Genel Sağlık-İş Antalya Şube Başkanı Musa Karataş, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada emekçilerin içinde bulunduğu ağır tabloyu gözler önüne serdi. Karataş açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Bizler bu ülkenin üreten gücüyüz. Bizler emeğiyle vatanına değer katanlarız. Bizler alın teri ve onuru, yaşamın hammaddesi belleyen emekçileriz. Kimimiz yerden cevahir söksek de, kimimiz nasırlı ellerle binalar yapsak da, kimimiz insanüstü bir uğraşla şifa dağıtsak da hepimiz biriz, işçi sınıfıyız! Ve bugün bizim bayramımız: İşçi Bayramı. Fakat bugünü kutlamadan ziyade sesimizi daha da yükseltmenin günü haline getirmek bizim tarihsel sorumluluğumuzdur. Çünkü biz, ülkesini katar katar emekle ileri taşımaya çalışan emekçiler, belki de tarihimizdeki en büyük sömürü ve emek kıyımıyla karşı karşıyayız.
“BU SİSTEMDE ADALET YOK”
Siyasi iktidarın yanlış ekonomi ve istihdam politikaları nedeniyle ülkede işsizlik kol gezmektedir. Geleceğe en umutla bakacak yaşta olan her 5 gençten 2’si iş bulamamakta, her iki gençten biri başka bir ülkede yaşamanın hayalini kurmaktadır. İş bulup da çalışabilenler için ise başka bir cehennem vardır. Çalışan nüfusun yüzde 40’ından fazlası asgari ücret; yüzde 70’ine yakını ise asgari ücretin sadece biraz üstünü almaktadır.
Bu ücretler ise mahkeme kararlarına rağmen enflasyonu nasıl tespit ettiğini hâlâ açıklamayan, iktidar ve patronlar için rakamları ayarlama enstitüsü gibi çalışan TÜİK’in hayali raporlarıyla belirlenmektedir. Kendi gücünden başka bir şeyi umursamayan iktidar, kâr hırsıyla gözü dönmüş patronlar, sözde yetkili sarı sendikalar bir olup bir felaket senaryosu yazmakta ve tüm işçi sınıfının bunu oynaması beklenmektedir.
“SAĞLIKTA EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI YOK”
Ne yazık ki bizim alanımız olan sağlık alanı da emeğin en fazla kıyıma uğradığı kalelerdendir. İstihdam eksenli bir politika uygulanmadan üniversiteler açıldığı, kontenjan ayarlaması yapılmadığı için alanımızdaki işsiz ordusu her geçen gün büyümektedir. Özel sektörde çalışan sağlık emekçileri, korkunç bir sömürüye ve mobbinge maruz kalmaktadır.
Kamuda görev alanlarımız için de durum hiç parlak değildir. Yetersiz istihdam nedeniyle 1 sağlık emekçisine Avrupa ülkelerinde 3 kişinin yaptığı iş yaptırılmakta, liyakatsiz yöneticiler emekçi üzerindeki baskısını her geçen gün artırmakta, uzun nöbetler ve yoğun mesailer hak ettiği ölçüde ücretlendirilmemekte, sağlık sisteminin getirildiği sağlıksız hal nedeniyle sağlık emekçisi ve hizmet almaya çalışan yurttaş karşı karşıya getirilmekte, sağlıkta şiddet vakaları her geçen gün tırmanmakta ama siyasi iktidar da, sağlık bakanlığı da bu konuda üç maymunu oynamaya devam etmektedir.
Sağlık hizmeti veren kamu kurum ve kuruluşları, sağlık emekçisi için artık gün boyu insanüstü bir çabayla emek verip insanlık onuruna yaraşır bir ücret alamayacağı, hak ettiği değeri göremeyeceği, can korkusu taşıyacağı yapılar haline getirilmiştir.
“ARTIK BU BÖYLE GİTMEZ”
Eğitim yok, sağlık yok, ekonomi yok, adalet yok, sosyal hak ve özgürlükler de yok denecek hale getirilmiştir. Yurttaşlık haklarımız bile elimizden alınmaya çalışılmaktadır. 200 yıl önce insanlık, büyük ayaklanmalar neticesinde tüm dünya genelinde vergilerin akıbetini sorma hakkı kazanmışken 2025 yılında, dünyanın en ağır ve karmaşık 2. vergi sisteminin olduğu Türkiye’de biz vergilerimizin akıbetini öğrenememekteyiz.
Afet olunca IBAN, “Açız” deyince iman lafı getirilmektedir önümüze. Seçtiğimiz belediye başkanları keyiflerine göre tutuklanmakta, ülkede kendilerinden olmayan sadece ama sadece gerçeği dile getiren gazeteciler içeri alınmakta, anayasal güvence altındaki en demokratik haklarımız bile padişah fermanını aratmayan Cumhurbaşkanı KHK’larıyla günden güne kırpılmaktadır.
“HAK ETTİĞİMİZ GİBİ YAŞAYACAĞIZ”
İnsani koşullarda çalışmak istiyoruz. Her alanda liyakat ve şeffaf denetim istiyoruz. Güvenceli istihdam istiyoruz. Sadece yandaşları gözeten bir mekanizma yerine Cumhuriyet’in emrettiği gibi her yurttaşını eşit sayan sosyal bir devlet politikası istiyoruz. İnsanca ücretler almak istiyoruz. Eğitim, adalet, demokrasi istiyoruz. Ant olsun ki alacağız!
“YAŞASIN MÜCADELEMİZ!”
Genel Sağlık-İş olarak, meydanlardan sesleniyoruz: Biz emekçiler Cumhuriyet’e yakışır bir sistemi dayanışmayla, mücadeleyle, direnerek, daha da çoğalarak kuracaklarız. Aşkın ve kavganın şairi Nazım’ın “bir şafak vakti karanlığın kenarından onlar ağır ellerini toprağa basıp doğruldukları zaman” dediği gündeyiz! Doğrulacak ve hakkımızı alacağız! Güçlüyüz, haklıyız, kazanacağız! Bu düşünceler ve kararlılık duygusuyla tüm emekçilerin 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüzü kutluyor, 1 Mayıs’ları gerçekten bayram gibi kutlayacağımız günleri birlikte örmeye çağırıyoruz.”
9078,43%-1,59
38,46% -0,07
43,64% -0,22
4000,36% -1,71
6629,81% 0,00