Diyetisyen kimliğimin yanı sıra bir psikolog olarak sizlere bugün, travma sonrası stres bozukluğundan bahsetmek istiyorum…
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), olağan dışı olaylar yaşayan çoğu kişide meydana gelebilecek bir durumdur. Olağan dışı olaylar; doğal afetler, savaşlar, tecavüz, işkence, saldırıya uğrama, başkasının ölümüne şahit olma vb. gibi durumları kapsar. Bu tür olağan dışı durumları yaşayan kişilerde; korku, şaşkınlık, öfke gibi duygular yoğunlaşabilir ve zamanla azalır. Bu durum normaldir. Ancak bazı kişilerde yaşanılan duyguların yoğunluğu azalmaz, görülme süresi uzar ve duygusal belirtiler artarsa o zaman travma sonrası stres bozukluğundan söz edilir.
Özellikle depremler son 20 yılda 1 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olmuştur. Yani doğal afetlerin kişilerin üzerindeki etkileri oldukça açıktır. Böyle afetlerin ardından bireylerin ve ilgili kurumların afet sürecine hazırlıklı olması kişilerin yaşayacağı travma sonrası stres bozukluğunu etkiler. Bu açıdan eğitim ve bilinçlenme büyük önem taşımaktadır. Kişiler depremden ayrı olarak; beslenme yetersizlikleri, yakınlarının yitirilmesi, barınma imkanlarının kısıtlanması gibi durumların ardından da travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilirler. Örneğin 17 Ağustos depreminden sonra toplum taramasında travma sonrası stres bozukluğu ile başvuranlar %63 oranındadır. Yani felaketlerle karşılaşan bireylerde genel olarak %30-40 oranında travma sonrası stres bozukluğu görülebilir.
Travma sonrası stres bozukluğu her yaş grubunda görülebileceği gibi en sık genç erişkinlerde görülür. Kadınlarda görülme sıklığı ise erkeklere oranla iki kat daha fazladır. Bu kişilere karşı sosyal desteğin az olması ve travma sonrası yaşanılan olumsuz olayların varlığı sürecin atlatılmasını geciktirir.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Tam detaylı tanı kriterlerini, kriterlerin sürdüğü zaman dilimini, kaç tanesinin sizde olup olmadığını ve travma sonrası stres bozukluğu yaşayıp yaşamadığınızın detaylı tanısı ve tedavisi için psikolojik destek alabilirsiniz. Ancak genel olarak görülebilecek bazı durumlardan birkaçını yazmak istiyorum;
• Kişiler aşırı telaş ve korku içinde olabilirler
• Kişilerde saldırganlık, öfke patlamaları görülebilir
• Kişilerin diğer insanlarla iletişimleri azalabilir, bunalma duyguları artabilir
• Olayı çağrıştıran durumlardan kaçınma davranışı sergileyebilirler
• Kişiler yaşanılan olaydan sağ kurtuldukları için kendilerini suçlayabilirler
• Kişiler yaşanılan korku halinden dolayı sürekli irkilebilirler
• Normalde aldırış etmeyecekleri pek çok duruma karşı aşırı duyarlı olabilirler
• Kişiler yaşadıkları olayı rüyalarında görüp korkarak uyanabilirler, uyumak istemeyebilirler
• Uyku bozuklukları görülebilir
İYİLEŞME SÜRECİ
Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerde eğer belirtiler çok şiddetli değilse psikoterapi ile tedavi önerilirken; şiddetli belirtilerde ilaç ve psikoterapi birlikteliğiyle iyileşme önerilir. Genel öneri olarak;
• Yüksek düzey zihinsel işlev, olumlu ve destekleyici sosyal destek çok çok önemlidir
• Travmatik olayı yaşayan kişileri - çocukları, doğru ve onların anlayabileceği bir şekilde bilgilendirmek de büyük önem taşır
• Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişi, kendini uzun süreli bir dinlenme haline alırsa bu onu negatif yönde etkileyecektir. Ve yaşadığı olumsuz duyguların artışına sebep olacaktır
• Kişiler eğer mümkünse en kısa zamanda işlerine, eğitimlerine veya görevlerine dönmelidir
• Olay sonrası kişinin bir işle uğraşmasının önemi çok büyüktür
• 17 Ağustos depreminden sonra “Debriefing” yöntemi üzerinde durulmuştur. Bu yöntemle olayı yaşayan kişilerin olayla ilgili tüm yaşadıklarını, duygularını, düşüncelerini bir grup içinde anlatmaları, duygularını boşaltmaları, dışa vurmaları, fark etmeleri ve anlamlandırmaları amaçlanır. Bu yöntem bir grup terapisi değildir. Fakat bazı kişilerde iyileştirici etkileri görülebilir. Yani kişilerin travmatik olayları anlatmasının ve onları dinlemenin kişilere faydası dokunabilir ancak bunun bir hasta – terapist ilişkisi içinde olması ve kişilerin anlattıklarından sonra terapi edici desteğin sağlanması daha doğru olacaktır.
• İyileşme sürecinde genellikle en sık kullanılan yöntem ise yaşanılan travmanın üstüne giderek “alıştırma, maruz bırakma” yöntemidir. Travmatik olayı yaşayan kişi; olayı yaşadığı yere gittiğinde veya o olayla ilgili nesneyi, kişiyi gördüğünde korku ve tedirginlik yaşadığı için bunları yapmamayı tercih eder. Ancak alıştırma yöntemiyle kişiler bu durumlara maruz bırakılarak duyarsızlaşma sağlanmaya çalışılır. Bu yöntem, kişinin travmatik olayla tekrar yoğun olarak karşılaşmasını gerektirdiği için hem kişi hem de terapist açısından zorlayıcı geçebilir. Kişiler, stresle nasıl baş edeceklerini öğrendiklerinde yaşadıkları olaya karşı gösterdikleri kaçınma tepkileri de azalacaktır.
• Yapılan pek çok çalışmada, yaşanılan olayla baş etmeye çalışan kişilerde travma sonrası stres bozukluğu görülme riskinin daha az olduğu görülürken; yaşanılan olayla ilgili düşünmekten kaçınan kişilerde travma sonrası stres bozukluğu riskinin daha fazla olduğu görülmüştür.
Bu tür olağan dışı olayları yaşayan bireyler, psikolojik destek almak için psikolog veya psikiyatriste danışabilirler. Ülkece yaşadığımız bu felaketin yaralarının en kısa sürede sarılması ve bir daha yaşanmaması umuduyla…
