MEMMET EMMİNİN GÖZÜNDEN

“Halk meydanlardan uzaklaşmış”
Hayırlı günler gözel hemşerilerim…
Bir yandan köy hayatı diğer yandan bağ-bahçe işleri derken; yazı yazmaya fırsatım olmadı… Gelin seçim ve geçim üzerine iki sohbet edip, lafın belini gıralım…
*
Köylünün çarşı günüdür cumaları, garacavama atladığım gibi şehire indim cuma günü… Malum, 31 Mart’ta belediye reisi, muhtar ve belediye meclisi üyelerinin seçimi var… Esgiden seçim olacanda, çarşıda, bazarda, köy meydanlarında, gahvelerde bi heycan olurdu… Hindi o heycandan eser galmamış piyasada… Lafı sorarsanız, laf çok da hareket yok… 
*
Siyasi parti bayrakları asılmış, caddelere sokaklara, o rengarenk bayrakları görmesek, yakın zamanda seçim olduğunu hatırlamayacak, unutacak insan…
*
Eskiden partilerin yaptıkları toplantılar ve açılışlar, tam bir curcuna olurdu… Reis adayları ne gonuşacak, ne söz verecek diye meraktan dolduruduk meydanları… Ayrı bi heycanı olurdu eski seçimlerin…
*
Velhasılıkelam bu seçimde ne heyecan var ne galabalık… Siyasetçilerin halktan, halkın da siyasetçilerden habarı yok… Her toplantıda aynı yüzler… Toplantı yapılan mahalleler değişiyor, toplantılara katılan yüzler değişmiyor. Partilerin hepiciğinde aynı… 
*
Neyse… Hökümet ganadının Antalya Adayı Hakan Tütüncü geldiydi geçenlerde… “Gelmişiken parti önünde halka bi seslenen” dedi, ellem… 
*
Proğramlar, saatler ona göre ayarlandı… Hastane, orman… Gurumlardan adam toplandı… Emme genede istenen galabalık olmadı…
*
Hakan Başkan umdunu bulamadı Gazipaşa’da… Herifin gönlünden geçen galabalığı toplayamadılar. Bi organizasyon eksikliği oldu… Parti yöneticileri bu işi beceremediler… Hakan Başkan mutsuz, bi o gadar da umudu gırık ayrıldı Gazipaşa’dan… 
*
Sorun AK Parti de mi, Hakan Başkan da mı, Mustafa Aksoy da mı? Diye sorarken, cuma günü Muhittin Böcek Başkanın gatılımıyla gerçekleşen CHP’nin seçim goordinasyon merkezinin açılışına denk geldim, çarşıda…
*
Kim var, ortam nahıl, kim nereden gelmiş? Suallerime cevap bulmak için, ben de katıldım açılışa… 
*
Tıpkı AK Parti gibi; CHP de galabalıklaşamadı… Gazipaşa ve Böyükşehir çalışanları, meclis üyeleri ve adayları, parti yöneticileri ve Antalya’dan gelenler olmasa, pastane açılışı gibi seçim ofisi açacaklardı Gazipaşa’da… 
*
Tıpkı Hakan Başkan gibi, Muhittin Başkan da istediği, hayal ettiği, gönlünden geçen galabalığı bulamadı, Gazipaşa’da… Mırrığı gırık çıktı kürsüye… Bencileyin hayal gırıklığı ile ayrıldı Gazipaşa’dan…
*
Tıpkı Tütüncü’nün ziyaretinde aklıma gelen sorular, CHP’nin seçim ofisi açılışında da zihnimi zorladı… Sorun CHP’de mi, Muhittin Başkan da mı, yoksa benim adaş Memmet Ali Başkan da mı? 
*
Eksik olan, yanlış yapılan, halkı o meydanlara toplayamayan unsur ne? Bizim içimizdeki heycanı kim aldı? Partilere inancımız mı kalmadı? Partilerin, halkın önüne goyduğu aday profilleri mi yanlış? Demokrasinin dinamosu olan halk, meydanlardan neden uzaklaştı?
*
Kafama bu sorular takılmıştı ki; kendimde buldum cevabı… 
*
Dedim ya; köylü adamın ben… Halkın içinde, sıradan bir yurttaşım… Garacavasına 40-45 liraya yakıt alan, yarını dünden daha fakir olan, emekli maaşı ile ay sonunu getiremeyen Türk emeklisiyim ben… 
*
Geçmişte şekeri, unu, tuzu çuvalla; yağı, peyniri, helvayı teneke ile alan, boğazından lokmayı, tarlasından gübreyi, hayvanından yemi kesmek zorunda galan; buna rağmen, üretmekten vazgeçmeyen, Türk köylüsüyüm ben… Ata’mızın; “Köylü milletin efendisidir” dediği, köylülerden… Bizler, efendiliğimizi baştakilere gaptırdığımız gün yok olmuşuz, sıradanlaşmışız… 
*
Efendilikten çıkarılmış, yeni efendilerin uşağı yapılmak istenmişiz. Dedim ya; sıradan bir bireyin ben… Seçimden seçime hatırlanır, seçimden seçime ziyaret edilir, seçimden seçime halım- hatırım sorulur, benim… 
*
Hal böyleyken seçim benim neyime? Ben düşmüşüm geçim derdine… Onun için ne heyecan kalmış bende, ne de birileri için meydanlarda bayrak sallayacak sabır… Toplumun geneli böyle…
*
Bunların yanına çürümüş, köhne siyaset anlayışını, rant ve çıkar üzerine kurulmuş yeni siyaset düzenini de eklediğimiz de, halkta ne heves kalır, ne heycan, ne de seçme arzusu…