Selçuk ÖZTÜRK


SİYASET VE MEDYANIN TEHLİKELİ DANSI: ÖVGÜYE DOYMAYAN LİDERLER, PERVANE GİBİ DÖNEN SÖZDE GAZETECİLER

.


Modern demokrasilerin en temel bileşenlerinden biri olan medya, aynı zamanda en tartışmalı unsurlardan biridir. Medyanın halkı bilgilendirme, denetleme ve kamuoyunu oluşturma gibi vazgeçilmez görevleri vardır. Ancak, bu idealist tanımın ötesinde, medya ve siyaset arasındaki ilişki, çoğu zaman daha karmaşık ve çıkar odaklı bir doğaya bürünür. 


Siyasetçiler, toplum üzerinde etkili olmak ve kendi politik ajandalarını güçlendirmek amacıyla medyayı kullanmayı her zaman bilmişlerdir. Ancak, bu ilişkinin sağlıklı sınırlar içinde kalması, demokrasinin işleyişi açısından kritik öneme sahiptir. Ne var ki, son yıllarda dünyada ve ülkemizde, siyasetin medyaya olan etkisinin arttığı, hatta medya organlarının birçoğunun neredeyse siyasi araçlara dönüştüğü bir döneme tanıklık ediyoruz.


ÖVGÜYE DOYMAYAN SİYASETÇİLER
Siyasetçiler, kendilerini öven ve politikalarını destekleyen medyaya doğal olarak bir yakınlık duyarlar. Bu tür medya organları, liderlerin halka ulaşmasını ve politikalarını olumlu bir şekilde sunmalarını sağlar. Elbette ki bu durum, karşılıklı çıkar ilişkisi içinde gelişir; medyanın siyasetçiyle olan ilişkisi ona hem finansal hem de itibari fayda sağlar.


Ancak bu övgü dolu medyanın varlığı, aynı zamanda liderlerin eleştiriye kapalı hale gelmesine, hatta kendi hatalarını görmezden gelmelerine neden olabilir. Sürekli olarak pozitif haberlerle beslenen bir siyasetçi, gerçeği olduğundan farklı görebilir. Bu durum, halkın sesinin duyulmadığı, eleştirilerin susturulduğu ve demokrasiye zarar veren bir tabloyu ortaya çıkarır.


MEDYANIN GÜCÜ VE SORUMLULUĞU
Medyanın gücü, sadece bilgi yaymakla sınırlı değildir; aynı zamanda kamuoyunu şekillendirme ve toplumun geleceğini etkileme kapasitesine de sahiptir. Bu nedenle medya, siyasetçilerin övgü arayışına kapılmamalı, aksine halkın çıkarlarını savunacak bağımsız bir duruş sergilemelidir.


Bağımsız medya, demokrasinin bekçisi olarak hareket etmeli, güç sahiplerinin yanlışlarını cesurca dile getirmelidir. Ancak bu şekilde, siyasetçiler sorumlu tutulabilir ve halk gerçek bilgiye ulaşabilir. Siyasetçilerin, medyanın eleştirilerine açık olmaları ve bunları dikkate almaları, demokrasinin sağlıklı işlemesi için şarttır.


Medya, siyasetin oyuncağı haline geldiğinde, toplumun tüm kesimleri zarar görür. Siyasetçiler kendi övgüsüne dayalı bir medya arzulayabilir, ancak medyanın görevi, sadece gerçeği söylemektir. Güçlü ve bağımsız bir medya, demokrasinin temel taşıdır ve bu taş yerinden oynarsa, herkes kaybeder.

Ama kazananlar var… 


DÖNEK MEDYA SAHİPLERİ: GÜCÜN PEŞİNDE KOŞANLAR
Güç, tarih boyunca insanoğlunun en çok arzuladığı kavramlardan biri olmuştur. Bu gücü elde etmek için türlü yollar denenmiştir. Günümüzde ise bu gücün önemli bir kısmı, medyanın elindedir. Ancak bu gücü elinde bulunduran bazı medya sahipleri, ilke ve değerleri bir kenara bırakarak sadece güç peşinde koşmaya başlamışlardır. Bu, “çıkarcı” ve “dönek” olarak adlandırılabilecek bir medya sahipliği modelini karşımıza çıkarıyor.


RÜZGAR NEREYE ESİYORSA
Dönek medya sahipleri, adeta bir rüzgar gülü gibidir; rüzgar nereye eserse onlar da o yöne dönerler. İlkeleri, duruşları ve savundukları değerler, güç kimdeyse ona göre şekillenir. Bugün bir siyasetçiyi ya da politikayı savunurken, yarın tam tersini destekleyebilirler. Onlar için önemli olan tek şey, güç merkezine yakın kalmaktır. Çünkü güç merkezine yakın olmak, hem finansal hem de politik avantajlar sağlar.
 

SÖYLEDİKLERİM BİRİNİ HATIRLATTI MI?
Hatırlatmadıysa ben hatırlatayım… Direkt isim vermeyeceğim size. 15 yıl önce Cemburak Başkan’ın kapısından ayrılmayan, 10 yıl önce Cemburak Başkan’ı Adil Başkan’a satan, 5 yıl önce de Adil Başkan’la mahkemelik olup, şimdilerde yeni açtığı gazete ile belediyeden ihale kovalayan briketçi, parkeci şahıs… 


Eee bizim Başkan da sever böylelerini… Gazetesinde eleştirmeyecek, yazmayacak, sadece övecek… Tam başkanın aradığı adam… Ama güveneceği adam değil… CV’sini bir araştırsa neyin ne olduğunu görecek bizim Başkan… 


Neden bunları kaleme aldım onu diyeyim: Üç-dört sene önce Başkan Beyi eleştirince, zabıtalar ofisimizi bastı… Bunu hiç bir zaman unutmayacağım. Bağımsız medya diye haykıranların, eleştirildiklerinde medyaya nasıl baskı kurduklarına şahit oldum çünkü… Sayelerinde Türkiye’de ilk ruhsat alan gazete olduk o zaman…
Bize o gün ruhsat soranlar, bugün ilk sayfalarında boy boy resim verdiği gazetelere de ruhsat sorduğunu düşünmüyorum… O da yetmiyor medya gücünü kullanan böylesi döneklere, yüz binlerce liralık ihaleler teslim ediliyor…


Neyse…


SONUÇ OLARAK
Medya sahipleri, güç peşinde dönenler değil, gerçek peşinde koşanlar olmalıdır. Toplumun güvenini kazanan ve bu güveni koruyan medya, ancak dürüst ve bağımsız bir duruşla var olabilir. Dönek medya sahipleri, belki kısa vadede kazanabilirler, ancak uzun vadede toplumda ve demokraside hasar bırakırlar. 


Kalın sağlıcakla… 

  • BIST 100

    9685,49%1,73
  • DOLAR

    33,91% 0,14
  • EURO

    37,68% 0,28
  • GRAM ALTIN

    2822,47% 0,47
  • Ç. ALTIN

    4526,23% 0,00
  • Pazartesi 29.1 ° / 22.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 28 ° / 22.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 28 ° / 21.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Antalya

16.09.2024

  • İMSAK 05:13
  • GÜNEŞ 06:33
  • ÖĞLE 12:57
  • İKİNDİ 16:27
  • AKŞAM 19:11
  • YATSI 20:26