Doç. Dr. İbrahim Gedikoğlu Ziraat Yüksek Mühendisi

Tarih: 09.05.2025 09:00

GAZİPAŞA BELEDİYESİ İLGİLİ BİRİMİNDEN RİCAMDIR

Facebook Twitter Linked-in

Sevgili Gazipaşalılar, her ne kadar Gazipaşa Belediyesinin ilgili biriminden ricam olsa da konu hepimizi ilgilendirmektedir. 

Konuyu eğmeden bükmeden doğrudan ele almak istiyorum. İki konudan söz edeceğim;

Birincisi, ağaçlara asılan afişler asılı kaldıkları süreçte ve asıl alındıktan sonra ağaca düğümlü kalan ipler,

İkincisi, dikilen yeni fidanlar ve eskiden dikilen fidanların takip edilmemesi sonucu bitkilerin gördüğü zararlar. 

Öncelikle, ilçemizin en göz önünde olan Uğur Mumcu (Deniz yolu) caddesinde. 

Sizleri sıkmadan ve bilime boğmadan kısa bir bilgi vermek durumundayım ki konu anlaşılabilsin. Ağaçlarda üç doku tabakası vardır. Dıştan içe doğru, gözle gördüğümüz kısım kabuk, onun altında floem (soymuk borular), kambiyum dokuları, ksilem (odunsu borular) ve en içte öz bulunmaktadır. Bitkiler kökleri ile suyu alırlar ve odunsu borular ile yapraklara taşırlar; yapraklarda şekerler oluşur ve soymuk boruları ile bitkinin gövde ve dallarına dağıtılırlar. Bitkiler böylece hem bizleri besleyen ürünler yetiştirmemizi sağlarken, hem de kendilerini enine ve boyuna büyütürler. Bu büyümeyi de odun ve soymuk boruları arasındaki kambiyum dokuları yapar. 

İşte işin püf noktası da buradadır. İpler ağaca sıkıca bağlandığında kabuğun altındaki soymuk borularına basınç uygular ve yapraklarda üretilen şekerlerin (fotosentez ürünlerinin) diğer dokulara iletimine engel olur, bu da köklerin ve gövdenin alt kısımlarının yeterli besin alamamasına yol açar. Bu arada, büyümeyi sağlayan kambiyum, bitkiyi enine büyütmeye çalışırken, ipin gövdeyi sardığı yerden büyüyemez, çap artışı olmaz. Zamanla ağacın enine büyümesi devam ettikçe, kambiyumun altında bulunan odun boruları dahi zarar görür,  ipin daha da sıkıştırması ile o bölgenin üstten ve alttan şişmanladığı, ipi (veya teli) içine alacak şekilde, insan göbeği gibi büyüdüğü görülür. Ağacın üst kısımlarına su ve besin maddeleri iletilemez. Ağaç su stresine girer, zayıf ve cılız gelişir, fotosentez hızı düşer, yapraklar küçülür ve kurur. Ağaç ölür.

Bu aşamaya gelmiş, kendini çevreleyen ipi ve teli yutmuş, ipin gövdeye bağlandığı yerde kalan düğüm uzantıları sanki ağacın gövdesinden ipler çıkıyormuş gibi olan ağaçlar bile gördüm. 

Sevgili Gazipaşalılar, böyle ağaçları eminim sizler de görmüşsünüzdür ve şaşırmışsınızdır.

İlgili birimde görev yapan değerli Belediye çalışanları,

Elinize kolunuza sağlık, yeni fidanlar dikiyorsunuz. Yanına da fidandan büyük bir odun (!) çakıp (aslında destek çubuğu olsa yeterli iken) fidanı bir iple ona bağlıyorsunuz destek olsun diye. Büyük emek ve masraf… Ancak sonrasını neden takip etmiyorsunuz. Fidanın yanına çakılan destek çubukları (odunları) ile fidan arasında zamanla gelişen değişimler kesinlikle fidanların elden çıkmasına neden oluyor. Bu açıdan, birçok hata yapılıyor ya da zamanla oluşuyor ve takip edilmediği için fidanlar ölüyor. Dahası, büyüyebilen fidanlar da hep yaralı bereli büyüyor. Zayıf, cılız ve her an ölmeye yakın oluyor. 

Gördüğüm hatalar; 

Fidanlar ile destek çubukları arasında yeterli mesafe bırakılmıyor. Destek çubukları yeterince sağlam çakılmadığı için ilk yağmur ve sonrasındaki rüzgârlarda dipten gevşeyerek fidan ile odun birbirine değmeye, sürtünmeye başlıyor, yeni çıkan sürgünlerin ve fidan kabuğunun derin yaralanmasına, neden oluyor. 

Fidan büyüdükçe toprakta boşa çıkan destek odunu, fidana destek olacağı yerde, birbirlerine bağlı olduklarından fidan ona destek olmaya başlıyor. Ancak gücü yetersiz kaldığından, takip edilmediği için, ya eğri büyümeye başlıyor ya da bu yükü çekemeyip kırılıyor. 

Birbirine sıkı bağlanan fidan ve destek odunu fidanların boğulmasına neden oluyor.

Çoğu büyüyebilmiş fidanlarda ise derin yaralar, bereler var. Eğri büğrü büyümüş durumda ve neredeyse boşta sallanan odunlarını yük olarak taşımaya devam ediyorlar. Bunlar neden takip edilmez, vaktinde alınmaz, anlamak zor… Bu destek odunlarının fidan tuttuktan sonra alınmaları gerekmez mi?

Yaralanan, berelenen gövdeler mantar, bakteri ve böcekler gibi hastalık yapıcılar için giriş noktası oluşturuyor.

Değerli Belediye ilgilileri, geçen yıl diktiğiniz fidanlara lütfen bakar mısınız? Çoğu saydığım nedenlerle ziyan oldu. Eskiden dikilmiş ve bütün bu engellerine rağmen büyüyebilmiş ağaççıkların biçimlerine, yara berelerine bakar mısınız? Yazık… 

Şahsen elimde çakı bıçağı ile gördüğüm, ulaşabildiğim yere kadar, ağaçların gövdelerine bağlı ipleri kesiyorum. Ancak, birkaç yerde ulaşamadığım dallar boğulmaya devam ediyor ne yazık ki… 

Destek çubuklarına gelince, onlar her yerde, bulvar, cadde, sokak aralarında ve parklarda bitkileri yaralamaya, berelemeye devam ediyor. 

Bu bağlamda, ağaçlara asılı kuş yuvalarının tellerine bile bakmanızı öneririm. Hemen kuş yuvalarına karşı demeyin, aksine kuş yuvalarının dalına konacakları ve yuva yapacakları ağaçların ölmesine karşıyım. Püf noktası, kuş yuvalarının metal telleri ağaca sadece üstten baskı yaptığı için dallar kendilerini kurtarıyor gibi gözükse de üstten kanserleşme başlamış olabiliyor.

Nasıl çözülür? Çözümü var elbette. En basit çözüm bir veya bir kaç elemanınızı görevlendirerek zaman zaman takip etmek.  İç işlerinizde nasıl bir çözüm üretirsiniz bilemiyorum. Burada yazdıklarım, sizler tarafından da eminim bilinen konulardır. Belki benim görmediğim, sizin bildiğiniz başka nedenleri de vardır. İşte tam da bu yüzden buradan yazmaya karar verdim. Sorun ortada, çözüm ise sizde. Önemli olan üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil…

Eminim, benim gibi bu soruna üzülen birçok Gazipaşalı da vardır. 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —