Gazipaşa siyaseti ve hukuk camiası, son günlerde dikkat çekici görüntülere sahne oldu. Adli yıl açılışı kapsamında düzenlenen etkinliklerde, AK Parti İlçe Yönetim Kurulu üyesi ve Yürütme Kurulu Seçim İşleri Başkanı olan bir yöneticinin, hükümeti zaman zaman sert sözlerle eleştiren Antalya Barosu Gazipaşa temsilcisiyle meydanda yan yana bulunması, kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Tartışmaları daha da alevlendiren gelişme ise, aynı yöneticinin AK Parti Gazipaşa İlçe Başkanı ile birlikte baro temsilcisini ziyaret etmesi oldu. Bu ziyaret, parti içinde “Hizmet mi, ihanet mi?” sorusunu gündeme taşıdı.
Bir diğer dikkat çekici nokta da Gazipaşa Cumhuriyet Başsavcısı’na yapılan adli yıl ziyaretinin es geçilmesi. Baro temsilcisiyle verilen yakın fotoğraflar ortadayken, savcıya neden bir ziyaret yapılmadı? Eğer mesele yalnızca “adli yıl kutlaması” ise, neden taraflardan biri tercih edilip diğeri görmezden gelindi?
Bu sorular, aslında Gazipaşa’daki siyasi ve hukuki dengelerin hangi yönde şekillendiğini de gösteriyor. Çünkü bu tür temaslar sadece protokolün bir parçası değil; aynı zamanda kimin hangi çizgide durduğunu, kimin kimle yan yana yürümeyi tercih ettiğini ortaya koyuyor.
Parti disiplini, siyasi duruş ve temsil sorumluluğu; bireysel ilişkiler ve kişisel yakınlıklarla karıştırıldığında, ortaya bugünkü gibi “gri tablolar” çıkıyor. Gazipaşa’daki son görüntü de tam olarak böyle bir tabloyu işaret ediyor.
Kısacası mesele, basit bir protokol meselesi değil. Asıl mesele şu soruda gizli: Kim hangi çizgide duruyor? Bu soruya verilecek yanıt, sadece kişilerin değil, kurumların da nasıl algılandığını belirleyecek. Ve işin en kritik tarafı, o algının bir kere oluştu mu kolay kolay değişmemesidir….
