Selçuk ÖZTÜRK

Tarih: 24.09.2024 23:26

KAMU SİYASET KISKACINDA: ORMANCILAR HEDEFTE

Facebook Twitter Linked-in

Gazipaşa’da rant da bitmez, ranta bağlı olay da siyasi baskı da…

Bir önceki yazımda, AK Parti’nin yozlaşmış referans sektörü, bir diğer adıyla torpil çarkı ve liyakat dışı yapılan atamalar ile kişisel meselelerden dolayı gerçekleşen görevden almalar hakkındaki gerçekleri gündeme getirmiştim…

Yine yazımda, AKP’li iki isme ceza yazıldı diye İlçe Tarım Müdürü’nün görevden alındığını, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün “Uyumlu Çalışamama” bahanesiyle görevden alınacağını belirtmiştim ve öyle de oldu…

Devlette devamlılık esastır. Gelen de giden de hepimizin müdürü, lakin bu gelmeye, gitmeye siyaset bulaşınca iş orada karışıyor işte… İnat uğuruna kimse görevinden alınmasın, bizler gelenin-gidenin ismine değil, AKP’nin yozlaşmış, çürümüş keyfi uygulamalarına karşıyız…

Yeni gelişmeler var. Hem parti içinde hem Gazipaşa’da hem de Antalya’da, birçok yerde de konuşuldu bu olay… Bu sefer olayın adresi İlçe Tarım ya da Milli Eğitim değil, Orman İşletme Müdürlüğü…

Hani şu AKP’li bir yönetici vardı ya; adı orman işgalleriyle gündeme gelen, 90 yaşındaki babası hakkında orman arazilerini işgal ettiği gerekçesiyle işlem yapılan ve hatta kendi ifadesinde işgalleri 90 yaşındaki babasının yaptığını söyleyen, hayırlı evlat… AKP yöneticisi H.Ç.

AKP İlçe Yönetimi şimdi de bu olayın derdine düştü… Antalya Orman Bölge Müdürlüğüne baskın yapar gibi bir ziyaret gerçekleştiriyorlar, birkaç ay öncesi… AKP İlçe Başkanı, yönetici H.Ç. ile bazı yöneticiler var ziyarette. Yanlarında da Vekil Kemal Çelik’in olduğu bilgisine ulaştım.

Sebeb-i ziyaret belli… H.Ç.’nin babası hakkında “Orman İşgali” için yapılan işlem… Bizimkilerin isteği ne peki: Ormanları işgalcilerden koruyan ve işgalcilere işlem yapan Orman Muhafaza Memurlarının Gazipaşa’dan sürülmesi… O zamanın Orman Bölge Müdürü Vedat Bey’den istekleri bu…

Hele hele… Adamların derdine bak. Kanunları işletmesi için devlet tarafından görevlendirilen memurlar, H.Ç.’nin yakınına işlem yaptı diye sürülecekmiş… (Böyle bir şey mümkün olur mu? Dememle birlikte AKP Türkiye’sinde her şeyin mümkün olacağı geldi aklıma.)

Ama yaparlar, yemin ederim yaparlar… Bu memurlar işini yapıyor, kanunlar bunu emrediyor, ben bir halt ettim, cezam neyse çekeyim demezler; işine çomak sokanın peşine düşerler sürmek için, intikam için, sözüm ona ders vermek için…

İşin en acı yanı, böyle seviyesiz bir isteğe alet olanların birinin halkın olayları seçilmiş vekil, diğerinin de hükümetin ilçe başkanlığını yapan isimler olması...

Ya hak da sorar, halk da sorar… Bu adamları ormana niye diktiniz? Bu adamların görevleri ormanları korumak değil mi? Bu devletin kanunlarından AKP’nin yöneticileri muaf mı? Köylüye, garibana, CHP’liye, MHP’liye, TİP’liye, İYİ’ye TKP’liye tutulsun diye mi var bu zabıtlar? Bu kanunlar AKP’liye dokunulmasın diye mi kondu?

Polis, jandarma ceza yazar, sürelim…

İlçe Tarım ceza yazar, sürelim…

Ormancı zabıt tutar, sürelim…

Ya bir durun be, Allah aşkına bir durun… Kibirden irin tutmuş o kalplerinizi bir temizleyin artık. Kanunlar, bize işlemez kafasından bir sıyrılın gayrı. Amiri, memuru, müdürü bir rahat bırakın, kamu kurumları rant için değil de halk için bir çalışsın bundan sonra…

Kime, neyi anlatıyoruz gerçi…

Anlatıyoruz anlamıyorlar… Ben bunları yazdım diye, partiye zarar veriyormuşum… Ama, hem partilerine hem de bu ülkeye verdikleri zararın farkında bile olmazlar bunlar… Bunlar, içinde “Adalet” kelimesi geçen AKP’nin çatısı altında “Ne yapsak kardır” kafasındalar çünkü…

Bu zihniyet, sadece bireysel çıkarlara hizmet etmiyor, devlet mekanizmasının işleyişini de kökünden zedeleyen bir yapıya dönüşüyor. Torpil ve rant düzeni, memurun, müdürün, işini hakkıyla yapan her görevlinin bir korku ikliminde çalışmasına neden oluyor. Her an bir telefonla sürülebilecek, görevden alınabilecek olma endişesi, adaletin ve devletin halk için değil, bir zümre için çalışmasına yol açıyor.

Bir ilçede bile böylesine organize bir şekilde hareket eden, devletin görevlilerine baskı kuran bu sistemin, ülke genelinde nasıl sonuçlar doğurduğunu düşünmek ürkütücü. Gazipaşa gibi küçük bir yerde bile bu kadar açık bir şekilde güç kullanılıyorsa, diğer yerlerde neler oluyor?

Kamu vicdanı nerede?

Bu noktada sorulması gereken asıl soru şu: Neden kimse ses çıkarmıyor? Kamu görevlileri neden bu kadar yalnız bırakılıyor? Sadece işini yapmaya çalışan bir ormancı ya da tarım müdürü, bir yandan kanunları uygularken diğer yandan siyasi baskılarla başa çıkmaya çalışıyor.

Burada en büyük sorumluluk bizde. Bu olayları yalnızca gazete haberlerinden, köşe yazılarından takip edip geçmemeliyiz. Kendi yaşam alanlarımızda olan bitenlere daha fazla sahip çıkmalıyız. Siyasi baskıların, adaletsiz uygulamaların sadece bir kesimin değil, toplumun tamamının hayatını etkilediğini fark etmeliyiz.

Sonuç: Herkes için adalet...

Unutulmamalı ki, devletin görevi halkın güvenliğini, adaletini ve refahını sağlamak. Bu düzenin böyle devam etmesine izin verirsek, sadece bugün değil, yarın da kaybederiz. Herkesin eşit olduğu, kanunların herkes için aynı işlediği bir düzen inşa etmek zorundayız. Siyasi bağlantıların değil, liyakatin öne çıktığı, kişisel çıkarların değil, kamusal faydanın esas alındığı bir ülke yaratmak, hepimizin ortak sorumluluğu.

Kalın sağlıcakla…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —