Sevgili Gazipaşalılar,
Gazipaşa’da yaşayanlar esnaf, tekstilci, lokanta işletmecisi ve hatta eczacı, doktor veya öğretmen olsun bir yanıyla çiftçilikle iç içedir.
Gazipaşa yoğun tarım yapılan bir kent.
Dolayısıyla, başlıktaki soru, hem ülkemizin hem de Gazipaşalıların her zaman gündemlerindedir. Bu nedenle, bazı temel bilgileri kısa ve öz ele alma zamanıdır.
Son söylenecek sözü baştan söyleyerek konuya girmek istiyorum.
Ziraat mühendisleri için organik gübrelerle gübreleme kesinlikle asıl (temel) gübreleme yerine geçmez.
Doğal organik gübrelerle asla yeterli ve dengeli gübreleme yapılamaz.
Çünkü, organik gübrelerin geldiği kaynağa göre (hayvan veya bitki temelli) değişkenlik gösteren yapıları vardır.
Geldiği kaynak hayvan temelli ise hayvanın beslenme şekline, yaşına, hangi hayvan (tavuk, keçi, inek, yarasa, koyun) olduğuna, organik gübrenin bekletilme ve olgunlaştırma koşullarına, üretim teknolojisi nedeniyle içerdiği bitki besin maddeleri içeriğinin değişkenliğine kadar saymakla bitmez.
Aynı durum, bitkisel kaynaklı organik gübreler için de geçerlidir. Yeşil gübrelerin içerikleri ile çöplerden elde edilen gübrelerin içerikleri, solucan gübrelerinin veya bataklık kaynaklı organik materyallerin içerikleri çok farklıdır.
Bu besleme şekli ile değişik bitkiler için istenen azot (N), fosfor (P2O5), potasyum (K2O) ve magnezyum (MgO) gibi ana bitki besin maddeleri ile demir (Fe), bakır (Cu), çinko (Zn), mangan (Mn), bor (B) gibi iz elementlerin bitkilere sağlanması olanaksızdır. Böylece, bitki besin maddeleri eksikliklerinin sıklıkla ortaya çıkacağı, istenen verim artışının ve kalitenin sağlanamayacağı mutlaktır.
Hızlı, yeterli ve dengeli bitki besleme ancak inorganik (Ziraat mühendislerinin tanımıyla ticari) gübreler kullanılarak sağlanabilir.
İnsanlarda, fosfor, potasyum veya magnezyum gibi makro besin maddeleri eksikliğinde kas işlevlerinde bozulmalar, kramplar, yorgunluk, düzensiz kalp atışları oluştuğunu biliriz. Aynı şekilde vücudumuzda demir veya çinko gibi mikro element eksiklikleri de görülmektedir.
Örneğin, demir eksikliği çeken insanın bu eksikliği gidermek için demir içeriği fazla olduğu belirtilen sebze ve meyveleri (örneğin ıspanak) yemesinin yeterli olmayıp, doktor tavsiyesi ile demir içeren takviyeler alması gereklidir.
Demir eksikliği çeken birinin bu eksikliği doğal yollarla giderebilmesi için abartılı bir tanımlama yapmak gerekirse bir kamyon dolusu ıspanak yemesi gerekir.
Aynı şekilde, organik gübrelerle beslenen bitkilerin de demir eksikliği olması halinde bunu tedavi etmek için inorganik bileşiklerden veya şelatlı demir içeriğine sahip takviye alması mutlaka gereklidir. Aynı durum bütün makro besin maddeleri için de geçerlidir.
Sevgili Gazipaşalılar, Gazipaşalı çiftçiler;
Buraya kadar değindiğim konuların çoğunu elbette biliyorsunuz.
Bu yazıyı ele almamın diğer amacı ve vermek istediğim başka bilgiler var. Bu bilgiler sizler için son derece aydınlatıcı olacaktır.
Birincisi, organik gübrelerde de çoğu bitki besin maddesi inorganik formda bulunmaktadır.
İkincisi, bitki besin maddeleri toprağa organik formda ilave edilseler bile, bitkiler tarafından inorganik (Ticaret gübresi ile toprağa verdiğiniz) formlarda alınırlar.
Üçüncüsü, üre gibi organik formdaki ticaret gübrelerindeki azotun da önce inorganik forma dönüşmesi gereklidir.
Diğer bir deyişle, organik kaynaklarla toprağa ilave edilen azot bile bitkiler tarafından daha çok inorganik nitrat (NO3) formunda alınırlar. Örneğin,üre azotunun yarayışlı duruma geçmesi ve bitkiler tarafından alınabilmesi için toprakta bakteriler tarafından parçalanarak önce amonyak (NH3), sonra NH4 ve nihai olarak NO3 formlarına geçmesi gerekmektedir.
Dahası, şeker gübresi olarak ta bilinen amonyum sülfat(NH4)2SO4, gübresindeki amonyum (NH4) azotunun da birkaç bitki hariç, bitkiler tarafından alınması için nitrat formuna geçmesi gerekir.
Bitkilerin çoğu azotu nitrat formunda alırken diğer bitki besinlerinin de inorganik formda alındığını bir kez daha hatırlatmakta yarar var.
Bitkiler kılcal kökleri aracılığıyla, ortam suyunda çözünmüş halde bulunan veya ortama saldıkları asitler yardımıyla bu elementleri topraktan çözerek alırlar ve iletim damarları ile bitkinin üst organlarına taşırlar. Böylece, beslenme işlemi gerçekleşmiş olur.
Organik gübrelerin temel gübreleme amaçlı kullanılmaması onların değersiz olduğu anlamında alınmamalıdır. Toprağın yapısını iyileştirme, canlılığını ve su tutma kapasitesinin artırma, kimyasal kirliliği azaltma ve sürdürülebilirlik gibi özellikleri olmadan toprağın devamı söz konusu değildir.
Sevgili Gazipaşalı çiftçiler,
Bugünlük yerim bu kadar, başka bir yazımda tartışmak üzere sizleri bir konuda düşünmeye davet ediyorum.
İleride tartışmaya açmayı düşündüğüm bu konunun altyapısını oluşturan, aslında geniş sayılabilecek bir açıklamasını yukarıda yaptım.
Bu konu şudur: Eğer üretilen ürünler, her koşulda, inorganik bitki besin maddelerinden yararlanıyorlarsa, çok tartışılan organik sebze ve meyve yetiştiriciliği ne anlama gelebilir?
Ticaret gübreleri kullanıldı diye organik tarım yapılmadığı anlamına gelir mi?
Bol bereketli, bol kazançlı ürünler diliyorum.
“Bol kazançlı” deyince, başka bir konu aklıma geliyor. İleriki günlerde, en fazla ürün ve bu üründen elde edilen fazla kazancın, en ekonomik kazanç olup olmadığını ve ekonomik gübrelemenin nasıl olması gerektiğini da tartışmaya açabiliriz.
“Köylü milletin efendisidir”