Savaş KAYA


DUBLE YOL

DUBLE YOL


İçinde yaşadığımız toplum, bizleri çocuk yaşlardan itibaren çevremize, insanlara, ilişki içinde bulunduğumuz kurumlara ve toplumsal ilişkilere yönelik güvensizliği, attığımız her adımda hatırlatıyor.

Adalete, kurumlara, insanlara ve çevremize olan güven duygumuz; geçmişten gelen kültürel ve tarihsel süreçlerde elde edilen kazanımlarımızın bir sonucudur.

Gelişmiş bir ülkede insanların birbiriyle kurdukları sosyal bağlar ve sağlıklı ilişkiler; birbirine daha fazla güvenen, gelişmişliğin verdiği refahla daha özgüvenli bireylerin yetiştirildiği bir yapı oluşturur ve daha az adaletsizlik, yoksulluk ve belirsizlik üretir.

Bu yazı, okuyucunun ilk kez duyacağı, “bu da böyle miymiş” diyeceği şeylerden oluşmuyor; keşke öyle olsaydı. Yazı, hayatımızdaki insanlara, olaylara ve kurumlara dair her gün karşılaştığımız gerçeklerin bir yansıması aslında.

Peki insanlar kurumlara neden güvenmez?

Adaletin olmadığı, hukukun insanı değil güçlüleri korumaya başladığı bir sistemde kamusal düzen bozulmaya başlar. Hukuk artık kanun önündeki üstünleri, ayrıcalıklı insanları koruyan bir yapıya dönüşür ve düzen, kolektif bir adalet anlayışı yerine ayrıcalıkları kollayan bir sistem üretir.

Suçluların ceza almadığı bir yerde çocuklara adaletten bahsedilemez.

İnsanların iş, barınma ve temel gıdaya ulaşma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaktaki zorlukları, insanın gelecekle olan bağlarını koparır; toplumsal olarak ortak bir hayali olmayan bir yığın yaratır ve haliyle toplum çözülmeye başlar.

Siyasetin insan hayatını bu denli belirlediği, toplumsal yaşamın içine bu kadar girdiği ve her şeyin siyasetçiler tarafından çözülebileceğine inanılan bir yapıda kamuya olan güven azalır; ortak değerler etrafında toplanmak yerine bireysel kurtuluşu arayan yığınlar haline geliriz.

Güvensizliğin olduğu bir ülkede gerçekler, medya ve siyaset eliyle manipüle edilir; hayat gerçeklerden koparılır, toplumsal bağlar zayıflatılır ve şeffaf, hesap verebilir yöneticilerin olduğu kamu düzeni bozulur. Türkiye’de insanların %84’ü çoğu insanı güvenilmez bulmakta; eğitim seviyesi yükseldikçe kurumlara ve çevreye duyulan güven de artmaktadır.

Bu sorunun en geçerli ve sorgulanamaz çözümü eğitimdir.

Sağlıklı bir eğitim altyapısı; sorgulayan, eleştiren bireyler ile ortak aklın egemen olduğu bir toplumsal düzen ve şeffaf kurumların varlığı sayesinde nitelikli bir toplumsal yapı ortaya çıkarır. İyi bir eğitim, yalnızca bireyin değil, toplumun ahlakını da belirleyen en önemli unsurdur.

Bu nedenle toplum üzerinde oynanan oyunların, manipülasyonların ve kurguların boşa çıkması için ilk hedefimiz, eğitimin ve eğitim altyapısının sağlıklı olmasıdır.

Kolektif güvensizliğin hakim olduğu, eğitimin yetersiz kaldığı bir memlekette; beton tarlalarının içinde, ormanları maden şirketleri tarafından oyulan, kıyıları yağmalanan bir ülke olmaktan ileri gidemeyiz.

  • BIST 100

    14242,56%0,11
  • DOLAR

    42,84% 0,00
  • EURO

    50,38% 0,01
  • GRAM ALTIN

    6169,12% -0,01
  • Ç. ALTIN

    9986,60% -0,28
  • Cuma 17.6 ° / 10.5 ° Güneşli
  • Cumartesi 15.4 ° / 9.8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 13.9 ° / 8.8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Antalya

26.12.2025

  • İMSAK 06:36
  • GÜNEŞ 08:02
  • ÖĞLE 13:03
  • İKİNDİ 15:33
  • AKŞAM 17:54
  • YATSI 19:15