Geçtiğimiz günlerde herkesin okuma yazma bildiği diye övünerek bahsettiğimiz sessiz cennetimiz Gazipaşa’mızda bir okulumuzda öğretmen arkadaşımıza saldırıda bulunuldu ve sendikalarımız bu saldırıyı bir basın açıklaması ile kınadılar, protesto ettiler. Bu saldırının ağırlığını anlatıp, öğretmenin önemi üzerine söylev çekip, eğitim ve öğretimin toplumsal olarak ülkemiz ve geleceğimiz hakkımdaki rolü diyerek nutuk atmak, alanda niye az kişiydik. En değerli varlıklarını öğretmene teslim eden anne, babalar niye öğretmenlerine desteğe gelmediler, öğretmenlerin kurum amirleri niye alanda değildi? Çocuğunu öğretmene teslim eden veliler niye öğretmenle iletişime geçmeyip CİMER gibi gereksiz bir uygulamayla öğretmeninin değerini kamusal alanda düşürdü? Gibi sorular sorup tumturaklı laflar etmek istemiyorum.
Bu çok acı verici olur; çünkü ülkenin geleceğini şekillendiren temel kolon eğitimdir ifadesini anlamayan bir toplum zaten yaralanmış, çürümeye yüz tutmuş demektir. Bu tür gazete manşetlerini sadece okumuyoruz artık yanı başımıza kadar geldi, hep kötülükler artık uzağımızda bir yerlerde gerçekleşmiyor. Bireysel çürümenin yerini artık toplumsal çürümenin aldığı bir yapıda gelecek nesillere sağlıklı bir ülkenin olmazsa olmazı sağlıklı öğretmen mutlu öğrencidir. Okul betondan yapılır gerisi sevgidir, emektir, insandır.
Bu olayın bende uyandırdığı duyguyu değil size başka bir yöntemle anlatmak istiyorum. Öğretmeni hor görülen, değersizleştirilen, sürecin içine katılmayan, bilimsel hiçbir dayanağı olmadan müfredat değiştirdiğin, öğretmeni toplumun önüne atıp arkasında durmadığın zaman kıyıların yağmalanır, ormanlarının maden sahası olur, yanan ormanlarına müdahale edecek yangın uçağın olmaz, çok çalışıp az kazanırsın, hukuksuzluk alıp başını gider, adalet ölür, kadına şiddet, sokak hayvanına şiddet kurumsallaşır, ürettiğin salatalık, domates, patlıcan, avokado gibi sebze, meyvelerin fiyatları, turizmde yaratılmak istenilen katma değer, insan ve çevre, insan ve toplum ilişkileri, kültürel değerleri bile toplumsal gelişmişlik ile ilişkilidir ve bu duyarsızlıktan zarar görür.
Dışarıda duyduğumuz, televizyonlardan izlediğimiz olaylar hep birilerinin başına gelmiyor maalesef artık yanı başında. Bütün bu olanlara duyarlı davranmaz ses çıkarmazsak sesimizi duyuracak kimse kalmaz artık. Sesiz kalma! Huzurlu, mutlu, geleceğe güvenle bakmak, sağlıklı bireyler yetiştirmek bütün vatanımızı ve Cumhuriyet idealini gelecek nesillere taşır. Şunu unutmayın eğitimin insana kattığı şey yalnız öğretmen tarafından aktarılan bilgi değildir; sevgi, erdem ve insani duygulardır. Eğitimin bütün gücü budur değil midir? Zaten. Yaşamda bazı değerleri kaybettiğimiz zaman, günübirlik kişisel kaygıların toplumsal kaygılara dönüşemediği, ortak bir ülkü, amaç etrafında birleşmeyi başaramazsak eğer bölünür, ufalır, küçük parçalar halinde yutuluruz.

 
             
         
                