Şehrin sahnesinde iki kişi boy gösteriyor. Bir tarafta eleştiriye karşı alerjisi olan, alkışsız nefes alamayan Belediye Başkanı; diğer tarafta ise pohpohlamayı meslek edinmiş, çok partili hayatı kendi kariyerine başarıyla uygulamış, sözde gazeteci, özde “Ne iş olsa yaparımcı”, briketçi. Bu kadar uyumlu bir ikiliyi bir araya getirmek için herhalde özel bir yıldız haritası çizilmiş!
Başkan Bey, öyle bir karakter ki, kendisine yapılan eleştirilerle neredeyse kişisel bir kavgaya girişiyor. Eleştiri mi? Allah korusun! Bunu duymaktansa bir iş yeri açılış töreninde 3 saat konuşma yapmayı tercih eder. En büyük zaafı ise alkış! Kendisini alkışlayan birini gördüğünde gözleri doluyor, dünyanın en başarılı lideri olduğunu sanıyor. Tabii ki alkışsız bir ortamda varlık göstermek onun için zor; çünkü onun için iş performansı değil, alkış performansı önemli.
Gelelim diğer kahramanımıza… Hani şu, gazeteci görünümlü çok yetenekli arkadaşımız. Kendisi şehirde “Kardeşim başkan kimse onun yanındayım” felsefesini başarıyla uygulamış bir isim. Üstelik sadece yanına geçmekle kalmıyor, sırtına binip sımsıkı tutunuyor. Her dönem bir belediye başkanına kanat takmakla meşgul. İşi gerçekten zor; çünkü hem alkışlamayı hem de cici cümleler kurmayı dengede tutmak gerekiyor. Ama o bu konuda profesyonel.
Bu ikili arasındaki ilişkiyi anlatmak için “Arı bal alacak çiçeği bilir” atasözü az kalır. Başkan alkış ister, gazeteci övgü yağdırır. Gazeteci iltifat eder, başkan teşekkür eder. Bu kısır döngüde şehir için önemli olan hiçbir konu gündeme gelmez, çünkü bu arkadaşlar için esas mesele halk değil, karşılıklı menfaat alışverişidir.
Bir düşünün, Başkan Bey herhangi bir konuda eleştirilse ne olur? Tabii ki önce bir kriz masası kurulur! Acil durum: Başkan eleştirildi! Hemen gerekli adımlar atılır: Eleştiriyi yapan kişi ya itibarsızlaştırılır ya da sessizlikle cezalandırılır. Ve ardından briketçi kardeşimiz sahneye çıkar, gazetesinde öyle tatlı yazılar yazar ki, pardon; yazdırır ki Başkan Bey bir anda moral depolar, günlerce şehre gülücükler saçar.
Şehrin vatandaşları ise olan biteni uzaktan izliyor. Kendi sorunlarına çözüm bekleyen insanlar, bir bakıyor ki belediye kaynakları halka değil, “Oyalama sanatı”na gidiyor. “Nerede hizmet?” diye soranlara cevap yok, ama bir bakmışsınız, gazeteci dostumuz belediyeden bir başarı hikâyesi çıkarmış bile! Ne kadar gerçek, orasını Allah bilir…
Bu şehir, onların çiftliği değil. Bir gün onlar gibi herkes anlayacak.