Nayim ARSLAN

Tarih: 25.05.2023 19:03

DUYGULARI SİPARİŞ EDEMEYİZ

Facebook Twitter Linked-in

Modern dünya ve ekonomik sistem ihtiyaçların sipariş edilerek karşılandığı bir hal aldı. Neredeyse bütün eşyalar, çiçekler, yiyecekler veya bunlar için araç gereçler ve daha bir sürü şey sipariş edilip bedeli ödendikten sonra sahip olunuyor. Neyse ki halen sipariş etmek zorunda olmadığımız veya istesek de sipariş edemeyeceğimiz şeyler var. Örneğin duygular…

Çok eski tarihlerde ihtiyaçların nasıl giderildiği konusu bu yazının konusu olamaz elbette. Ancak şu anda modern zamanların getirdiği alışkanlıkların duygular konusunda belli belirsiz bir yanılgı yarattığını düşünüyorum. Yanılgı olarak ifade ettiğim şey birilerine göre yanlış olacak bir durum değil. Bireyin ihtiyaçlarını giderirken kendi değerlendirme sürecinde bir algı yanlılığı oluşturduğu için amacına uygun olmayan davranışlar sergilemesini, kendi bireysel değerlendirmesinin yanılma durumunu kastediyorum. Tıptı çok tercih edilen telefon modelleri gibi çok tercih edilen özenilen duygulara sahip olmak için birey bir arayışa çıkıyor. Mutluluk, neşe, huzur, sevgi, eğlence, aşk… Oysa duygular ile eşyalar arasında önemli bir fark var. Duyguları sipariş edemeyiz. Duygular spontandır. Yani kendiliğinden ortaya çıkar, içimizden gelir. Yaşarız. Sipariş edemediğimiz gibi iade de edemeyiz. Örneğin eğlenmek amacıyla bir partiye gittik diyelim. Partide bir kişiyle tartıştınız ve bütün gece gergin geçti. Çıkarken ben eğlence istiyordum neden öfke geldi diyerek yaptığımız masrafı geri isteyemeyiz. Duygular sipariş ettiğimiz paketli çiçeklerden ziyade baharda bahçemizde açan çiçekler gibidir. Onları olduğu gibi kabul etmek gerekir. Zaten doğası gereği mevsimi geçince solup, kuruyacaktır. Bahçemizi düzenleyebilecek bir kabiliyet mümkün olsa da toprakta her türlü çiçek açar her türlü ot biter. İnsan da her türlü duyguyu yaşar. Duygularımızı dengelemek mümkün olsa da doğrudan değiştirmek mümkün değildir. 

Düşünceler ise üzerine analitik olarak düşünülebilen, bizim etrafımızda olanları ve durumları nasıl değerlendirdiğimizi etkileyen ve değiştirilebilen şeylerdir. Üstelik düşünceler değiştiğinde sipariş etmemizin mümkün olmadığı duygularında değişme durumu ortaya çıkar. Düşüncelerin veya sahip olduğumuz düşünme tarzının bizim hayatımızı nasıl etkilediği, bizim hangi duyguları daha yaygın yaşamamıza etki ettiği incelenebilir. İllaki bir şey sipariş edilecekse bu amaca ulaşmak için fayda sağlayacak bir kitap sipariş edilebilir belki. 

Davranışlar ise bireyin hem seçme özgürlüğünün olduğu hem de sorumluluklarının olduğu bir alanda yer alır. Bireyin davranışlarını seçme imkanı vardır. Bazen bir davranışı sergilemek çok zordur. Örneğin depresyon yaşayan bir birey için o yataktan çıkmak veya yürüyüşe başlamak çok zor gelebilir. Bu nedenle de yapamıyorum içimden gelmiyor diye ifade edilir. Aslında olan şey yapamamak değil yapma isteğinin gelmeme durumudur. İstek ise bir duygudur. Duygular birey istediğinde açan bir çiçek olmadığı için siparişle ortaya çıkmazlar. Bazen istek davranıştan sonra gelir. Yani istek olmadan da davranışı yapmak mümkündür. Bu durum depresyon yaşayan kişi için de geçerlidir, derslerine çalışmak istemeyen bir öğrenci için de. İnsanın doğası gereği duygular spontandır, içimizden gelir ve yaşarız. Düşüncelerin bazıları otomatik olarak aklımıza gelir ancak inceleyip yenisiyle değiştirebiliriz. Davranışlarımızı seçme şansımız vardır.  O zaman ne hissediyorum sorusunun yanına iki soru daha eklemek gerekir. Ne düşünüyorum? Ne yapıyorum?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —