Yeni yılın ilk ayında Gazipaşa’mızda yaşayan değerli hemşehrilerimizin merakla beklediği bir konu vardı… Elektrik faturaları…
***
Geçtiğimiz hafta başında başlayan sayaç okuma işlemleri zannımca şehir merkezinde tamamlandı. Merakla beklenen o faturalar, kiminin evine, kiminin iş yerine ulaştı. Faturalarımıza, korku filmlerindeki gerilimi aratmayacak şekilde yavaş yavaş yaklaştık. Gözümüz, elimize tutuşturulan o kağıttaki “FATURA TUTARI” yazan bölümü aradı… Günlerdir yaşadığımız o meraklı bekleyiş, bir anda yerini şaşkınlığa, sinire, hayal kırıklığına bıraktı. Hatta bir çoğumuzun ağzından küfürler boşaldı…
***
Oysa çok hesap yapmıştık, bir ay önce gelen fatura üzerinden… Geçen ay gelen 400 liralık fatura, gelse gelse 800-900 TL gelir dedik. Ama ne yazık ki vatandaşın hesabı, CK’nın hesabına uymadı. Acımadılar vatandaşa… Misli misli ödetecekler bize… Vatandaşa gelen okkalı faturaları görünce, Cem Yılmaz’ın 'Yahşi Batı' filmindeki bir repliği kulaklarımda çınladı.
***
O acımadığınız, okkalı faturalar çıkardığınız halk, elektrik faturasından kalan parayla kira ödeyecek… Ateş düşen mutfağına, alışveriş yapacak... Soğuk odada ders çalışmaya mahkum edilen çocuğunun eğitimine destek olacak, servis parasını ödeyecek… Isıtmakta zorlandığı bebeğine bez alacak… Arabası olan, akaryakıt alacak… Aidat ödeyecek… Çektiği kredilerin borcunu ödeyecek… Halk, ödeyecek de ödeyecek… Ama halkın ödediği bedelleri hiç kimse görmeyecek…
***
Zamların altında ezilen vatandaşa, kira öder gibi fatura ödetildiğini birilerinin görmesi gerekiyor… Koronavirüsün yıkamadığı esnafı, elektrik faturalarının yıkacağını birilerinin görmesi gerekiyor… CK’nın hesabının, halkın hesabına uymadığını hükümetin artık görmesi gerekiyor… Yoksa vatandaş hesabını sandıkta gösterecek…
Kalın sağlıcakla…

