Tarih: 03.05.2023 14:16

EĞİTİM SEN’İN SEÇİM TUTUM BELGESİ

Facebook Twitter Linked-in

Eğitim-Sen tarafından paylaşılan “Seçim Tutum Belgesi”nde şu ifadelere yer verildi: “14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçimlerine sayılı günler kaldı. Eğitim ve bilim emekçilerinin gerçek sözü ile işyerlerinde ve alanlarda özgür sesi olan Eğitim Sen olarak, 1 milyon 200 bin eğitim ve bilim emekçisinin taleplerini, uyarılarını MEB, YÖK ve siyaset kurumuna iletiyor, kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu seçimde, eğitim tarihinin çok önemli bir uğrağına tanıklık edeceğiz ve Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılını belirleyecek bir karar alacağız.

 

Eşit ve özgür bir söylem alanı olan kamusal eğitim bir çöküş ile karşı karşıyadır. Mevcut siyasal iktidarın uyguladığı eğitim politikaları ile okullar ve üniversiteler, çocuklar ve gençleri geliştirmek, güçlendirmek ve özgürleştirmek yerine insan olmaktan doğan güçlerini geriletmekte, zayıflatmakta ve onları geleceğe etkin yurttaşlar olarak hazırlamaktan çok uzak durmaktadır.

 

Eğitim, öğrencileri, velileri ve eğitim emekçileri ile eğitim kurumlarında, evde ve sokaklarda tüm yurttaşlar ile etkileşen kamusal bir hizmettir. Eğitim emekçileri dahil, yurttaşlar olarak uygulanan sermaye politikaları ile yoksullaşıyor, yoksunlaşıyor ve yüksek enflasyon koşulları altında eziliyoruz. Türkiye’de gelir dağılımı her gün emekçiler aleyhine, eğitim emekçileri aleyhine kötüleşiyor.

 

İktidarın yaydığı korku kültürü ve toplumu dost-düşman olarak ayrıştırma, kutuplaştırma anlayışı ile birbirimizle konuşamıyor ve ifade özgürlüğümüzü yaşama geçiremiyor, demokratik ve özgürlükçü bir yaşama ulaşamıyoruz. Toplumsal cinsiyet ve cinsel kimlikler, etnik ve dinsel anlayış, siyasal görüş farkları toplumsal bir zenginlik değil, tehdit olarak algılanıyor ve ayrımcı ve ayrıştırıcı politikalar izleniyor.

 

6 Şubat Maraş depremlerinden bu yana geçen iki ayı aşan süre içinde çadır kentler ve çadır okullardan öte bir adım atılabilmiş değil! Konteyner kentler ve prefabrik evler inşa edilebilmiş değil! Depremden etkilenen yurttaşlar, çadırlarda kışın soğuğu ve baharın seli ile karşı karşıya kaldılar ve şimdi yaklaşan yazın sıcağı ile çadırlarda yaşamak mümkün olmayacak! Bu koşullar hem öğrenciler, hem veliler ve hem de öğretmenler ile idari, teknik ve yardımcı eğitim emekçileri için geçerli! Deprem illerinde ne eğitim hakkı yaşama geçirilmiş durumda ne de eğitim emekçilerinin sağlıklı ve güvenli barınma ve beslenme hakkı karşılanmış durumda! Depremin etkilediği kentlerde eğreti bir yaşam sürdürülmektedir.

 

Eğitim tarihinin en ayrımcı yasası olan Öğretmenlik Meslek Kanunu okullarda, öğretmenler odasında çalışma barışını çok olumsuz etkilemiştir. Bu yasa ile tüm eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarını geliştirmek yerine genç öğretmelere “Sıranı bekle, sınava hazırlan!” denilmiş, öğretmenlerin bir kısmının maaşında kısmı bir iyileştirme yapılmış, eşit işe eşit ücret ilkesi ihlal edilmiştir. Yüksek ev kiraları, zorunlu temel ihtiyaç ürünlerine gelen zamlar maaşı ayın ilk haftasında alıp götürüyor. Ayrım gözetmeden tüm eğitim emekçileri yoksulluk sınırının altında bir maaşla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

 

Siyasal iktidarın “yerli ve milli” anlayışı ile aynılaştırılmak isteniyoruz. Bu ayrımcı tavır ile “yerli ve milli olmayanlar” keyfi kararlarla ihraç ediliyor, ayrımcı mülakatlar yoluyla işe alma süreçlerindeayıklanıyorlar. Yargı kararları yaşama geçirilmiyor, güvenilmez güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırması  ile yurttaşlar yıldırılıyor, adeta farklı olana yaşam hakkı verilmiyor.

 

“Yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz şeylerle” eğitim ve bilim emekçileri olarak, aşağıdaki taleplerle eşit, özgür, parasız, erişilebilir, anadilinde adil bir eğitim için oy vereceğiz!

 

 

¶ Eğitim ve bilim emekçileri, 100 yılı aşkın bir zamandır uğruna mücadele ettiği grev hakkıyla birlikte toplu iş sözleşmesi hakkını kullanmak, insanca geçim ve çalışma koşulları sağlamak için oy verecektir.

 

¶Eğitim ve bilim emekçileri, okullarda ve üniversitelerde yaşamın çoğul akışını durduran tek adam rejimine, bu rejimin okullardaki kopyalarına “artık yeter” diyecek, demokratik ve katılımcı bir eğitim sistemine oy verecektir!

 

¶ Eğitim ve bilim emekçileri, kamusal eğitimi ağır bir tahribata uğratan, bilimsel ve laik eğitimi yok sayan, cemaat ve tarikatların önünü açan, eğitimde özelleştirmeyi savunan, doğa sömürüsünün önünü açan eğitim politikalarına “artık yeter! diyecek; kamusal, bilimsel, laik, parasız, cinsiyet eşitlikçi, anadilinde, demokratik ve ekolojik bir eğitim için oy verecektir!

 

¶ Eğitim ve bilim emekçileri, öğretmenleri ayrıştıran, aralarında hiyerarşi ve eşitsizlik oluşturan ve eğitim emekçilerini yoksulluk sınırının altında yaşamaya zorlayan Öğretmenlik Meslek Kanunu ve diğer ayrımcı düzenlemelere “artık yeter!” diyecektir! Öğretmenler, idari, teknik ve yardımcı eğitim emekçileri, ILO-UNESCO ortak belgesi olan Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ile uyumlu ve“eşit işe eşit ücret” ilkesini yaşama geçirecek yoksulluk sınırının üzerinde adil bir ücret sistemi için oy verecektir! Ayrıca eğitim ve bilim emekçileri yüzbinleri bulan öğretmen işsizliğine çözüm üretilmesi, özel sektör öğretmenlerinin kamuda istihdam edilen öğretmenlerle eşdeğer haklara sahip olması ve engelli öğretmenlerin sorunlarının ortadan kaldırılması için oy verecektir!

 

¶ Eğitim ve bilim emekçileri fiili OHAL ve KHK düzenine son verilmesi, KHK’ların yarattıkları tüm hak ihlalleriyle birlikte tasfiye edilmesi, haksız ve hukuksuzca ihraç edilenlerin işlerine iade edilmesi, hukukun ve adaletin egemen olduğu bir ülke için oy verecektir. Eğitim ve bilim emekçilerini haksız ve hukuksuz biçimde ‘kurum kanaati’ ile ihraç etmenin önünü açan, adil yargılanma hakkı, suçun şahsiliği, masumiyet karinesi gibi evrensel hukuk normlarını yok sayan ayrımcı ve otoriter politikalara “artık yeter” diyecek ve güvenceli iş ve güvenceli gelecek için oy verecektir!

 

¶ Kadın eğitim emekçilerinin çoğunlukta olduğu eğitim alanında, Bakanlık, il ve ilçe eğitim örgütlerinde kadınları dışlayan, okullarda ve üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştiren, karma eğitim ilkesini yok sayan, İstanbul Sözleşmesi’ni geri çeken ataerkil eğitim politikalarına “artık yeter!”  diyecek ve toplumsal cinsiyet eşitliği, ILO 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması, İstanbul Sözleşmesinin geri çekilme kararının geri çekilmesi, kız çocuklarının eğitim haklarının geliştirilmesi, kreşlerin yaygınlaşması, bakım emeği yükünün kadınların üzerinden alınması için oy verecektir. 

 

¶ Eğitim ve bilim emekçileri, bilimsel ve laik eğitimi tahrip eden eğitim politikalarına “artık yeter!” diyecek ve birlikte yaşamın güvencesi olan gerçek ve özgür laiklik ilkesinin geçerlilik kazandığı, tarikat yapılarına desteğin kesildiği, eğitimdeki dinselleşmeye son verilip bilimsel temelde eğitimin yaygınlaştığı bir eğitim için oy verecektir. 

 

¶ Eğitim ve bilim emekçileri, toplumun çoğul niteliğine aykırı olarak farklı dil ve kültürleri yok sayan, “yerli ve milli” tanımı altında eğitim yoluyla toplumu aynılaştıran ve otoriter bir yaklaşımla tekçi bir anlayışı dayatanlara “artık yeter!” diyecektir! Eğitim emekçileri, eşit, özgür ve demokratik bir cumhuriyetin inşası için oy verecektir!

 

¶ Eğitim ve bilim emekçileri, yıllardır deprem vergisi alınmasına karşın güvenli olmayan ve sağlıksız yapılaşmaya izin veren, deprem sonrasında yurttaşlarını enkazdan çıkaracak önlemleri alamayan politikalar nedeniyle büyük can kayıplarına yol açan, keyfi ve liyakat aramayan rant, faiz ve kar üçgenine hapsolmuş kent politikalarına “artık yeter!” diyecek ve toplumun tümüne ulaşan eğitim ve bilim emekçilerinden yana, nitelikli kamu hizmeti, sosyal konut, etkin bir toplu taşımadan ve doğadan yana bir kent politikasına oy verecektir!

 

¶ Bir ekip işi olan eğitim hizmetini yerine getiren eğitim emekçilerini böl-yönet anlayışı ile ayrıştıran istihdam politikalarına “artık yeter!” diyecek hizmetli memur, teknisyen ve sağlık hizmetleri personelinin özel hizmet tazminat oranlarının artırılması, 8. dereceye düşen tüm eğitim emekçilerine ek gösterge ödenmesi için oy verecektir.

 

¶ Eğitim ve bilim emekçileri, üniversiteleri sessizleştiren, akademik özgürlüğü yok sayan, üniversite bileşenlerinin karar süreçlerine katılımını, sendikal örgütlenme haklarını engelleyen, üniversiteleri tarikat ve cemaatlere açan, eğitim ve bilim emekçilerini güvencesizleştiren üniversite politikalarına “artık yeter!” diyecek ve demokratik ve özerk üniversite için oy verecektir.

 

 

Eğitim ve bilim emekçileri aşağıda ifade ettiğimiz talepleri gerçekleştirecek siyasal programlara destek verecektir:

 

 

Üniversitedeki kameralar, parmak izi vb. mekanizmalar ortadan kaldırılmalıdır. Bu mekanizmaların çalışanları ve öğrencileri fişlemeye yönelik kullanıldığı ortadadır. Benzer şekilde benzer amaçlara hizmet eden turnike sistemi, kartlarla açılan kapılar gibi uygulamalar da sona erdirilmelidir."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —