Nayim ARSLAN

Tarih: 16.02.2023 12:13

DUYGUSAL YARALARI DA SARMALI

Facebook Twitter Linked-in

Psikolojik ilk yardım ve sosyal destek ruh sağlığı uzmanı olmayan bütün vatandaşlarımızın sağlayabileceği desteklerdir. Deprem bölgesinden tahliye edilerek ilimize yerleşen misafirlerimizin duygusal yaralarını sarabilmek için yapabileceklerimiz var.

Ülkemizde yaşanan büyük deprem felaketi bir çok yönden derin yaralara neden oldu. Bunlardan biri de duygusal yaralar. Deprem gibi büyük doğa olayları sonucunda yaşanan kayıplar ve tehdit algısı psikolojik travma yaratır. Bu travmanın Travma Sonrası Stres bozukluğuna dönüşme durumu bireye göre değişse de travma sonrası normal tepkiler diye adlandırılan bazı tepkilerin görülmesi olağan kabul edilir. Bunlara bazı örnekler vermek gerekirse;

Ruh sağlığı alanında çalışan meslektaşlarımızın gerek psikolojik ilk yardım ve psikososyal destek aşamasında gerek ise daha sonra yapılacak olan müdahale ve  psikoterapi için hummalı bir çalışma içinde olduklarını görüyorum. Sadece ruh sağlığı uzmanlarının yapması gereken psikolojik destek ve müdahale türleri olsa da psikolojik yaraları sararken ruh sağlığı uzmanı olmayan kişilerin de yapabileceği şeyler vardır. Yeter ki bunun nasıl yapılacağı öğrenilmeye çalışılsın. Örneğin bütün vatandaşlar Psikolojik İlk Yardım eğitimi almaları halinde psikolojik ilk yardım verebilir. Psikolojik ilk yardım sadece ruh sağlığı uzmanlarının yapması gereken bir hizmet değildir. Sosyal destek de psikolojik yaraların sarılmasında oldukça önemlidir. Bunu da yine ruh sağlığı uzmanı olmayan bireyler yapabilir.

Deprem bölgelerinden tahliye edilen vatandaşlarımız hafta başı itibariyle Mersin, Gazipaşa, Antalya güzergahı boyunca yerleşmeye başladılar. Artık mahallemizde, dükkanımızda, apartmanımızda veya yurt, misafirhane gibi konaklama yerlerinde deprem bölgesinden gelmiş misafirler ile karşılaşmaya başladık. Depremden zarar görmüş misafirlerimizin duygusal yaralarını Gazipaşalılar olarak nasıl sarabiliriz? Nelere dikkat etmek gerekir sizlerle onu paylaşmak istiyorum? Çünkü kültürümüzde bazı yaygın iletişim türleri yas ve travma yaşayan bireylere faydadan ziyade zarar verebiliyor. 

İlk olarak öncelikle temel ihtiyaçların karşılanması gerektiği ve insanların temel ihtiyaçları giderilmeden odak noktalarının temel ihtiyaçlarında olduğu unutulmamalıdır. Temel ihtiyaçların karşılanması hem biraz rahatlama sağlayacaktır. Hem de yaşam rutinlerine dönme veya diğer ihtiyaçlara odaklanmaya doğru bir ilerleme sağlayacaktır. Ancak temel ihtiyaçları karşılarken de bireylerin psikolojik iyi oluşlarını düşünerek duyarlı davranmakta fayda var. Çünkü Psikolojik durum ayrı bir düzlemde bulunan temel insani ihtiyaçlardan bağımsız bir şey değildir. Yaşamın diğer alanları ile iç içedir. Her aşamada durumu doğru anlamak için izlemek ve gözlemlemek, iyi dinlemek ve yardım alabilecekleri veya ihtiyaç duydukları birimlerle bağ kurmalarına yardımcı olmak oldukça önemlidir. Kısaca yazmak gerekirse; İZLE, DİNLE, BAĞ KUR.

Bölgemize gelen depremzede misafirlerimizin yaşadığı öfke, çaresizlik, kaygı, hassaslaşma, suçluluk, gergin olma gibi duyguları yaşıyor olmalarının normal olduğunu ve bu duyguların eleştirilmeden, yargılamadan, akıl vermeden, nasihat etmeden kabul edici bir şekilde dinlemenin gerekliliği hatırlanmalıdır. Devlete veya sizin çok değer verdiğiniz bir konuya eleştiri, isyan, itiraz etmelerinin, suçlamalarının bu süreçte normal olduğunu bilmek gerekir. Tartışmaya girmek veya karşı çıkmak yerine duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmak gerekir. Alıştığımız ve akıl veren, nasihat eden veya boş ver canın sağ olsun gibi yaşadığı duygu veya durumu hafife alan yaklaşımlardan kaçınmak gerekir. Unutmayın herkes kendi yasını yaşar. Sizin için hiç bir önemi olmayan kayıplar bile o kaybı yaşayan kişi için oldukça önemli olabilir. Yas süreci bireyseldir. Kabul etmek ve yanında olduğumuzu hissettirmek yarar sağlayacak olan bir tutumdur. 

Yaşanan bu büyük acının maalesef kestirme bir geçişi yok. Bu acının bir süreç içerisinde sağlıklı olarak yaşanması gerekiyor. O yüzden bireylerin kendi acılarını yaşamak ve yaslarını tutmak için zamana ihtiyaçlarının olduğunu belirtmek istiyorum. İnsan tıpkı yara almış bir ağaç gibi yarasını kendi öz suyu ile sarar. Bazen yapmamız gereken şey müdahale etmemek, kabul etmek ve zaman vermektir. Bu aşamada gerekli olan tutum budur.

Yaşanan süreç bireylerin yalnız, çaresiz ve güvensiz hissetmelerine neden olabilecek bir süreçtir. Bölgemize gelen misafirlerimizin yanında olduğumuzu, bize güvenebileceklerini hissetmelerini sağlamak yaşadıkları yalnızlık, çaresizlik ve güvensizlik duygularının üstesinden gelmelerine katkı sağlayacaktır. Ancak bunu yaparken bunaltmadan kendi yapabilecekleri işler için de alan bırakarak yardım talep ettikleri konularda veya yardım edebilir miyim? Gibi onay alınarak destekte bulunmak daha uygun alacaktır. Üstenci bir yaklaşımla koruyup kollamak ve kendini yetersiz, muhtaç hissetmesine neden olacak bir tutum yerine dayanışmacı ve yan yana bir tutumla yanındayım kardeşim mesajı vermek daha destekleyici olacaktır. Toplum nasıl davranırsa davransın elbette bazı bireylerin bu tepkileri daha uzun süreli yaşamasını bekliyoruz. Beklenen bu oran yaklaşık olarak %13’tür. Travma sonrası stres tepkileri bir aydan fazla süren vatandaşlarımız için bizler psikoterapi hizmeti sunmaya hazırız. Ruh sağlığı uzmanları hazır. 

Gelin daha şimdiden toplum olarak elimizden geleni yapalım. Bu hafta deprem bölgelerinden gelen misafirlerimizle empati kurmaya çalışalım. Temel ihtiyaçlarını ve temel güven duygusunu yaşamalarına destek olmaya çalışalım. Koşulsuz şartsız yaşadıkları duyguları kabul edelim. Böylece travma sonrası normal tepkilerin sağlıklı bir şekilde yaşanmasına destek olmuş ve psikolojik yaraların bir nebze olsun sarılmasına katkı sunmuş olunur. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —