Ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi, Gazipaşa’da da kuraklığa karşı yağmur duaları edilmeye başlandı…
Benim bu durumla ilgili bir serzenişim olacak, sözüm meclisten dışarı…
Dua önemli, ama
Siz doğaya sahip çıkmayın,
Ormanları yok edip, sera yapın,
Biyolojik mücadeleyi bırakıp, kimyasal mücadeleye dönün,
Yanan ormanlara otel yapılmasına göz yumun,
Betonlaşmayı; gelişme ve kalkınma olarak görün,
Çayları, dereleri, denizleri pisliklerinizle, çöplerinizle kirletin,
Bataklıkları kurutun, üzerine bina yapın,
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı eliniz kolunuz bağlı oturun,
Ey insanoğlu! Sen, yağmurun oluşumunu sağlayan tüm etmenleri baltaladın…
Yeryüzünde buharlaşacak su kaynağı bırakmadın,
Buharlaşma olmayınca, yoğunlaşma azaldı,
Yoğunlaşma olmayınca, bulutların oluşumu zorlaştı ve yağışlar azaldı, bitti…
Şimdi; yağmur yağmayınca ellerini toprağa çevirip, Allah’a yalvarıyorsun…
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Sen Allah’ın yarattığı doğaya sahip çıktın mı ki, Allah’a yağmur dileniyorsun?
İnanan insan tevekkül eder,
Peki ya neydi tevekkül?
Tevekkül, Allah’a güvenmek, her işin sonucunu O’na bırakmak ve O’nun yardımını istemekti,
Ancak tevekkül, sadece güvenip beklemek değildi; kişinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdikten sonra sonucu Allah’a bırakmasıydı…
İslam’da tevekkül, tedbir almayı, çalışmayı ve sorumlulukları yerine getirmeyi teşvik eder.
Sizler yağmur duasına başladınız da, çaba ve gayretiniz nerede?
Yağmur için yapman gerekeni yaptın mı ki sen? Doğayı, çevreyi, buharlaşan kaynakları korudun mu?
Hayır korumadın!
Doğayı korumak, bizlere emanet edilen yeryüzünü gelecek nesillere yaşanabilir bir şekilde bırakmak insanlık borcumuzdur.
Biz üzerimize düşeni yapmadan, çevremize sahip çıkmadan tevekkül etmek, samimiyetten yoksun kalır.
Ağaç dikmeden, su kaynaklarını temiz tutmadan, toprakları korumadan yağmur duasına çıkmak sadece söze dayalı bir bekleyiş olur.
Öyleyse, şimdi kendimize soralım: Suyu, havayı, toprağı korumak için ne yaptık?
Ağaçları, ormanları çoğaltmak, çevremizi kirletmemek, yaşadığımız yerin hakkını vermek hepimizin görevi.
Ancak o zaman, gerçekten tevekkül edip üzerimize düşeni yaptıktan sonra Allah’tan yardım dileyebiliriz.
Kalın sağlıcakla…