Gazipaşa İlçe Sağlık Müdürü Dr. Eşşe Çelik, Dünya Kanser Günü’nde kansere karşı farkındalığı ve bilinç düzeyini artırmak amacıyla çeşitli kampanyalar düzenlendiğini belirterek, “Gerek kanser konusunda farkındalığı ve eğitimi artırarak gerekse dünyanın her yerindeki hükümetler ile bireyleri hastalığa karşı harekete geçmeye zorlayarak her yıl milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Kanser gününde yankı uyandırmayı, değişim aşılamayı ve farkındalık günü ile sınırlı kalmayarak daha sonraki günlerde de sürdürülecek bir eylemi harekete geçirmeyi amaçlayan bir kampanyadır” dedi.
Kanserin dünyada ve Türkiye'de sebebi bilinen ölüm nedenleri sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığına dikkat çeken Çelik, şunları kaydetti: “Kanser başlıca; tütün kullanımı, yüksek beden kütle indeksi (fazla kilolu ya da şişman/obez olma), meyve ve sebzeden fakir beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol tüketimi gibi başlıca beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanmaktadır. Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kanser alanında yoğun çalışmaları bulunan uluslararası saygın kuruluşlar, her bireyin, küçük ya da büyük eylemlerinin, uzun vadeli, olumlu değişimlere yol açacağını ifade ederek kanserleri önleme yolunda kişilere şu risk faktörlerinden kaçınma çağrısında bulunmaktadır.”
KANSERİN RİSK FAKTÖRLERİ
Çelik, kanserin risk faktörlerine de değinerek şöyle sıraladı:
• Sigara ve dumansız tütün ürünlerini de içeren tütün kullanımı
• Fazla kilolu veya obez olmak
• Düşük meyve ve sebze alımını içeren sağlıksız beslenme
• Fiziksel aktivite eksikliği
• Alkol kullanımı
• Cinsel yolla bulaşan Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu
• Hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet
• İyonlaştırıcı ve ultraviyole radyasyon maruziyeti
• Kentsel hava kirliliği
• Katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekân dumanı
SAĞLIKLI BİR YAŞAM TARZI ŞART
Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin önemini vurgulayan Dr. Eşşe Çelik, şöyle devam etti: “Tütün kullanımı, kanser gelişimi yönünden en önemli risk faktörü olup kansere bağlı ölümlerin yaklaşık %22’sinden sorumludur. Akciğer kanserinin yanı sıra özefagus, mesane, böbrek, pankreas, mide, serviks (rahim ağzı) kanserlerinden de sorumlu olduğu bilinen tütün kullanımı, hangi yaşta olursa olsun terk edildiğinde kişinin yaşam kalitesi ve yaşam süresi üzerinde anlamlı bir fark yaratmaktadır. Obezite ve kanser ilişkisine dair yapılmış çok sayıda epidemiyolojik çalışma obezitenin kansere neden olmasının yanı sıra kanser tedavisine yanıtın azalmasına, hastalık seyrinin bozulmasına ve artmış ölüm oranlarına neden olduğunu da ortaya koymaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sağlıklı bir kiloyu korumak ve fiziksel olarak aktif olmakla bağırsak, meme, rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, safra kesesi kanserlerinin gelişim riski önemli ölçüde azaltılabilmektedir. Yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin günlük 30-40 dakikalık yürüyüşler, liften zengin meyve sebze ağırlıklı beslenme gibi) ile kansere karşı anlamlı risk azaltımı sağlanması mümkündür. Sindirim ve boşaltım sisteminin farklı türde kanserleri ile ilişkisi olduğu ispatlanmış olan alkol tüketimi, kanser gelişim riskini azaltmada bireysel farkındalık ve çaba ile önemli oranda önlenme şansına sahiptir.”
ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ
Kanserde erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğunu belirten İlçe Sağlık Müdürü Eşşe Çelik, “Dünya genelinde en sık izlenen kanser türü olan cilt kanserine yönelik alınacak önlemler ile anlamlı risk azaltımı sağlanabilmektedir. Kansere yol açabildiği ispatlanmış kimi kanserojenlere maruziyetin söz konusu olduğu meslek gruplarında çalışanların iş sırasında koruyucu bariyer (maske, tulum, önlük, eldiven gibi) kullanması da kanseri önlemede önemli bir strateji olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç itibariyle; kansere yol açabileceği kanıtlanmış risk faktörlerinin farkına vararak, bunlardan korunmada bireysel ve toplumsal temelde yapılacaklar konusunda bilgilenerek, önleme çabalarını kararlılıkla sürdürerek, ileri dönemlerde daha büyük bir toplumsal yük haline gelmesi beklenen kanserle savaşımda önemli kazanımlar elde edileceğine şüphe yoktur. Dünya Sağlık Örgütü; meme, rahim ağzı ve kalın bağırsak kanserlerinde vakaların erken evrelerde yakalanmasına yönelik toplum tabanlı tarama programları önermekte ve bu çalışmaların bütüncül bir kanser kontrol programının parçası olması gerektiğini belirtmektedir.
KANSER TARAMALARI İHMAL EDİLMEMELİ
Ülke genelinde kanser taramaları; 1,2 ve 3’üncü basamak Sağlık Kuruluşlarında, Toplum tabanlı ve fırsatçı taramalar şeklinde yapılmaktadır. Kırsal ve dezavantajlı gruplarımıza illerimizdeki mobil tarama araçları ile de tarama hizmeti verilmektedir. Ülkemizde yürütülen Ulusal Kanser Tarama programında, meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılmakta, 2 yılda bir mamografi çekilmektedir. Rahim ağzı kanseri taraması; 30- 65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA testi ile yapılmaktadır. Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) yapılmakta, 10 yıl da birde kolonoskopi önerilmektedir” ifadelerini kullandı.