MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 25-26-27 Mart tarihleri arasında Antalya’da yapılacak olan belediye başkanları toplantısına katıldı. Bahçeli’ye salona girişte belediye başkanları yoğun ilgi gösterildi. Toplantıda belediye başkanlarına seslenen Bahçeli, “Özellikle KOVİD-19 salgınıyla mücadele süresince hayatın olağan akışının kesintiye uğradığı, sosyal hayatın akışkanlığında tıkanmaların yaşandığı malumlarınızdır. Alınan tedbirlerden dolayı siyasi faaliyetlerimizin hızı da mecburen yavaşladı, zamana yayıldı. Bu yüzden sizlerle planladığımız toplantılarımızı bir türlü gerçekleştiremedik, birlikte olamadık. Salgının tesirini kaybetmesinin sonucunda şüphesiz hayat normale dönmüş, siyasi çalışmalarımız da makul ve beklenen kıvamına etap etap ulaşmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin belediyecilikte marka değeri çok yüksektir. Çünkü iş bilenin, kılıç kuşananındır. Dürüst, ilkeli, iradeli, inançlı ve müşfik belediye yönetimlerimiz bizim ve elbette Türkiye’nin yüz aklarıdır. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinin üzerinden geçen 3 yıllık zaman herkese ve hepimize göstermiştir ki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin belediyecilik anlayışı insan odaklıdır, hizmet ve gönül seferberliğinin olgunluğudur” sözlerine yer verdi.
“SÖZ VERDİK, YERİNE GETİRDİK. VAAT ETTİK, ARKASINDA DURDUK'
Gece gündüz çalıştıklarını belirten Bahçeli, “ Beka için milli karar, cumhur için istikrar” dedik, gece gündüz çalıştık. “Sağduyunun Birlikteliği, Cumhur İttifakı” dedik, illerimizi, ilçelerimizi, beldelerimizi geliştirmenin, güzelleştirmenin, ihya etmenin mücadelesini verdik. 31 Mart 2019 öncesinde, “Türkiye’nin ehline emanet” edilmesini diledik, yönetimini üstlendiğimiz belediyelerde mümeyyiz farkımızı, müessir vasfımızı ibra ve ispat ettik. Milliyetçi Hareket Partisi’ne umut bağlayan vatandaşlarımızı mahcup etmedik. Geleceğini partimizde ve Cumhur İttifakı’nda gören vatandaşlarımızı hayal kırıklığına uğratmadık. Söz verdik, yerine getirdik. Vaat ettik, arkasında durduk. Yapacağız dedik, elimizi taşın altına koyduk. Bizde yalan yoktur, palavra yoktur, hayal tacirliği yoktur, umut kalpazanlığı yoktur. Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz; özümüz birdir, gönlümüz geniştir, sözümüz senettir. Belediye yönetimi, milletimizin emanetidir. Emanete gölge düşürmek, emanete leke sürmek, bizim kitabımızda yazmayan, yazmayacak bir yanlışlık ve yozlaşma halidir” açıklamasına yer verdi.
MUHALEFETİN BELEDİYE BAŞKANLARINA ELEŞTİRİ
Konuşmasına sık sık belediye başkanlarını öven Bahçeli, “Bizim belediye başkanlarımız, şehirleri, beldeleri kara kışla boğuşurken, balık yemeyi aklından dahi geçirmez. Bizim belediye başkanlarımız, şehirleri, beldeleri sele mahkum olmuşken, deniz kıyısında tatil yapacak kadar vicdansız olmaz. Bizim belediye başkanlarımız arasından, şehirlerinde, beldelerinde deprem yıkımı yaşanmışken, tatile gidip karın üstünde kayak yapacak kadar izansız ve itibarsız yüzler çıkmaz. Biz milletimiz ne diyorsa ona bakarız. Biz insanımızın ne dediğine, neyi beklediğine, nasıl huzur bulacağına kilitleniriz. Gerek siyaset mücadelemiz, gerekse de belediye başkanlıklarında üstlendiğimiz sorumluluklar nefsimizi kamçılamak veya dünyevi heveslerimizi doyurmak maksatlı olmayıp, Allah’ın rızasını kazanmak, insanımızın hayır duasını almak içindir” dedi.
“HDP, CHP’NİN PASLI ANAHTARI OLDU”
Bahçeli, konuşmasına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sen barajı geçemeyince nereye yüzeceksin, merakım o” sözlerine ise şu şekilde cevap verdi: “Kılıçdaroğlu, fazla merak iyi değildir, ne gelirse insanın başına meraktan gelir. Biz yüzmeyi değil tummayı biliriz, tumduğumuz yerde de senin gibilerini nasıl boğulduklarını görürüz. Sanıyorum yüzmeyi seviyorsun, yüze yüze kuyruğa kadar geldik, geldiğimiz yerde de senin sandıkta imdat çığlıklarını cümle alem duyacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin baraj diye bir sorunu olmadığını sen de, senin efendilerin de, hatta bölücü ortakların da açıkça biliyor. HDP’nin bir eşbaşkanı grup toplantısında “iktidarın küçük ortağı eriyor” diye konuşmuş. Ağız aynı, üslup aynı, usul aynı, siyaset aynı, kan bile aynı. CHP ile HDP arasında herhangi bir fark kalmadı, alın birini vurun ötekine. Tencere yuvarlana yuvarlana kapağını sonunda buldu. HDP, CHP’nin paslı anahtarı oldu. Terörist Demirtaş’ı cezaevinden çıkaracağım diyen Kılıçdaroğlu, bize küstahça baraj hatırlatması yapıyor. Çünkü canı öyle istiyor, çünkü Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı uykularını kaçırıyor. Kılıçdaroğlu, bizi bırak da, maşeri vicdanın barajını nasıl geçeceksin, milli ahlakın barajını nasıl geçeceksin, milli onurun barajını nasıl geçeceksin, milli ve manevi emanetlerin barajını nasıl geçeceksin? Sen onu söyle, ona cevap ver” dedi.
“CHP’Yİ NE TARİH, NE DE MİLLET AFFEDECEKTİR”
Kılıçdaroğlu’na “Madem yüzme biliyorsun, haydi git Boğaz’dan haç çıkarmayı dene” diyen Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir yanda seçim barajının yüzde 3’e düşmesini isteyen Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminin, diğer yanda yüzde 7 ile ilgili partimiz üzerinden spekülasyon yapması garabettir, hezeyandır. Kılıçdaroğlu senin için rahat yok, bilmelisin ki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin nefesi ensendedir. Türkiye’ye kim yanlış yapmışsa, Türkiye’ye kim karşı çıkmışsa, Milliyetçi Hareket Partisi onlarla kıyasıya mücadele edecektir. Bölücülüğün baraj kapaklarını indirip ihanetin yüz görümü olan CHP’yi ne tarih, ne de millet affedecektir. Siz bakmayın zillet ittifakı onu demiş, bunu söylemiş. Siz bakmayın kim kime kulp takmış, kim kiminle düşüp kalkmış. Tarih ne diyor ona bakın, millet ne diyor ona bakın, ecdat ne diyor ona bakın, şerefli mazimiz neyi işaret ediyor, neyi ifade ediyor ona kulak verin. Nefsimize diz çöktüremezsek, davamızı devleştiremeyiz. Ben dersek, bencilce hareket edersek, davayı yüceltemeyiz.”
“ENFLASYON CANAVARI BAŞINI KALDIRDI MI MUTLU OLUYORLAR”
Cumhur İttifakı Türkiye’nin geleceğini kurduğunu beliren Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi de buna uygun karar ve hazırlık içinde hareket ediyor. Hem belediye hem de beka diyoruz, tarihi ittifakımızı koruyoruz. İlle de bir tercih yapacak olursak on defa, bin defa, on bin defa beka diyeceğimi herkesin bilmesinde fayda görüyorum. Pazarı bilmezler, çarşıyı bilmezler, manavı bilmezler, vatandaşlarımız ne yer ne içer kaygı duymazlar; ama konu istismarsa, konu provokasyonsa, konu yalansa, konu dedikoduysa bunlardan daha kabiliyetlisi çıkmaz, çıkamaz. Yoksulluktan medet ve menfaat umuyorlar. Zira işlerine böyle geliyor. Enflasyon canavarı başını kaldırdı mı mutlu oluyorlar. İşsizlik oranı ve işsiz sayısı arttı mı sevinçten havalara uçuyorlar. Bütçe açık verdi mi bayram ediyorlar. Dış ticaret açığı artmaya görsün, gülmekten kendilerini alamıyorlar. Hele dövizin fiyatı bir yükselsin, felaket tellalları hemen ortalığa üşüşüyor. Onursuz bir kazancı, onurlu bir kayba üstün tutuyorlar. Varsın Türkiye zarar görsün, hiç umursamıyorlar. Ne yapsalar boştur, ömürlerinde bir kez olsun adam gibi adam olmayı beceremezler. Bir kez olsun yerli ve milli duruş sergileyemezler. Bugün açsak yarın doyarız. Hayatın şaşmaz gerçeği budur. Bugün işimiz yoksa yarın buluruz. Haysiyetli yaşamın doğası budur. Şeker yoksa pancar ekim alanını genişletiriz, yağ yoksa ayçiçek ekim alanını artırırız, un yetersizse buğday üretimini yükseltiriz, yine de hiç kimseye mihnet etmeyiz” açıklamasına yer verdi. İHA