SMMM Kerim Uğur, dünya devletlerinin 3. Dünya Savaşı’na hazırlandığını, Çin-Tayvan geriliminin bu savaşı tetikleyebileceğini belirtti. Türkiye ekonomisine sert eleştiriler yönelten Uğur, yüksek vergiler, yabancı sermaye hakimiyeti ve üretim eksikliğinin kalıcı ekonomik sorunlara yol açtığını vurguladı.
SERBEST Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) Kerim Uğur, 2024’ün son günlerinde dünya ve Türkiye gündemine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Uğur, küresel gerilimlerin ve ekonomik çalkantıların 3. Dünya Savaşı’na zemin hazırladığını vurgularken, Türkiye’nin ekonomik sistemine yönelik sert eleştirilerde bulundu.
“TAYVAN, ÇİN İLE SAVAŞA GİRERSE DÜNYA TUTUŞUR”
Kerim Uğur, Çin ve Tayvan arasındaki gerilime dikkat çekerek olası bir savaşın sonuçlarının küresel çapta yıkıcı olacağını belirtti. Uğur, “Tayvan, mikroçip üretiminde dünyanın merkezi. Pandemi döneminde araç ve elektronik ürün fiyatlarının fırlamasına neden olan mikroçip krizi, Tayvan’ın stratejik önemini gösteriyor. Çin ile Tayvan arasındaki bir savaş, yalnızca bölgesel değil, küresel bir ekonomik ve askeri kriz yaratır. Bu da 3. Dünya Savaşı’nın fitilini ateşler” dedi.
“DÜNYA SAVAŞA HAZIRLANIYOR”
Uğur, dünya devletlerinin askeri ve ekonomik olarak savaşa hazırlandığını ifade etti. “İsveç gibi 200 yıldır savaşa girmeyen ülkeler bile gelişmiş savaş makinelerine yatırım yapıyor. Ülkeler ordularını güçlendirmekle kalmıyor, bütçelerini sağlamlaştırarak tahıl stokları oluşturuyorlar. Mısır unu gibi uzun ömürlü gıda maddeleri stoklanıyor. Dünya, büyük bir krize hazır” dedi.
ÇİN İLE TAYVAN SAVAŞI OLASI İHTİMAL Mİ?
Uğur açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Şimdi 2024 yılın son ayına girerken insanların yeni bir yıldan beklediği yeni umutlar, yeni heyecanlar, yeni hayaller ama son dönemdeki gelişmeler, aylar öncesi dediğim gibi ve sosyal medyalarımda uzun uzun Amerika Birleşik Devletleri başına Donald Trump geleceğini yazdım. Olası savaş Çin ile Tayvan arasında başlamasıdır. Diyeceksiniz zaten İsrail ile Filistin arasında savaş var. Doğru savaş var ama 3.Dünya savaşını çıkaracak kadar büyük bir savaş değil. Savaş tarafları İsrail kendini kanıtlamaya çalışan bir devlet Filistin bağımsızlık mücadelesi veren bir devlet. Yani 3.Dünya savaşını tetikleyecek bir durum değil. Ama Tayvan ihracatı 500 milyar dolar, ithalatı 300 milyar dolar olan ağırlıklı olarak yarı iletken, petrokimya, otomobil endüstrisi, başta fitness ve golf olmak üzere spor malzemeleri, kablosuz iletişim, LCD ekran, çelik, en önemlisi de elektronik, bilgisayar ve de mikroçip ihraç eden bir ülkedir.
“3.DÜNYA SAVAŞINI ATEŞLEYEBİLİR”
Pandemi döneminde araç ve elektronik ürünlerin fiyatlarının bir anda fırlamasının sebebi Mikroçip temininden kaynaklanmaktadır. Tayvan Mikroçip alanında gelişmiş bir ülke olup olası bir Çin savaşı ile 3.Dünya Savaşını ateşleyebilir.200 yıldır hiç savaşa girmeyen İsveç son zamanlarda müthiş teknolojik savaş makineleri yaparak dikkat çekmektedir. Dünya ülkeleri son birkaç yıldır ordularını güçlendirmekte 3.dünya savaşına hazır olmaktadır. Bütçelerini sağlamlaştırmak ve ekonomilerini güçlendirip yıllık yedek akçe ayırmakta olup Tahıl özellikle mısır unu stoklamaktadırlar. Mısır unu stoklamalarındaki asıl amaç raf ömrünün uzun olmasıdır.
“ORANTISIZ SERMAYE BİRİKİMİ”
Foreign Affairs’de yer alan “Kapitalizm Demokrasi için bir tehdit haline mi geldi?” başlığını taşıyan bir yazıda da teknolojideki atılımları bir araç olarak kullanan büyük kapitalist şirketlerin, orantısız bir sermaye birikimi sağlayarak rekabeti öldürdüğüne de dikkat çekiliyor. Bu yöndeki adımların piyasa sistemine zarar vererek toplumda tepki yarattığı vurgulanıyor. Aynı yazıda ABD’nin büyük şirketlerinin bunca yıl sonra ikinci bir yaldızlı dönem yaşadığına ve yaşattığına dikkat çekiliyor. Tüm bu gelişmelerin Trump’ın seçilmesine ve demokrasinin yozlaşmasına yol açtığı da vurgulanıyor.
“BÜYÜK ORTAK DAİMA DEVLETTİR”
Gelelim Türkiye Cumhuriyet’ine bir Mali Müşavir olarak kısa bir hesap kazandığınız her yüz lira paranın direk olarak %20 KDV. %15 gelir vergisi tabi ki de artan oranlı ve bu vergilere dolaylı olarak ödediğimiz vergiler dahil değil yani %35 devlete direk vergi olarak ödediğimiz vergidir. Yani bu vergi sisteminde kurduğunuz bir işletmede büyük ortak daima devlettir. Bunun sonucu olarak son zamanlarda büyük şirketler hızla yabancı sermayelere satılmaktadır. Bunun en belirgin örneği Hepsiburada internet alışveriş sitesinin Kazakistan şirketi Kaspi.kz tarafından devralınmasıdır. Türk şirketlerinin yabancı sermaye şirketlerine satılması kısa dönemde ekonomiye katkı sağlar, ekonomi canlandırır. Ama uzun dönemde piyasadan toplanan paraların yurt dışına çıkması ve bütçe açığı olarak önümüze gelir. Çok uzun dönem değil birkaç yıl önce özel bankalar hızla yabancı sermayelere satıldı. Kimlik kartını gösteren her bireye inanılmaz krediler ve kredi kartları verildi. Sonuç piyasadaki parayı toplayıp yurt dışına çıkışı oldu. Şimdi savaştan ekonomiye ekonomiden savaşa karıştı diyeceksiniz.
TOHUM TOPRAĞI GÖRMEDEN NE EKONOMİ DÜZELİR NE ENFLASYON DÜŞER
O zaman toparlayalım gelmek istediğim nokta dünya devletleri ordularını, ekonomilerini güçlendirerek savaşlara hazır. Türkiye’de teğmenler “Atatürk’ün Askeriyiz” diye yemin ettikleri için görünen o ki ordudan ihraç edilecekler. Kendi elimizle kendi kafamıza sıkıyoruz. Son olarak çıkıp ekonomi düzelecek enflasyon düşecek diyorlar. İnanmayın vergi oranları düşmeden ve Türkiye sınırları içindeki her arazi ekilip biçilmeden ne Enflasyon düşer ne Ekonomi düzelir. Kısaca tohum toprağı görmeden ne ekonomi düzelir ne enflasyon düşer.