PROJENİN İPTALİ İSTENİYOR

Kaşpazarı Yaylası’na yapılması planlanan GES projesi, tarihi Karamanoğlu mezarlıkları, yaban hayatı ve su kaynaklarını tehdit ediyor. Halk, hatalı yer seçimi nedeniyle projenin iptalini talep ediyor ve mücadeleye devam ediyor.

GÜNDEM 19.03.2025 01:31:00 0
PROJENİN İPTALİ İSTENİYOR

Gazipaşa ile Mersin’in Anamur ilçesi arasında kalan Kaşpazarı Yaylası, tarih boyunca yörüklerin, göçerlerin ve yerleşik halkın ortak yaşam alanı oldu. Ancak bu kadim topraklar, şimdi dev bir güneş enerjisi santrali (GES) projesi ile büyük bir tehdit altında. Bölge halkı, ekolojik ve kültürel yıkıma yol açacak projeye karşı mücadele başlattı.

 

KADİM YAYLADA BÜYÜK TEHDİT

 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunulan G3-ANTALYA-2-2 GES Projesi, 39,91 hektarlık alana kurulması planlanan 24 MW gücünde bir güneş enerjisi santrali. Ancak proje sahası, tarihi Karamanoğulları mezarlıklarını, Yörük kültürünün izlerini, endemik türlerin yaşam alanlarını ve su kaynaklarını barındıran eşsiz bir bölge.

 

TARİHİ VE EKOLOJİK ÖNEM GÖZ ARDI EDİLDİ

 

Halkın itirazlarına rağmen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinde bölgenin tarihi ve ekolojik öneminin göz ardı edildiği belirtiliyor. Kaşpazarı Yaylası, Hititler dönemine kadar uzanan bir geçmişe sahip ve Osmanlı öncesinde Karamanoğulları Beyliği’nin önemli yaylalarından biri olarak biliniyor. Ayrıca, binlerce yıldır göçerlerin kullandığı antik kervan yolları, inler, mağaralar ve çeşmeler hâlâ ayakta.

 

HALKIN KATILIMI YETERSİZ, ANAMUR GÖRMEZDEN GELİNDİ

 

Proje alanının bir kısmı Mersin sınırlarında kalmasına rağmen, ÇED toplantıları sadece Gazipaşa’da yapıldı. Anamur halkı, yaylanın ortak kullanım alanı olduğu gerekçesiyle halkın katılımının eksik bırakıldığını savunuyor. Bölge halkı, halk toplantılarının Anamur’da da yapılması gerektiğini ancak sürecin bilinçli şekilde tek taraflı yürütüldüğünü belirtiyor.

 

TARİHİ MİRAS VE EKOSİSTEM TEHLİKEDE!

 

Kaşpazarı Yaylası, arkeolojik ve kültürel miras açısından büyük bir hazine. Proje sahası içinde en az üç Karamanoğlu Mezarlığı bulunduğu tespit edilmiş durumda. Ayrıca, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan antik yollar, hanlar ve su kaynakları da bu bölge içinde yer alıyor. ÇED raporunda ise bu mirasların korunmasına yönelik herhangi bir önlem bulunmuyor.

 

Bölge ayrıca Morca Mağarası gibi önemli doğal oluşumlara da ev sahipliği yapıyor. Mağarada 2024 yılında keşfedilen endemik tatlı su karidesi (Gammarus morcae) dünya literatürüne geçmiş durumda. Ancak ÇED raporunda bu keşiften dahi bahsedilmiyor.

 

YABAN HAYATI VE SU KAYNAKLARI YOK OLACAK

 

Projenin en büyük tehditlerinden biri de bölgenin yaban hayatına ve su kaynaklarına vereceği zarar. Kaşpazarı Yaylası, yaban keçileri, kurtlar, ayılar, porsuklar ve birçok nadir kuş türü için doğal yaşam alanı konumunda. Ancak proje nedeniyle bu türlerin göç etmek zorunda kalacağı ve nesillerinin tehlikeye gireceği belirtiliyor.

 

Bölgede bulunan karstik su kaynakları ve pınarlar, Gazipaşa ve Anamur’un temiz su ihtiyacını karşılayan ana kaynaklardan biri. Ağır iş makinelerinin çalışması ve toprak yüzeyinin sıyrılması, bu su kaynaklarının yok olmasına neden olabilir. ÇED raporunda ise bu risklerin değerlendirilmediği ifade ediliyor.

 

KAR ALTINDAKİ YAYLAYA GES MANTIKLI MI?

 

Bir diğer önemli nokta ise bölgenin sert hava koşulları. ÇED raporunda bölgenin yıl boyu güneş aldığı belirtilse de, halk bu bilginin yanlış olduğunu söylüyor. Kaşpazarı Yaylası, 2220 metre rakımıyla kış aylarında metrelerce kar altında kalıyor. Yılın büyük bir kısmında güneş panellerinin karla kaplanacağı ve üretimin aksayacağı belirtiliyor.

 

HALK MÜCADELEYE DEVAM EDİYOR

 

Bölge halkı, hatalı yer seçimi nedeniyle GES projesinin tamamen iptal edilmesini talep ediyor. Daha önce bölgedeki halkın binlerce imza toplayarak projeye karşı çıktığı ve bu imzaların yetkililere sunulduğu belirtiliyor. Kaşpazarı Yaylası’nı korumak için mücadele eden halk, hem kültürel hem de doğal miraslarının yok olmaması için seslerini duyurmaya kararlı. Gözler şimdi yetkililere çevrildi. Kaşpazarı’nda tarih mi korunacak, yoksa betonlaşmaya ve endüstriyel enerji üretimine mi teslim edilecek? Bu sorunun cevabını yetkililer ve zaman gösterecek. 

Anahtar Kelimeler: PROJENİN İPTALİ İSTENİYOR