Sevgili Gazipaşalılar,
Sıkıcı bir yazı sanabilirsiniz ve başlangıçta karmaşık gelebilir ama sizden ricam lütfen sonuna kadar okuyunuz olmaz mı?
Selinus sahiline yapılmak istenen The Green Park Gazipaşa Otel Projesi ile ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini sonlandırmıştır, yani Bakanlıkça istenen değerlendirmeler yapılıncaya değin Selinus sahiline otel yapımı durdurulmuştur.
İlgili otelin ÇED sürecinin sonlandırılması, Gazipaşa Manşet ve Antalya, Alanya yerel gazeteleri ile ulusal basında da Now TV, Halk TV, Sözcü TV ve Ulusal Kanal olmak üzere Gazipaşa Manşet gazetesi kaynak gösterilerek haber yapılmıştır.
Bakanlığın iptal gerekçesinin bir bölümünde şöyle denilmektedir;“ Kurum görüşlerinde belirtilen düzeltmelerin, IDK da dile gelen ek flora ve fauna çalışmalarının yapılması. Kümülâtif Etki Değerlendirilmesi Raporunun… Rapordaki tüm hesaplamaların bu kapsamda güncellenmesi”.
Bakanlığın iptal gerekçesi hakkında çok sayıda yorum ve görüş belirtilmiş, bu görüşlerin sahipleri daha çok flora (bitki varlığı) ve fauna (hayvan varlığı) nedeniyle ÇED sürecinin sonlandırıldığını belirtirken, Kümülatif Etki Değerlendirilmesi (KED) ile ilgili bir yorum yapmamıştır. Bunun, büyük olasılıkla,KED’in henüz yeni bir kavram olmasından kaynaklandığını düşünmekteyim.
Bu nedenle, KED kavramını açıklamayı gerekli gördüm, çünkü, bundan sonra ÇED süreçlerinde bu kavram sık sık karşımıza çıkacak ve birçok projenin iptaline neden olacak gibi görünmektedir.
Gazipaşalılar da önümüzdeki yakın süreçte Koru Mahallesi, eski Fidanlık arazisine yapılmak istenen 3devasa otel nedeniyle daha çok duyacağa benzemektedir.
Kümülatif kelimesi, Türk Dil Kurumu’na göre Kümeli anlamında olup, birikmeli, birikmiş, gittikçe artan, birbirine eklenen anlamlarına gelmektedir.
Resmî Gazete’nin 29.07.2022 tarih ve 31907 sayılı ÇED Yönetmeliği’nde Birinci Bölüm Başlangıç Hükümleri Madde 4’te;
“Kümülatif etki değerlendirme: Yapılması planlanan projenin, planlandığı alan ile projeden doğrudan etkilenecek alanlar veya kaynaklar üzerinde oluşturabileceği çevresel risk ve etkilerinin; mevcut, planlanan veya proje ile doğrudan ilgisi olabilecek diğer faaliyetlerle birlikte belirlenmesi ve analiz edilmesi” şeklinde tanımlanmaktadır.
Sevgili Gazipaşalılar, buraya kadar okunması ve anlaşılması zor olan bu kavramı iki örnekle açıklamaya çalışayım:
1.Güzelim Musa çayı, pırıl pırıl akarken, çayın Fidanlık tarafına diyelim avokado işleyen bir fabrika kurulmasına izin verilse ve onun atıkları bu çaya bırakılsa, gençlerimiz fabrikada iş bulacak, avokadomuz değerlendirilecek diye doğal olarak hepimiz çok seviniriz. Önceleri çaya bırakılan fabrika atıklarını çok da önemsemeyiz. Zamanla neler olabileceğini şimdiden değerlendirmeyiz. Aradan zaman geçtikçe çayın suyu yosunlarla kaplanmaya, sıcakta kokmaya, balıklar ölmeye ve su yüzüne çıkmaya, bir zaman sonra güzelim Ak ve Gri balıkçıl kuşları da yaşamlarını yitirmeye, deniz suyu kırmızıya dönmeye, sahili pis kokular sarmaya ve denize girememeye başladığımızda, esen rüzgârla pis kokular Gazipaşa’nın içlerine kadar ulaşmaya başladığındakara kara düşünmeye başlarız. “Çocuklarımız iş bulmasa da olurdu yeter ki bu felaketlere neden olan fabrika olmasaydı demeye”başlarız.Oysa, daha baştan, o tesisin kurulmasına karar vermeden önce, bunlar değerlendirilse, fabrikanın zamana yayılan bu etkileri hesaplansa idi, o fabrikaya izin verilmezdi. Ya da gerekli önlemler alınır, arıtma tesisi fabrikaya şart koşulurdu ve sıkı biçimde (?) denetlenirdi. İşte,önceden yapılması gereken bu değerlendirmeler, Kümülatif Etki Değerlendirilmesini ve alınacak önlemleri kapsar. Ya Musa çayı kenarına değişik amaçlı birden fazla fabrika yapılırsa, hepsinin birden değerlendirilmesi nasıl olacaktır?
Başka örnekler daha masum ve değerlendirilmesi daha da zor görünebilir.
2. Biliyorsunuz, yaylalarımıza Güneş Enerjisi Sistemleri (GES) kurulmak isteniyor. Bölgemizde yaylalara GES kurulmak istenmesi ile yeni tanıştık. Güneş enerjisinden “Elektrik üretilecek, zararı olmayacak, elektrik ülke için gerçekten vazgeçilmez, ihtiyacımız var, orada kendi kendine duran, güneşi alarak elektrik üreten bir sistem, masumdur” deniliyor. Bu iddiaların, GES’in kurulduğu bölgedeki doğaya, arıların bal yaptığı çiçeğe, ormana, pırıl pırıl akan derelerine, halkın kullandığı suyuna, koyunların, keçilerin otlaklarına, zarar verip vermeyeceğinin,geçecek zamanla birlikte ne gibi değişiklikler yapacağının değerlendirilmesine KED deniyor.
Bir çevreyi etkisi altına alacak, tesisler, fabrikalar, oteller ve daha birçoğu bir arada da yapılabilir. Bu kez onların tümünün birden yapacağı etkileri değerlendirmek gerekebilir ki bu daha karmaşık hesaplamaları dikkate almayı gerektirir.
Ben, Kümülatif Etki Değerlendirilmesi’ni, Türkçemizdeki pişmanlık belirten ama son pişmanlığın fayda etmediğini ifade eden “Şimdiki aklım olsaydı izin vermezdim” ifadesindeki “Şimdiki aklım” olarak değerlendiriyorum.
Artık KED ne demek biliyorsunuz. Yakında yeni bir tartışma başlayacak. Koru sahiline 3 devasa otel yapılmak isteniyor ve bunlar için de Bakanlık tarafından KED istenecek. Buna göre, “şimdiki aklınızla geleceğe gidin ve gelecekten bu günü düşünerek, hiçbir etki altında kalmadan, bu otellerin yapılmasına izin verir miydiniz, vermez miydiniz? Diye değerlendirme yapın lütfen.
Bunu yaparken de, bir turistin sizin günde kullandığınız suyun yaklaşık 3 katını kullandığını, binlerce metreküplük havuzlarını sizin evinizden akan suyunuzla dolduracağını, katı ve sıvı atıklarını, Gazipaşa’nın alt yapısının bu yükü (su, kanalizasyon, yollar ve atık arıtma tesisinin) kaldırıp kaldıramayacağını, her şey dahil oteller sisteminin ne getirip, ne götürdüğünü, Selinus, Koru ve Kahyalar sahillerinin devasa otellerle dolacağını ve bu otellerin sahilleri kapatma tehlikesini, deniz ve karadaki canlılara, tarımsal alanlara ve üretimine etkilerini, Gazipaşa içinde esen rüzgârların önünü kesip kesmeyeceğini, inşaat sürecinde kamyonlarla binlerce ton toprağın taşınıp bir yerlere döküleceğini, toprak ve beton mikserlerinin Gazipaşa’nın içindeki yollardan vızır vızır gelip geçeceğini ve devasa oteller yerine daha küçük işletme otellerinin, butik otellerin veya aile tipi pansiyon işletmeciliğinin daha iyi olup olmayacağını, Eko ve Agro turizm seçeneklerini ve bunların toplam etkilerini dikkate alınız ve sonrasını şimdiki aklınızla değerlendiriniz.
Nedenlerinizi, niçinlerinizi teraziye koyunuz. İş işten geçmeden…
Sağlıcakla kalın, sağlıklı bir çevrede kalın.