Zart demişiz, zurt demişiz, dere tepe düz gitmişiz… O da yetmemiş, rantçıların canını sıkmışız…
Bunu söyleyen; yıllardır Gazipaşa’nın gözü önünde gazetecilik yaptığını sanan, gazeteyi de ticari hayatına yön vermek için kullanan, çıkar sağlayacağı yöneticilerin kalemşörlüğünü yapıp, seçilmiş kişileri, ya da seçilmiş kişilerin seçtiği kamuya malolmuş müstesna kişileri hedef alan, bir zamanın briketçisi, dünün parkecisi, bugünün kokoreççisi…
E malum 5’li dilekçede bu zat da var… Bize haftalık çıkardığı paçavra üzerinden cevap vermiş… Ama kaçak dövüşmüş, sallamış durmuş…
Laga-luga yapma… Şu işletmeyi nasıl kaptın? Onu söyle… Ne kadar kira veriyorsun? Buranın kiraya verileceğini kimden duydun da, dilekçe veren ilk beş kişi arasına ismini yazdırabildin? Her gün birlikte yürüyüş yaptığın, belediye ile bağlantını kuran yardımcı mı yardımcı oldu? Sen bunları bir açıkla, rant var mı yok mu? Her şey usule uygun mu, değil mi? Millet karar versin…
Ortaklık konusuna gelince: Kamuoyunda ciddi şekilde söylentiler var, haberde bunlar ortak demedik, iddialar doğru mu? Diye sorduk… Yok diyorsunuz… Adı üstünde “Gizli ortaklık…” Varsa da Allah’la sizin aranızda artık…
Senin cevap vermen gereken bunlardı… Sende tıpkı belediyenin açıklaması gibi davrandın… Kaçak dövüştün… Üstüne bir de bize saldırdın…
Madem konunun dışına çıkacağız buyur buradan yak!
Öncelikle; “Senin ciddiye alınmıyor” dediğin gazetemiz, Gazipaşa’nın en çok okunan, en çok takip edilen en çok tıklanan gazetesi… “Kimse takip etmiyor” dediğin gazetenin sosyal medya hesapları, her gün saat 00.00 olduğunda “Ne yazmışlar” diye merak eden binlerce ziyaretçiye, aylık milyonlarca okuyucuya ev sahipliği yapıyor… Yine sözüm ona senin beğenmeyip dil uzattığın gazetenin sosyal hesaplarının beğeni ve izlenme sayıları seninkinin toplam takipçisini 3’e, 5’e, 10’a katlıyor… Veriler ortada…
Ulan sen kimsin de, bizim gazeteciliğimizi hedef alıyorsun? Sen, yolsuzluk soruşturmalarının ifade dosyalarında ismi geçen, zavallının birisin be…
Bize birilerinin kalemşörlüğünü yaptığımızı ima edecek kadar da acizsin…
Hani bize demişsin ya: “Seçilmiş kişileri, ya da seçilmiş kişilerin seçtiği kamuya malolmuş bu müstesna kişileri basit ve çirkin oyunlarınıza alet etmeye çalışıyorsunuz…” Ne oyunu ulan, neyin oyunu? Rantınıza çomak soktuk diye, oturma organında yanma hissettin değil mi? Senin saldırganlığın da bundan işte…
Ama sen var ya sen; iki kuruş avanta peşinde koşan rantçı bir kalemşörsün… Yine sen, belediye başkanlarının ve gücün bir numaralı yalakasısın… Nasıl mı? Onları överek yere göğe sığdıramazken, onlara rakip olan herkesi de onların emriyle itibarsızlaştırmaya çalıştın zamanında…
Sen birilerinin emriyle Ahmet Büyükakçaları, Ali Rıza Büyükakçaları, Kamu-Kurum Müdürlerini, İlçe Başkanlarını, Başhekimleri, STK temsilcilerini hedef aldın bir dönemler… Şimdi de Mehmet Yüksel’i…
Çıkar için yaptığın gazeteciliği, kişisel menfaatler uğruna kullandın… Mesela Hakim Burçay Şimşek… Aranızda ne oldu da Hakim Beyi hedef aldın haftalarca? Verilen bir yargı kararı hoşuna mı gitmedi yoksa? O karara neden olan davayı şimdilik açıklamıyorum. Sabrımı zorlama benim…
Sen bunları yaparken, çıkmışsın orman arazilerinin gasp edildiğini yazan gazetemizin görüntüsünü kullanıp, kurumları hedef aldığımızı ima etmişsin… Ulan hadsiz! Ulan çıkarcı! Bir yerlerin yiyorsa; hazine ve orman arazilerine çöken siyasileri, ona göz yumanları, kamu personellerini siyasi baskılar ve mobbinglerle sürgün eden kurum amirlerini sen de yazarsın… Ama sende onu yazacak ne yürek var ne de g*t… Sen ancak gücün kalemşörlüğünü yapar, gazeteciliği kendi çıkarların için kullanırsın…
Sonra bir de utanmadan, “Yapay Zekaya” yazdırdığın köşe yazısıyla kendini savunmaya kalkar, bize dil uzatırsın… Bize kendi zekanla, kendi cümlelerinle cevap ver, çapsız!
Gelelim zurnanın zırt dediği yere:
Madem geriye dönük bize salladın durdun… Biz de geçmiş defterleri bir açalım bakalım neler var…
Sen, Gazipaşa Belediyespor’un karar defterlerine atılan sahte imza olayından nasıl yargılanmadan kurtuldun bir açıkla bakalım?
12.02.2021 tarihinde yaptığımız bir haber var… Gazipaşaspor’da yöneticilik yapan Umut Akgül’le yaptığımız haberde, kulübe gelen vergi borcuyla ilgili önemli bilgilere ulaşmıştık. Akgül, konuyla ilgili usulsüz işlerin yapıldığını ve kulüp karar defterine kendisi adına sahte imza atıldığını dile getirmişti. Hem de bu sahte imza konusu bir kerelik değil… Adam 3 farklı toplantıya katılmamış ama onun yerine her defasında sahte imzalar atılmış…
Bu imzaları kim attı? Açıklasana…
Yine dönemin Belediye Başkanı Adil Çelik de “Benim yerime de 3 kez sahte imza atılmış” diyor… Bu imzaları kim attı? Onu da açıkla hadi.
Bu sahte imzalardan ne kazanç elde ettin? Bunu da açıkla lütfen…
Ama en önemlisi; sen bu konuda nasıl yargılanmadın? Özellikle bunu açıkla…
Bu sahte imza konusunun biri otoparkların kiralanmasıyla ilgiliydi. Sen belediyeye ait otoparkları nasıl, hangi yasa ve kanuna göre 3’üncü şahıslara kiraya verebildin… E bir zahmet bunu da açıkla…
Harbi ya sen nasıl yargılanmadın bu konuda?
Yoksa dönemin AK Partili yöneticilerine koşa koşa gidip, “Elinizi-ayağınızı öpeyim. Beni bu işten kurtarın” diye yalvardın mı? Yapmışsındır… Yaparsın… Dün AK Parti’nin kucağında, bugün CHP’nin koynunda… Yarın kimin kapısını çalacaksın bakalım…
Sen busun işte… Para ve güç için her şeyi yaparsın. Birilerinin kalemşörlüğünü de yaparsın, dilekçe veren ilk 5 kişi arasına girip, kamu malına da çökersin…
Şuraya şu belgeleri koyayım da, belki yargılanmanın önü açılır, tabi yine birileri engel olmazsa…
Gazipaşaspor’un taraf olduğu yıllar önce yapılan otopark sözleşmesi ve karar defterine atılan sahte imzalar, tüm ayrıntılarıyla incelenmesi gereken bir konu… Umarım gereken neyse yapılır…
Son olarak, gazetemizin sütunlarını böyle biri için meşgul ettiğimiz için tüm okuyucularımızdan özür diliyorum…
Kalın sağlıcakla… Ama ranta ve rantçıya sahip çıkmadan…
