Nayim ARSLAN


KENDİNİ TOPARLAMA GÜCÜ

Hayat bireyi zorlu bir yaşam olayının ortasına bıraktığında, başına gelenler gerçekten psikolojik olarak zorlayıcı olduğunda ağır bir yük altında ezilen bir eşya gibi hissedebilir. Ancak insan kendini toparlama gücünü içsel bir kaynak olarak daima yanında taşır.


Kendini toparlama gücü kısaca bireylerin biyolojik, psikolojik ve çevresel tehlikeler açısından zorlanma yaşadığında başarılı bir şekilde mücadele etme becerisi, sıra dışı koşullara ve durumlara uyum sağlama becerisi olarak tanımlanabilir. “Resilience” kelimesinden çevrildiği için psikolojik sağlamlık, yılmazlık, psikolojik dayanıklılık olarak da kullanıldığı kaynaklar bulunmaktadır. Kendini toparlama gücü özellikle son yıllarda pozitif psikolojinin çalıştığı bir konu olsa da insan, tarihi boyunca içinde bu gücü taşıya gelmiştir. Bilimsel bir kavram olarak çalışılması görece yeni olması bu gücün yeni icat edildiği anlamına gelmez. Zaten yaşamın doğal akışı içerisinde fark ederek veya fark etmeyerek var olan bizim kendimizden, içimizden bir güç, bir beceri. Ancak bu becerinin arttırılabileceği ile ilgili çalışmalar, programlar yürütülmüştür. Çünkü bu becerinin bireyden bireye değiştiği bilinmektedir. 

Her bireyin yaşamı kendi özgün macerasıdır. Bir birine çok benzeyen hayatlar için bile tartışma götürmeyecek netlikte farklılıklar vardır. Bu farklar yakın arkadaşlar arasında, kardeşler arasında, eşler arasında, akrabalar arasında kısaca bütün insanlar arasındadır. Bundan dolayı her insanın yaşam yolculuğu ve başından geçenler, başından geçenler ile ilgili öğrendikleri ve değerlendirmeleri farklıdır. Her birey biriciktir. Aynı mahallede büyüyen ve benzer sosyoekonomik şartlarda bulunan bireyler için de hem genetik hem de çevreden ve çevrenin özgün yorumlanmasından kaynaklı farklılıklar vardır. Bireyin kendini toparlama gücü de aynı zorluk karşısında bireyden bireye göre değişir. Bu farklılığın nedenlerinin neler olduğu ve kendini toparlama gücünün nasıl arttırılacağı psikolojinin çalışmaya devam ettiği bir konu olmakla birlikte kendini toparlama gücü ile ilişkili bulunmuş olan bazı kavramları bu yazıda ele almak istiyorum. Bunlardan ilki iyimserlik.

İyimserlik kavramı her şeyi tozpembe görmek ya da polyanacı olmakla karıştırılmamalıdır. İyimserlik, olumlu sonuçları beklemeye ilişkin eğilimleri içeren hem bir kişilik özelliği hem de düşünme biçimi olarak görülebilir. İnsanların sonuçlara ilişkin genelde olumlu veya olumsuz olarak yapılandırdıkları beklentilerini, olayları ele alış biçimlerini, olaylarla uğraşma tarzlarını ve iyilik hallerini etkiledikleri düşünülebilir. Kışın yağmur suyu ile çamur olan topraklarda ilkbaharda çiçek açacağını bilmek, bunu beklemek gibi örneklenebilir. Çamur bütün gerçekliği ile ortadadır. Oradadır. Çamurun ortasında çıkmaz bir karamsarlık duygusu bireyin ilkbahara kadar geçecek olan zamanını daha iyi geçirmesini sağlamayacaktır. Çamurun daha erken bitmesini sağlamayacaktır. Çiçeklerin daha erken açmasını sağlamayacaktır. İşlerin yoluna girme ihtimaline olan inanç insana yaşadığı zorlukla baş etme gücü verir. 

Özyeterlilik ise “Bireyin belli bir eylemi gerçekleştirmek için gerekli aktiviteyi organize edip, başarılı olarak yapma kapasitesine duyduğu inanç” olarak ifade edilebilir. Doğal olarak bireyin kendi potansiyeline duyduğu inanç geçmiş deneyimleri ve bu deneyimleri değerlendirmelerinden etkilenir. Bireyler yaşadıkları zorlu yaşam olayları sırasında risk, tehlike ve olumsuz durumları görme eğiliminde olsalar da geçmişte üstesinden geldiği bir zorluk ile ilgili anılar karanlıkta parlayan bir yıldız gibi yol gösterebilir. Herhalde hepimizin zaman zaman başarısız olduğu, yenildiği, kaybettiği durumlar olmuştur. Ancak halen hayattaysak, şu anda bu yazıyı okuyorsak bu güne kadar küçük veya büyük bazı başarılarımız olmuş demektir. Bunları fark etmek yeniden yapmak veya daha iyisini yapmak konusunda kendimize olan inancımızı olumlu etkileyebilir. 

Başa çıkma stratejileri ise stres yaratan durumların uyandırdığı duygusal gerilimi azaltma, yok etme ya da bu gerilime direnme amacıyla gösterilen davranışsal ve duygusal tepkilerin bütünü şeklinde tanımlanabilir. Bu stratejiler her birey için az ya da çok farklılaşabilir. Sizin kendinizin hangi baş etme stratejileri kullandığınızı keşfetmek için, yaşadığınız zorlu yaşam olaylarında veya sizde yoğun olumsuz duygular yaratan durumlarda neler yaptığınıza, bu dönemi nasıl geçirdiğinize göz atmak fikir verebilir. Eğer baş etme stratejileriniz sizin daha iyi hissetmenizi sağlıyorsa, sorununun çözümü için işe yarıyorsa, sizin kendi kişiliğinize uygunsa, başkalarına veya size zarar vermiyorsa düştüğünüzde yeniden ayağa kalmak için uygun bir stratejiniz olduğu düşünülebilir. 

Hiç budanmış bir ağaç gördünüz mü? Dalları kesilmiş hatta bazen hiç yaprağı kalmamış ağaçların ilkbaharla birlikte filizleneceğinden emin gibiyizdir. Çünkü ağaçların böyle yaptığını biliriz. Gövdesi sağlamsa, kökleri sağlamsa budanmış bir ağaç ilkbaharda kendini yeniden toparlar. Çoğunlukla da daha güçlü dal ve yapraklarla.  Ağaçlar yeniden filizlenme gücünü ölene kadar içinde taşır. İnsan da zaman zaman yaralanmıyor mu? Zaman zaman dallarını, yapraklarını kaybetmiyor mu? Peki insan da yeniden filizlenme gücünü içinde taşımıyor mu?

  • BIST 100

    10643,58%3,14
  • DOLAR

    32,20% -0,22
  • EURO

    34,90% -0,22
  • GRAM ALTIN

    2504,01% 1,55
  • Ç. ALTIN

    3989,88% 1,04
  • Pazar 27.3 ° / 21.2 ° false
  • Pazartesi 28.1 ° / 21 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 29.3 ° / 20.7 ° Güneşli

Antalya

19.05.2024

  • İMSAK 04:02
  • GÜNEŞ 05:39
  • ÖĞLE 12:59
  • İKİNDİ 16:48
  • AKŞAM 20:08
  • YATSI 21:39