Türkiye’nin siyasetteki en büyük kanseri: Seçici politika. Kendi adamın yaptıysa alkışla, başkası yaptıysa taşla. Bu çifte standart, bugün Gazipaşa’da o kadar rezil bir hal aldı ki, solculuk ve demokrasi maskesi takmış bir yönetimin altında AK Parti’nin izlerini aratmayan işler dönüyor. Ve kimse, ama hiç kimse sesini çıkarmıyor. Çünkü yapan “Bizim Başkanımız”. Çünkü yapan “Solcu” ve “Demokratım” diyen biri; Mehmet Ali Yılmaz…
Tutumları ve tutarsızlıklarıyla tam bir AK Partili belediye başkanı olmayı hak eden biri. Zaten yaptıklarıyla tamda AK Belediyeciliğin koltuğuna yakışan bir isim…
Bugün Gazipaşa’da yaşananlara bakın. Mehmet Ali Yılmaz, sözde demokrat bir başkan. Ama icraatlarına bakalım: Cemaatle iş tut, belediye taşınmazlarını onlara sat (Zeytinada). O arazideki ağaçları katlet (Zeytinada)… Harbi o ağaçların ürünleri, keresteleri, odunları nereye gitti?(Belirsiz) Öte yandan, turizm arazilerini imara aç; “Sahillerde tarım istemiyorum” de… Eee, bunları zaten AK Parti belediyeleri yapıyor! O zaman, Mehmet Ali Yılmaz’ın bu koltukta CHP rozetiyle oturmasının ne anlamı var? Geç AK Partiye, gücüne güç kat…
Bugün Koru’daki 301 dönümlük turizm alanını AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen AHES GYO’nun kullanımına geçti. Hükümet araziyi devretti ama bizim belediye daha ileriye gitti. Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) düzenlemesiyle bu şirketin eline daha fazla alan verildiği iddia ediliyor. Bu imar kolaylıkları kim için, neden yapılıyor? Yoksa DOP üzerinden Aydıncık’ta satılan arazi için pazarlık mı yapıldı? Hadi dürüst olun: Kimlerin çıkarı için belediye; devletin, halkın malını sermayeye peşkeş çekiyor?
Üstelik bu da yetmiyor, Aydıncık’taki 17 dönümlük araziyi 170 milyon TL’ye yine aynı şirkete satıyorsunuz. Ama bizimkiler, “Neden AHES GYO” diye soramıyor. Sormaya cesaret edemiyor. Çünkü o koltukta oturan sizin adamınız. İşte bu sessizlik, Gazipaşa’yı çürüten zihniyetin en büyük kanıtı.
SUSKUN CHP, ÇIĞIRTKAN AK PARTİ ELEŞTİRMENLERİ
Gelin itiraf edelim. Bugün Gazipaşa’da yaşananları AK Partili bir belediye yapsaydı, CHP’nin ilçe başkanından genel başkanına kadar herkes ayağa kalkardı. Manşetler “Yandaş şirkete arazi peşkeşi” diye atılır, miting meydanlarında “AKP rant düzeni” diye bağırılırdı. Peki, şimdi ne oluyor? Mehmet Ali Yılmaz bunu yapınca her şey doğru mu oluyor? CHP’li başkan cemaate arazi satınca, Başkan’ın yaptığı kutsal hale mi geliyor? Ağaçlar katledilince, o ağaçlar partinin ağacı mı oluyor? İşte seçici siyaset budur! Bu rezaletin adı halka ihanettir.
Bugün CHP’nin en büyük sorunu, kendi içindeki bu çürümeyi görmezden gelmesidir. Halkın çıkarlarını korumakla görevli bir belediye, halkın malını sermayeye devrediyor. Ama kimse konuşmuyor. Çünkü eleştirmek cesaret ister. Doğruya doğru demek yürek ister. Gazipaşa’da bu cesaret yok. Çünkü herkes, kendi siyasi çıkarlarının kuyruğuna yapışmış.
“BİZİM BAŞKAN YAPTIYSA DOĞRUDUR” KÖRLÜĞÜ
Recep Tayyip Erdoğan’ın her yaptığını doğru bulan bir kitleyi eleştirip durduk. Ama şimdi aynı körlüğü, Gazipaşa’da CHP seçmeninden görüyoruz. Mehmet Ali Yılmaz, cemaate arazi sattı mı? Doğrudur. Tarım arazileri imara açıldı mı? Haklıdır. AK Parti’ye yakın şirketlere belediye taşınmazlarını mı sattı? Harikadır. İşte bu kadar körleşmiş bir toplumun geleceği yoktur.
Gazipaşa’da halkın malı elden gidiyor. Ama ne CHP’nin ilçe başkanı, ne milletvekilleri, ne de halk bu yaşananları sorguluyor. Çünkü yapan, “Bizim adamımız”... İşte bu kör bağlılık, AK Parti’de eleştirilen zihniyetin aynısıdır. Mehmet Ali Yılmaz’a karşı suskun kalanlar, bugün AK Parti’nin yıllardır eleştirilen düzenini Gazipaşa’ya davet ediyorlar.
Halkın çıkarlarının satıldığı bir yönetim, AK Parti’nin uygulamalarına ayak uyduran bir Başkan, solcu ya da demokrat olamaz. Hele hele, iki tek atmayla da solcu ya da demokrat olunmaz… Sizin olmanız gereken, benim benzettiğim yerde duble duble atan var, bundan solcu ya da demokrat olunsaydı; onlardan da olurdu…
Mehmet Ali Yılmaz, yaptığı icraatlarla CHP’nin değil, AK Parti’nin bir belediye başkanı gibi davrandığının farkında bile değil…
Nasıl mı? Okumaya devam edin…
CHP, “Cemaatler korunup, kollanıyor” diye kimi eleştiriyor? AK Parti’yi…
Kim kimi rantçı diye suçluyor? CHP, AK Parti’yi…
“AK Parti ağaç katliamı yapıyor” diye kim bangır bangır bağırıyor: CHP…
Hangi parti, “Kamu taşınmazları satılamaz, yetimin hakkını yedirtmeyiz”, “Tarım arazileri imara, turizme açılamaz” diye ses yükseltiyor? CHP…
Kim özgür basın diye haykırıyor? CHP… Kim özgür basını sindiriyor? Mehmet Ali Yılmaz gibi düşünenler… CHP buna karşı mı? Sözde buna da karşı…
Eee, bu CHP’nin karşı olduğu her şeyi Mehmet Ali Yılmaz Gazipaşa’da yapmadı mı? Yaptı…
AK Parti’yi bu nedenlerle eleştirenler, Mehmet Ali Yılmaz’ı da eleştirmekten geri kalmasın; seçici siyaset ve çifte standardı bir kenarı bıraksın.
Velhasıl kelam, Mehmet Ali Yılmaz’ı CHP’ye değil, AK Parti’ye yakıştırıyorum. Çünkü zihniyetiyle, icraatlarıyla, tavrıyla tam bir AK Parti belediye başkanı gibi davranıyor. Solculuk ve demokrasi maskesi takmış bir figürden fazlası değil. Gazipaşa sizinle kaybediyor. Hem de her şeyini.
İlçe halkına sesleniyorum: Yarın her şeyinizi kaybettiğinizde kimseyi suçlamayın. Tepkinizi gününde verseydiniz…
Kalın sağlıcakla…