Uzm. Dyt. Selin Uçak


OTOJAFİ VE DİYET / SU ORUCU


Oruç, istemli olarak, belirli süreler boyunca yiyecek, içecek veya ikisinden birden uzak kalma ve bunları tüketmeme anlamına gelmektedir. Oruç uygulaması dini veya diyet amaçlı yapılabilmektedir. Bu yazıda diyet amacı ile yapılan oruç kavramını inceleyeceğiz. Diyet amacıyla yapılan oruçlar, bir tür kalori sınırlandırma diyeti uygulamasıdır ve aralıklı oruç ve su orucu gibi çeşitleri bulunmaktadır. Daha önceki yazılarda aralıklı oruçtan bahsettiğim için bugün su orucunun etkilerinden bahsedeceğim.

 

Bilimsel olarak araştırılan kalori sınırlandırma diyetlerinde su tüketimine her zaman izin verilmektedir; hatta bol su tüketimi teşvik edilmektedir. 'Su orucu' diyetinde ise hiç yemek tüketimi olmadan ballı veya karbonatlı suların tüketildiği bir diyet izlenmektedir.

 

Orucun İnsan Vücudu Üzerindeki Etkileri

 

Yaygın olarak sanılanın aksine oruç tutmak, kilo vermenin hiç iyi/verimli/kalıcı bir yolu değildir. Ortamda besinin olmadığını algılayan beyin, vücutta bulunan besini har vurup harman savurarak zayıflamamıza neden olmaz! Tam tersine, vücudumuzdaki ekstra besin kaynaklarını sıkıca tutarak zor zamanlar için mücadele etmek amacıyla kullanır.

 

Su orucun ilk zamanlarında verilen kilolar, kimi zaman orucun faydalı olduğu düşüncesini doğurmaktadır ancak bu kilo kaybı ve kan değerinin değişimlerini inceleyen birçok araştırma vücuttan su kaybı ve metabolik uyuşmazlık nedeniyle ağırlık kaybedildiği sonucuna varmıştır.

 

Orucun ilk aşamasında mevcut yağ dokusunun keton cisimlerine dönüştürülmesi için su kullanılır ve bu durum sıvı kaybına bağlı tartıda eksi görülür. Metabolik uyuşmazlık ise normal çalışan metabolizmanın 1-4 günü aşan açlık durumunda hızlı bir şekilde düşük kalori alımına adapte olması ve yavaşlamasıdır. Vücudumuz hayatta kalmak için aldığı enerjinin bir kısmını saklama eğilimindedir ve besin girişinde ciddi kısıt olursa (bazal metabolizma değerinde daha düşük kalorili diyetlerde olduğu gibi) aldığı enerjinin tamamına yakınını saklama eğilimine gider ve bu da su orucu veya çok düşük kalorili diyetler süresince kilo vermeyi imkânsız hale getirir.

 

Bu tip diyetlerin çekici olmasının en önemli sebebi ‘hızlı sonuç alma’ isteğidir ancak insan vücudu olarak hızlı değişimlere adapte olmak üzere evrimleşmemiştir. Metabolizmayı strese sokan açlık durumu uzun vadede kas gibi vücut için gerekli dokuların enerji için kullanılmasına sebep olarak ve vücuttan sıvı kaybını arttırarak metabolizma çalışma hızını düşürmektedir.

 

Yemek yemen insanlar için fizyolojik olduğu kadar psikolojik de bir ihtiyaçtır. Beyindeki en önemli haz bölgelerinden biri yemekten sonra mutluluk hormonu salgılamamızı ve haz duymamızı sağlamaktadır. Ancak uzun süre hazdan uzak kalınınca, tekrar haz veren yemek yeme işine dönüldüğünde, bu beyin bölgesinin tatmin edilmesi de zorlaşmaktadır. Bu sebeple birey, oruçtan çıktığı anda hızlı bir şekilde yemeğe ve suya saldıracaktır. Bu durum yine su orucunun sonunda hızlı ağırlık artışı tehlikesi doğurmaktadır.

 

Orucun Hiç mi Faydalı Yanı Yok?

 

Doğadaki hiçbir unsur sadece siyah veya sadece beyaz değildir. Oruç meselesi incelendiğinde de; oruç kaynaklı değil ama kalori kısıtlı beslenme tekniği yüzünden oruç sanki sağlıklı gibi görünmektedir. Burada üstünde durulması gereken konu; diyetisyen kontrolünde kalori kısıtı yapılmasıdır. Lisans eğitimini tamamlamış bir diyetisyen, kalorinin sınırlandırıldığı durumlarda vücudun savunmaya geçmemesi veya buna bağlı etkilerin en az olması için gerekli beslenme programını planlamak ve bunu kişiye özgü hale getirmek üzere eğitimini tamamlamış kişidir. Kişiselleştirilmemiş beslenme programları ve sadece kalori kısıtı hedefleyen diyet modelleri / su orucu yönteminin size uygunluğu bir profesyonel tarafından değerlendirilmediği için sağlığa zararlıdır.

 

Su sağlığa son derece faydalı olan bir kimyasaldır. Normalde, vücut sürekli vücut sıvılarını süzer ve dengeler ve vücuda yeterince su girmediği zaman (gerek besinler yoluyla, gerek ayrı olarak) bu süzme işlemi aksayacaktır. Bunun sonucunda hücreler su kaybeder ve dokular arası sıvı miktarı artar. Klinik olarak ödem olarak adlandırdığımız bu durum kişide şişkinlik ve yorgunluğa sebep olur. Su orucu ise bu yönden faydalı gibi görünebilir ancak olması gerekenden fazla su tüketimi yani günde 4-5 litre ve üzeri, kandaki sodyum / potasyum konsantrasyonunu etkileyebilir ve elektrolit bozukluğu ile karakterize su zehirlenmesine sebep olabilir.

 

Sonuç olarak toparlamamız gerekir ise; ağırlık kaybetmek için yapılan oruç denemeleri kontrolsüz durumlarda sağlık için ciddi risk teşkil etmektedir. Su orucunun detoksifikasyon üzerine etkileri için yazı serisini takipte kalınız.

  • BIST 100

    11007,37%0,81
  • DOLAR

    42,52% 0,07
  • EURO

    49,55% -0,06
  • GRAM ALTIN

    5743,85% -0,15
  • Ç. ALTIN

    9322,75% 0,27
  • Pazartesi 15.1 ° / 10.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 18.4 ° / 11.9 ° Güneşli
  • Çarşamba 17.9 ° / 11.2 ° false

Antalya

08.12.2025

  • İMSAK 06:25
  • GÜNEŞ 07:51
  • ÖĞLE 12:54
  • İKİNDİ 15:27
  • AKŞAM 17:48
  • YATSI 19:08