniliyorsa bunun gerçekleşmeyecek bir dilek olmaktan öte geçemeyeceğini belirtmek isterim. Çünkü çocuklar sözlü komutlarla çalışan bir yazılımdan ziyade yaparak, deneyimleyerek, gözlemleyerek öğrenen bir yazılıma benzer. O yüzden anne babalardan sık sık duyduğum bir deyimdir “dilimde tüy bitti” deyimi. Ne yapması gerektiğini defalarca söylemek genellikle bir işe yaramıyor. Zaten işe yarayacak olsa defalarca kez olmadan birkaç defa söylemeyle işe yaraması gerekmez miydi? 
 

Çocuk çağı soyut düşünme becerisinin olmadığı önemli bir bölümü somut düşünme becerisi ile geçen bir dönemden oluşuyor. Bir çocuğa ananas meyvesinin nasıl bir şey olduğunu anlatmak, tarif etmek yerine bir ananas bulup “Bak bu ananas, bunun şurasında sert bir kabuğu var. Ama biliyor musun içi yumuşak ve tatlı. Hadi kesip içine bakalım. Şimdi tadına bak. Ne kadar sulu olduğunu görüyor musun? Hmm benim de canım çekti şurasını da ben yiyeyim.” Şeklinde anlatırsanız çocuk ananasın dışının sert bir kabukla kaplı olduğunu, içinin yumuşak ve tatlı olduğunu, sevilen bir şey olduğunu öğrenir. Artık bunu defalarca söylemeye gerek kalmaz. Oysa bunu çocuğa göstermeden sadece ananası tarif ederek öğretmek o kadar kolay değildir. Belki ezberler fakat kavramakta zorlanacağı için bir süre sonra unutabilir veya karıştırabilir. Bu bir örnek elbette. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Anaokullarında yapılan canlandırma etkinlikleri, büyük büyük kartonlardan kesilmiş şekil ve sayılar, gösterilen resimler veya ilkokul kitaplarında koca koca resimlerin altında kısacık yazıların olmasının sebebi de budur. Çocuklar görerek veya deneyimleyerek öğrenir. Bu gerçekliği unutup ben en doğru şeyleri çocuğa söyleyeyim ve çocuğum bu söylediklerimi yapsın diye beklemek sonu dilimde tüy bitti deyimine çıkan bir tüneldir. 
 

Çocuklar görür, dener ve yaparlar. Bunu son yılların teknolojik kavramlarıyla açıklamak gerekirse; Çocuklar sesli komutla çalışmazlar. Çocukların yüz tanıma özelliği vardır. Anne babası o şeyi yaparken nasıl hissediyor. İstenen bir şey mi? İstenmeyen bir şey mi? Anne babanın yüzünden duygu durumunu anlayabilirler. Çocuklar hareket sensörleri sayesinde anne babalarının benzer durumlarda nasıl davrandıklarını algılayıp o davranış kalıplarını kopyalayabilir. Çocukların kendini geliştiren ve öğrenebilen son teknoloji yapay zekaları vardır. Bütün bu verileri işleyerek yeni çıkarımlar yapabilirler. Ancak çocukların sesli komutla çalışma özelliği yoktur. Eğer okurlar arasında söyleye söyleye dilinde tüy bitmiş olan anne baba varsa onlara önerim çocuklarını kullanma kılavuzlarına uygun kullanmaları olacaktır. Çocukların sahip olduğu onca özelliği kullanarak yol almak yerine sesli komutla kullanmaya çalışmak dilde biten tüylerin sebebi bence. 
 

Sözün kısası söyleye söyleye dilinizde tüy bitti ise eğer söylemek yerine nasıl yapılacağını model olarak göstermeyi, deneyimlemesi için fırsat oluşturmayı veya beraber yapmaya başlamayı deneyebilirsiniz. Bazen yine de işler istediğiniz gibi gitmeyebilir. Çünkü çocuklar eşya veya aletler değiller. Onların kendi kişilikleri ve bireysel tercihleri var. İstediğiniz şeyleri yapmıyor olması çocuğun tamir edilmesi gerektiğini göstermez. Siz anne baba olarak öyle istiyorsunuz da bakalım çocuğunuz ne istiyor? Bence başlamak için burası iyi bir nokta. Çocuğunuz ne istiyor?

  • BIST 100

    10643,58%3,14
  • DOLAR

    32,20% -0,22
  • EURO

    34,90% -0,22
  • GRAM ALTIN

    2504,01% 1,55
  • Ç. ALTIN

    3989,88% 1,04
  • Pazar 27.3 ° / 21.2 ° false
  • Pazartesi 28.1 ° / 21 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 29.3 ° / 20.7 ° Güneşli

Antalya

19.05.2024

  • İMSAK 04:02
  • GÜNEŞ 05:39
  • ÖĞLE 12:59
  • İKİNDİ 16:48
  • AKŞAM 20:08
  • YATSI 21:39