Türkiye’den geçmiş yıllarda ABD’ye kaçırılan 41 tarihi eser olmak üzere İngiltere’ye götürülen 1 eser Kültür ve Turizm Bakanlığının girişimiyle yurda döndü.
ANTALYA Müzesinde gerçekleştirilen sergide konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Manhattan Bölge Savcılığı ile son 5 yıldır kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi alanında sürekli dirsek teması halindeyiz. Altını bilhassa çizmek isterim ki bu ekip işini en ahlaklı şekilde, etik ilkelere bağlı olarak yapan son derece çalışkan insanlardan oluşuyor” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün iş birliğiyle ABD Manhattan Bölge Savcılığı ve ABD İç Güvenlik ve İstihbarat Birimi (HSI) tarafından gerçekleştirilen soruşturmalar sonucunda tarihleri Bakır Çağı’ndan Roma Dönemi’ne kadar uzanan 42 adet kültür varlığının iadesi gerçekleşti. Eserler arasında 1960’lı yıllarda yurt dışına kaçırılan, Burdur ilinde bulunan Boubon Antik Kenti kökenli Roma heykeltıraşlığının önemli eserleri arasında gösterilen bronz eserler de yer alıyor.
TİTİZ ARAŞTIRMALAR VE İŞ BİRLİĞİ
Eserlerin dönüşü, karşılıklı iş birliği sayesinde mümkün oldu. ABD’de çeşitli müzeler ve özel koleksiyonlarda bulunan Anadolu kökenli eserlerle ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığınca delil toplama, arşiv araştırması, eski fotoğraf ve görsellerin tespiti gerçekleştirilerek ABD Manhattan Bölge Savcılığı ve ABD İç Güvenlik ve İstihbarat Birimi ile paylaşıldı. Yapılan soruşturmalar neticesinde iki ülke arasındaki iş birliği sayesinde eserler yurda döndü. Ayrıca bu eserlerden İngiltere’den iadesi sağlanan anıtsal bronz imparator heykelinin bir koleksiyonerin gösterdiği hassasiyet ve etik yaklaşım sayesinde iadesi sağlandı. Bu tutumun, koleksiyonerlerin yasa dışı kültür varlığı ticaretine karşı yapılan mücadeledeki iş birliğine örnek teşkil etmesi bekleniyor.
ANADOLU’NUN KÜLTÜREL KİMLİĞİNİ YANSITAN ESERLER
İadesi sağlanan eserler arasında, anıtsal bronz imparator heykeli, gerçek boyutlu heykellere ait bronz baş ve vücut parçaları, figürin ve eserler, Frigya tipi miğferler, pişmiş toprak kaplar yer alıyor. ABD’den iadesi sağlanan 41 eserin dışında Manhattan Bölge Savcılığı ile sürdürülen başarılı çalışmaların uluslararası basına yansımasıyla, Christie’s Müzayede Evi tarafınca 2011 yılında gerçekleştirilen müzayedede bir koleksiyoncu tarafından satın alınarak İngiltere’de muhafaza edilen Boubon Antik Kenti kökenli bronz imparator heykeli de eserin yasa dışı kökeninden haberdar olan koleksiyoner tarafından iyi niyet çerçevesinde ülkemize gönüllü olarak iade edildi. 42 eser için Antalya Müzesinde serginin açılış töreni düzenlendi. “Batı Anadolu’daki Kalkolitik dönem kültürünü anlama çabalarımız açısından da oldukça önemli veriler sağlayan eserlerdir” Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi ve zamanında yasa dışı yollarla pazar ülkelere götürülmüş olan eserlerimizin iadesiyle ilgili çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bu yoğun mesaimizi hem sizler yakından takip ediyorsunuz hem de biz her fırsatta sizlerle bir araya gelip elde ettiğimiz güzel sonuçları paylaşıyoruz. Eserler arasında 22 adet Kiliya tipi başı yer almaktadır. Bu Kalkolitik Dönem’e tarihlenmekte olup yaklaşık 7000 yıllıktır. Aynı zamanda Batı Anadolu’daki Kalkolitik dönem kültürünü anlama çabalarımız açısından da oldukça önemli veriler sağlayan eserlerdir. Kiliya tipi eserin zarar görmemiş halde olanlarının oldukça nadir bulunduğunu ve bu eserlerden bütün halde iki tanesinin iadesini 2021 ve 2023 yıllarında sağlamış olduğumuzu da hatırlatmak isterim” dedi. Bakan Ersoy konuşmasına şöyle devam etti: “Kiliya eserinin 20.yy’ın sanat dehaları arasında sayılan Constantine Brancusi, Amedeo Modigliani ve Henry Moore gibi isimlerin yontu ve tablolarına ilham vererek 7 bin yıl öncesinden günümüz çağdaş sanatına etki etmişlerdir. Bu da sahip olduğumuz kültürel mirasın dünya sanat hayatındaki yansımalarını anlamamız açısından çok özel bir örnektir. İadesini sağladığımız eserler arasında ayrıca MÖ 7 ve 6. yüzyıla tarihlenen yaban keçisi stilinde yapılan pişmiş toprak vazo, MÖ 6. yüzyıla ait Kybele başı ve kadın büstü, MÖ 6. yüzyılın sonlarına ait siyah figürlü vazo, MS 2. yüzyıla tarihlenen Minerva büstü, Gümüş Kybele Heykelciği ve Frig başlığı biçimli bronz miğferler bulunmaktadır.”
“AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NE GELDİĞİ, BURADA ÇEŞİTLİ MÜZE VE KOLEKSİYONLARA SATILDIĞI ANLAŞILMAKTADIR”
Eserlerin Türkiye için oldukça önemli olan bir alandan çıkarıldığına dikkat çeken Bakan Ersoy, “Bundan 60 yıl kadar önce Türkiye’de bulunan Boubon Antik Kenti’nin yağmalanması sonucunda anıtsal boyutlarda pek çok bronz heykel, en az bir mermer heykel ve bronz heykel parçaları çalınmıştır. Yasa dışı yollarla elde edilen bu eserlerin yine yasa dışı bir organizasyonla ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne geldiği, burada çeşitli müze ve koleksiyonlara satıldığı anlaşılmaktadır. Boubon Antik Kenti’nde gerçekleştirilen bu kaçakçılık olaylarına ilişkin açılan ve uzun zamandır süren soruşturma kapsamında New York Metropolitan Müzesinde sergilenen Olgun Caracalla Başı, Fordham Müzesinde sergilenen Genç Caracalla başı, Worcester Müzesinde sergilenen kadın başı, Boston Güzel Sanatlar Müzesinde sergilenen sakallı erkek maskı ile diğer Boubon heykellerine ait parçaların da ülkemize iadesinden ayrı bir mutluluk duyduğumu belirtmek isterim” ifadelerine yer verdi.
“İNGİLTERE’DEKİ KOLEKSİYONUNDA YER ALAN SÖZ KONUSU ESERİN YASA DIŞI KÖKENİNDEN HABERDAR OLUYOR”
ABD’den iadesini olan 41 eserin dışında yine Boubon Antik Kentine ait olduğunu tespit edilen ve İngiltere’den iadesini sağlanılan bir imparator heykeli olduğunu da ifade eden Bakan Ersoy, “Bu eserle ilgili iade süreci, ülkelerle yürüttüğümüz iş birliğinin ve imzaladığımız anlaşmaların uluslararası kamuoyundaki güçlü etkisini anlamak açısından değerlidir. Şöyle ki; 2011 yılında Amerika’da, Christie’s Müzayede Evinde satışa çıkarılan heykel bir koleksiyoncu tarafından satın alınıyor. Ancak son yıllarda Manhattan Bölge Savcılığı ile sürdürülen çalışmaların uluslararası basına yansımasıyla bu şahıs, İngiltere’deki koleksiyonunda yer alan söz konusu eserin yasa dışı kökeninden haberdar oluyor. O andan itibaren de hiçbir hukuki baskı olmadan eserin ülkemize iadesini kabul ediyor. Onun gösterdiği bu hassasiyetin ve işbirlikçi yaklaşımın sorumluluk sahibi bütün koleksiyonerlere, suça ortak olmamak noktasında örnek teşkil etmesini ve yanlışa dur demek konusunda ilham olmasını umuyorum” dedi. Bakan Ersoy konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bu noktada Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığımız ile Manhattan Bölge Savcılığı ve Homeland Security Investigations arasındaki ilişkiyi vurgulamak yerinde olacaktır. Bu kurumlar arasında güvene dayalı olarak kurulan profesyonel iş birliğinin sonuçlarını bugün hep beraber kutlamaktayız. Manhattan Bölge Savcılığı ile son 5 yıldır kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi alanında sürekli dirsek teması halindeyiz. Altını bilhassa çizmek isterim ki bu ekip işini en ahlaklı şekilde, etik ilkelere bağlı olarak yapan son derece çalışkan insanlardan oluşuyor. Hem ait olduğu ülkelerden yasa dışı yollarla çıkarılmış eserlerin iadelerini sağlayarak zamanında yapılan hataları düzeltiyorlar hem de ABD’nin bu alandaki uluslararası imajına olumlu katkı sağlıyorlar. Dolayısıyla, ABD’li yetkililerin de gerek Manhattan Bölge Savcılığı gerekse Homeland Security Investigations’ı bu alanda desteklemekle çok yerinde hareket ettiklerini vurgulamak isterim.”
“ESERLERİN TOPLAM DEĞERİ 61,9 MİLYON DOLAR”
ABD İstanbul Başkonsolosu Julie A. Eadeh de Türkiye ile ABD arasındaki iş birliğine dikkati çekti. Eadeh, “Eski çağlardan günümüze kadar gelen bu güzel mirası ziyaret etme fırsatı bulmuş olduk. İkili anlaşmalar sayesinde bu güzel işbirliğinin sürekli devam edeceğini düşünüyorum. ABD’nin büyükelçiliği çok güzel yatırımlar yaptı. Geçmişin korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusu sadece Türkiye’nin değil tüm dünya için önemli. Eserlerin toplam değeri 61.9 milyon dolar” diye konuştu.