Gazipaşa’da 11 sağlık meslek örgütüne üye hekim ve sağlık çalışanları, hükümetin “Sağlık çalışanlarına müjde” diyerek meclise sunduğu tasarıya karşı çıkarak iş bırakma eylemi yaptı.
Gazipaşa’da görev yapan hekimler ve diğer sağlık çalışanları, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurul’da görüşülecek olan 'Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne' karşı çıkıyor. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık İşçileri Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği Sendikası, Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim Sen), Kamu Diş Hekimleri Derneği (KADHED), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası (Tabip Sen), Türk Diş hekimleri Birliği (TDB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) olmak üzere 11 sağlık meslek örgütüne üye sağlık çalışanları dün iş bıraktı. İş bırakma eylemi kapsamında acil vaka, yoğun bakım ve onkoloji vakaları dışında hizmet verilmedi.
Sağlık çalışanlarının özlük ve mali haklarında iyileştirme yapılmasına ilişkin görüşülecek kanun teklifine karşı çıkan doktorlar ve sağlık çalışanları Gazipaşa’da da eylem yaptı. 11 sağlık meslek kuruluşunun destek verdiği eylem, dün öğle saatlerinde Gazipaşa Devlet Hastanesi önünde yapıldı. Sağlık meslek örgütlerinin aldığı karar gereğince Gazipaşa’da görevli hekim ve sağlık çalışanları dün iş bıraktı.
Yapılan eylemde 11 sağlık meslek kuruluşu tarafından hazırlanan basın açıklaması yapıldı. Açıklamada; “Biz, “Başka Kamil Furtun’lar Ersin Arslan’lar olmasın, yaşatmak için yaşamak istiyoruz” diyenler… Biz, gecesi gündüzü olmayanlar… Biz, hastalandıran bu sağlık sistemine göz yummayan, toplum sağlıksızken nefes alamayanlar… Biz, bu gördüğünüz binalarda sistemin tüm başarısızlığının altında bırakılanlar… Biz, aylardır oyalama taktikleri ile yok sayılan, emeği hiçleştirilen, mesleği değersizleştirilenler… Biz, Atatürk’ün başlattığı ulusal, kamucu, halkçı sağlık politikalarını savunanlar… Biz, sağlığı piyasalaştıran küresel sermaye elitlerine ve emperyalist güçlere karşı olanlar… Biz, hukuksuz disiplin uygulamaları ve aile hekimliği ceza yönetmeliğiyle baskı altına alınmaya çalışılanlar… Biz, özellikle emekli maaşlarımızla açlık sınırının altında geçinmeye mecbur bırakılanlar… Tüm bu olumsuzluklara rağmen; Biz “giderlerse gitsinler”e boyun eğmeyenler; mesleğinin beyazını karanlığa ışık yapanlar; emek bizim, söz bizim diyoruz. Uzun mesailerde, yorucu nöbetlerde, kışkırttığınız sağlık taleplerine yanıt vermeye çalışan emeğin sahibi olan bizler; tüm hekimler, sağlık emekçileri ve meslek örgütleri olarak, yoksulluk sınırı altı ödemelere, bizleri ölümüne çalıştıranlara, sağlıkta şiddeti üretenlere karşı sözümüz var diyoruz. Yeni yasa teklifiyle yeniden farkına vardığınız gibi Meclis’te, ekranlarda yürüttüğünüz senaryolarınız; hem bizlerin hem de toplumun gözünde artık hükümsüzdür.
“EMEĞİMİZLE ALAY ETTİNİZ”
Aylar süren oyalamanın ardından, gasp yasa tasarıyla emeğimizle yeniden alay ettiniz. Düzenlemenin temel maaş artışıyla birlikte tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde genişletilmesini beklerken üzerinden altı ay geçmiş, kırpıla kırpıla meclise eskisinden daha da kötü bu 14 maddelik teklif getirilmiştir. 7 Haziran 2022 tarihinden itibaren görüşülmeye başlanan 'Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' de, sağlık çalışanlarının özlük haklarının ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesi bakımında ihtiyacı karşılayacak nitelikte değildir. Mevcut haliyle bu yasa taslağı aralık ayında gündeme gelen taslağında gerisinde kalmış, yetersiz bir düzenlemedir.
KİMSEYE BİR KAZANÇ GETİRMEYECEK
TBMM Başkanlığı'na sunulan özlük haklarımızın düzenlenmesine ilişkin 14 maddelik yasa teklifinin hiçbir değeri olmadığını, adil ve vicdani hiçbir tarafı olmadığını hepimiz gördük. Yasa teklifinde performanstan başka bir şey yoktur. Tavan ek ödeme tutarının artırılması kimseye bir kazanç getirmeyecektir. Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşlarda tavan ek ödeme verebilecek kurum şu an yoktur. Malzeme ihtiyaçlarını bile karşılayamayan pek çok hastane, bırakın tavandan ek ödemeyi taban ek ödeme miktarını bile ödeyemez durumdadır.
“SAĞLIKLI BİR GELECEK İÇİN BİRLİK OLDUK”
Bizler emekliliğe yansıyacak temel ücret artışı talep ederken, nitelikli şekilde ve baskı altında olmadan çalışabilmemiz için yeterli süre ve olanaklar, sağlıkta şiddetten arındırılmış çalışma alanları, toplumun daha az hastalanması için koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini isterken; sizlerin bize reva gördüğü, performansa dayalı ödeme sistemini dayatmak, emeğimiz için ayrılması gereken bütçeyi şehir hastanelerine kira ve hizmet bedeli olarak gömmek oldu. Sizin bizlere dayattığınız sağlıksızlığa karşı bizler bu gidişatı değiştirmek, sağlıklı bir gelecek için birlik olduk…
BİZLER NE İSTEMEKTEYİZ?
Sağlıkta etkin şiddet yasasının bir an önce kanunlaştırılmasını, performansa dayalı ek ödeme sisteminde kalem oyunları değil, temel ücretlerde artış yapılmasını, sağlık çalışanlarına insan onuruna yaraşır emekliliğe yansıyan tek kalem maaş düzenlemesi, kademeli ek gösterge artışının tüm sağlık emekçilerini kapsayacak, gerçekçi olarak düzenlenmesi ve bir an önce hayata geçirilmesini, 5510 sayılı emekli sandığı kanununun kaldırılmasını, çok geç olmadan istemekteyiz.
“EYLEMİMİZ SON DEĞİL BİR İTİRAZDIR”
Bugünkü G(ö)REV eylemimiz son değil. Bu bir itirazdır! Meclis’te yürütülen senaryoyu reddediş! Hakkımız olanı alana kadar hep birlikte, sağlıksız politikalarınızın ve emek gaspınızın karşısında olmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz. Tüm Türkiye’de hakları için, mesleğinin onuru için bir araya gelen milyonlar olarak biliyoruz ki emeğimizin hakkını aldığımız, sağlıklı bir geleceği birlikte inşa edeceğiz. Emek bizim söz bizim” ifadelerine yer verildi.