Nayim ARSLAN


İNSAN KADAR ESKİ İNSAN KADAR GÜNCEL BİR DUYGU OLARAK ÖFKE

İNSAN KADAR ESKİ İNSAN KADAR GÜNCEL BİR DUYGU OLARAK ÖFKE


Öfke duygusu dünyadan silinse dünya nasıl bir yer olur?  Öfke insanlık tarihi boyunca bizimleydi. Yokluğunun ne olduğunu hiç yaşamadık. Gelin beraber öfke duygusuna yakından bakalım ve varlığını yokluğunu anlamaya çalışalım.

Eğer öfke olmasa dünyadan kavgaların, savaşların silineceğini ve dünyanın cennetten bir beşik olacağını sananlar varsa bunca kötülüğün suçunu bir duyguya yüklediler demektir. Şiddet ve saldırgan davranışlarla sık ilişkilendirilse de öfke duygusu doğrudan sonuçlara neden olmaz. Hatta bence savaşların öfke ile pek ilgisi yoktur. Daha çok çıkarlarla ilişkisi vardır. Öfke ancak çıkarlar için savaşabilecek öfkeli askerler bulmaya katkı sunabilir. Oysa çağımızda savaşların kararını askerler vermez. 

Sosyal ilişkilerde bazı saldırgan davranışlar öfke duygusu ile ilişkili olsa da öfkenin doğrudan bir sonucu değildir. Daha çok öfke duygusunu ifade etme biçimimiz ile ilişkilidir. Yani davranışlarımızla…  Çünkü öfke dünyanın bütün toplumlarında, bütün insanlarda hatta memeli hayvanlarda da olan temel bir duygudur. İyi veya kötüden ziyade doğal ve spontan bir duygudur. Bütün insanlar öyle ya da böyle öfke duygusunu hissettiği halde herkes bu duygusunu şiddet ve saldırganlık şeklinde ifade etmemektedir. Veya benzer yoğunluktaki bir öfke duygusuna farklı insanlar farklı şiddette saldırganlık tepkisi vermektedir. Peki ne oluyor da toplumda kötü bir üne sahip? Bu kötü ünün sebebinden de bahsedeceğim ama isterseniz gelin önce öfkeyi daha yakından tanıyalım. 

ÖFKE, DÜNYA BİZİM İSTEDİĞİMİZ GİBİ BİR YER OLMADIĞINDA ORTAYA ÇIKAN BİR DUYGUDUR.

Bedensel veya ruhsal bütünlüğümüze bir saldırı olduğunda öfke duygusu ortaya çıkar. Engellendiğimizde ortaya çıkar. Söz konusu bütünlüğe saldırı ve engellenme durumlarına örnek olarak vurmak, aşağılamak, dar bir odaya kilitlemek verilebilir. Ancak modern yaşam söz konusu ise bu örnekleri trafik sıkışıklığından, geç yatan maaşınıza kadar çoğaltmak mümkündür. Sizler bu örnekleri modern yaşamda saldırıya uğradığınızı veya engellendiğinizi düşündüğünüz sosyal ortamlar veya maruz kaldığınız olaylarla çoğaltabilirsiniz.

Öfke aslında bizim sınırlarımızı belirler. Öfke bizi biz yapan bir duygudur. Bizim sınırımızın ihlal edildiği, engellendiğimiz veya bir saldırıya uğradığımız konusunda bizi uyarır. Fakat öfkenin uyarı sistemi sabah alarmınızdan ziyade apartmanın yangın sirenine benzer. Bu güçlü bir uyarıdır. Çünkü beynimizde bazı fizyolojik süreçler işler. Yoğun öfke duygusu yaşandığında, olay ve durumları planlamamızı, değerlendirmemizi ve üst düzey bilişsel işlemleri yapmamızı sağlayan dış beyin(korteks), amigdala adı verilen bir merkezce devre dışı bırakılıp limbik sisteme yetki verilir. Buna amigdala gaspı da denir. Limbik sistem, daha hızlı tepki vermemiz gereken savaş-kaç gibi temel tepkilerimizden sorumlu beynimizin daha ilkel bölümdür. Limbik sistem karmaşık süreçler yürütemez. Toplumda duyduğumuz “sigorta attı” deyimi duruma uygun bir benzetmedir. Yoğun öfke duygusu yaşayan kişilerin geçici bir süre mantıklı düşünememelerinin sebebi de budur. Yoğun öfke duygusu hem içsel bir sıkıntıya sebep olur hem de işlevsel olmayan mantıksız ve abartılı davranışlara sebep olabilir. Öfkenin toplumda kötü üne sahip olmasının iki nedeninden biri yaşanan iç sıkıntıdır. Bu duygunun doğal sıkıntı vericiliğidir. Bir diğeri de yoğun öfke duygusu yaşarken tepkilerin ve sergilenen davranışların insanların başına dert açmasıdır. Doğal ve insani bir duygu olan öfkeyi kökünden ortadan kaldırmak mümkün değildir. Gerekli de değildir. Hatta öfke duygusunun uygun bir iletişim ile ifade edilmeden bastırılması sonradan ortaya çıkacak öfke patlamalarına sebep olabileceği gibi bastırılan ve ifade edilmeyen öfke başka duygusal veya fiziksel rahatsızlıklara neden olabilmektedir. 

ÖFKEYİ İFADE ETMENİN PEK ÇOK BİÇİMİ VARDIR

Öfke duygusunun ifade ediliş biçimlerinden biri pasif agresif olarak tanımlanan davranış biçimleridir. Bu davranış biçimine müdürüne öfkelendiği için evrakı geciktiren bir memur veya eşine kızdığı için trip atan bir bey örnek verilebilir. Bu tarz ifade biçiminde ilişkide bir sıkıntı olduğu anlaşılsa bile sıkıntının ne olduğu, neyin istendiği, yaşanan duygunun ne olduğu genellikle anlaşılmaz ve bu yöntem sorunu çözmediği gibi pasif agresif tepki veren kişi de içten içe kurulur ve sıkıntı yaşar.

Öfkenin saldırgan ifade edilme biçimi adından anlaşıldığı üzere öfke duygusunun zarar verici ve yıkıcı şekilde ifade edildiği sözel veya fiziksel davranışları kapsar. Toplumda öfkenin ilişkilendirildiği ve yaygın konuşulan tepki aslında budur. Bu saldırgan ifade biçimi hem sosyal ilişkileri olumsuz etkiler hem de bireyin başının yasalarla derde girmesine neden olabilir.

Öfkenin bastırılması ise öfkelenmemeye çalışıp öfke duygusu yokmuş gibi üstünü örtmeyi anlatır. Bu ifade biçimi bazı toplumlarda olumlansa da uygun olmayan ve bireyin kendisine ve ilişkilerine zarar veren bir ifade biçimidir. Bazı çevrelerde öfke kontrolü şekilde ifade edildiğine tanık oluyorum. Ancak öfkeyi yok etmeye çalışmak/yokmuş gibi davranmak öfkeyi bastırmaktır. Ve öfke kendini bir şekilde gösteren bir duygudur. Karanlık bir odaya kilitlendiği için gittikçe hırçınlaşan bir canlı gibi bastırıldıkça kontrol edip yönetmek zorlaşır. 

Oysa öfkelendiğimizde duygumuzu kabul edip hangi duruma öfkelendiğimizi, ne istediğimizi, kendi duygu durumumuzu ifade etmek öfke duygusunun işlevsel bir şekilde hayatımızda bulunmasına katkı sağlar. Eğer çok yoğun hissedilen bir öfke varsa bunları yapabilecek kadar sakinleşmeyi beklemek yada kısa süre ortam değiştirip öfkeyi sağlıklı şekilde ifade edecek şekilde yönetmek mümkün olabilir. Uzun süreli olarak yoğun öfke hissediliyor ve yönetmekte zorlanılıyorsa psikolojik destek hizmeti almaktan çekinmemek gerekir. Halının altına gizlenmiş öfke sık sık tetiklenip kendini yıkıcı şekilde gösterebilir. Öfkenin ifade biçimine bir davranış kalıbı olarak alışılmış olabilir ve bu alışılmış kalıplar değişim için direnç ve zorluk oluşturabilir. Fakat insanın davranışlarını değiştirebilmesi mümkündür. Belki de ilkel dönemlerden beri bizimle olan ve bizi koruyan, sınırlarımızı belirleyen, çevremize etki etme motivasyonu oluşturan bu doğal duyguyu çağımızda nasıl yöneteceğimizi öğrenmeye ihtiyacımız vardır. Bunun ilk adımı da kabul etmek ve öfkemizle barışmak. Öfke kesilip yok edilmesi gereken dikenli bir çalı muamelesi görmeyi hak etmiyor. O dikenli çalılarla nasıl yaşayacağımızı, nasıl düzenleyeceğimizi öğrendiğimizde evimizin etrafını çevreleyen işlevsel bir çit gibi hayatımızda olumlu bir anlamı olacaktır. 

  • BIST 100

    10643,58%3,14
  • DOLAR

    32,20% -0,22
  • EURO

    34,90% -0,22
  • GRAM ALTIN

    2504,01% 1,55
  • Ç. ALTIN

    3989,88% 1,04
  • Pazar 27.3 ° / 21.2 ° false
  • Pazartesi 28.1 ° / 21 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 29.3 ° / 20.7 ° Güneşli

Antalya

19.05.2024

  • İMSAK 04:02
  • GÜNEŞ 05:39
  • ÖĞLE 12:59
  • İKİNDİ 16:48
  • AKŞAM 20:08
  • YATSI 21:39