ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD) Gazipaşa Şube Başkanı Fehmi Tuncer, Gazipaşa sahillerinde yapılan 18 uygulaması hakkında açıklama yaptı. İlk olarak 1989 yılında Gazipaşa sahillerinde yapılan Turizm İmar Planı hakkında da bilgiler veren Tuner, Gazipaşa Belediyesi tarafından yapılan 18 uygulaması hakkında ADD’nin görüşlerini açıkladı. Selinus Sahili’nde yapılan 18 uygulamasının, Serik ve Manavgat’ta yapılan uygulamalardan farklı olduğunu ifade eden Tuncer, Gazipaşa’da yapılan18 uygulamasının diğer ilçelerde yapılan uygulamalarla kıyaslanamayacağını dile getirdi. konuyla ilgili herkesin düşüncelerini önemsediklerini belirten Tuncer, “Değerli Gazipaşalılar, uzun bir zamandan beri Gazipaşa'mıza ait Turizm Bölgesi İmar planları ile ilgili olarak çok ciddi tartışmalar gündeme gelmiş ve halen bu tartışmalar güncelliğini korumaktadır. Kamu Yararına çalışan bir dernek konumunda olduğumuz için, bu konuyu uzun süre izledik ve değerlendirmeye aldık, birçok uzmanla görüşerek araştırma yaptık ve sonuç olarak bir açıklama yapmaya karar verdik. Bunu yaparken farklı ve karşıt düşünen birçok kişi, platform ve sivil toplum kesimlerinin duygu ve düşüncelerini önemsediğimizi özellikle belirtmeliyiz” dedi.
İMAR PLANI HAKKINDA BİLGİ VERDİ
1989 yılında Gazipaşa sahillerinde yapılan Turizm İmar Planı hakkında da bilgiler veren Tuner, “Gazipaşa Koru ve Selinus Sahilleri 1989 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile turizm merkezi olarak ilan edilmiştir. 1989 yılından 2004 yılına kadar çeşitli taslaklar hazırlansa da turizm amaçlı imar planları Gazipaşa Belediye Meclisinde onaylansa da bir türlü bakanlıklar (eski Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı) düzeyinde onaylattırılması başarılamamıştır. 1999 yılına gelindiğinde, sahillerimiz bu sefer de Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca 1.Derece; doğal SİT ve Arkeolojik SİT, 2.derece Arkeolojik SİT ve 3.derece Doğal SİT alanı ilan edilmiştir. Karadağ ormanının tamamı 1.derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiştir. Sahil kısmının tamamı (yoğun Caretta Caretta kaplumbağaları yuvalanma alanları olduğu için ki halen yuvalanma yoğunlu devam etmektedir) 3.derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiş, Selinus Kalesinin olduğu yarım adanın 2/3'lük kısmı 1. derece arkeolojik sit, yarım adanın Koru tarafında kalan kısmı da 2. derece arkeolojik sit Alanı olarak belirlenmiştir” diye konuştu.
Tuncer, “Planların onaylattırılması konusu ilk kez 2004 yılında ciddi olarak ele alınarak; önce Gazipaşa Belediyesi Meclisinde, sonra Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda, son aşama olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğünde onaylanmıştır. Planlar bu 3 kurum arasında defalarca tartışılmış değerlendirilmiş ve Gazipaşa Belediyesince ODTÜ (Ortadoğu Teknik Üniversitesi) 'den Şehir Plancısı Sayın Gökhan Aydın'a hazırlattırılan planlar 2007 yılında tüm kurumlardan olur alarak kesinleşmiştir. Bu palan 2004 seçimlerine kadar aynen korunmuştur” ifadelerini kullandı.
PLANIN ÖZELLİĞİ NEDİR?
Planın özelliği hakkında bilgi veren Tuncer, “Kıyı planları yapılmadan önce kıyı kenar çizgisi kesinleştirilmelidir. Peki, planlamanın en önemli ayağı olan kıyı kenar çizgisi Gazipaşa'mızda nereden geçmektedir. Koru Mahallesinde; Fenerin olduğu yarım adanın doğal havuzlarla birleştiği noktadan (mevcut taş duvardan, fidanlık önünde Kum hareketinin bittiği yerlerden Selinus Kalesine kadar. İskele Plajında; yat limanın arkasından asfalt yolu takip ederek, 2014 yılı sonrası yıkılan belediye obalarının sonunda Kızılin istikametinde kırılarak, mevcut yürüme yolunu takip ederek, Kızıline 400 metre kala mevcut taş duvardan 40 metre daha içeriye kırılarak kıyıya paralel geçirilmiştir. Kahyalarda; bu alanda kum hareketini bırakın, daha da içeriye tarlalara girerek (100 dönüm civarında) kıyıya paralel geçirilmiştir.Yani bu şu anlama gelmektedir; Antalya ve ilçelerinde, diğer illerde kıyı kenar çizgileri neredeye bazı yerlerde denize SIFIR geçirilerek (böylece ilk 50 metre yeşil ve dolayısı ile oteller denize daha da yaklaşmaktadır) planlamalar bu şekilde yapılmaktadır. Gazipaşa'mız ilk etapta kıyı kenar çizgisinin olması gereken doğal çizgisinden hatta bir çok yerde daha da içeriden geçmesi ile son derece şanslıdır. Bu sayede yapılacak otel binaları kıyıdan daha da uzaklaşmaktadır” dedi.
“GAZİPAŞA, SERİK VE MANAVGAT’LA KIYASLANMAMALI”
Selinus Sahili’nde yapılan 18 uygulamasının, Serik ve Manavgat’ta yapılan uygulamalardan farklı olduğunu ifade eden Tuncer, “2007 tarihinde onaylanan planda; 5000 m2 -10.000 m2 arası parsellere % 40 inşaat alanı, 10.000 m2 ve üzerinde ise %60 inşaat alanı verilmiştir. Bu oralar Ülkemizde ki kıyı alanlarında ki en düşük inşaat yoğunluğudur. En yüksek kat adedi 4 kattır. Selinus kalesi ve bulunduğu yarım ada tamamen yapılaşmaya kapatılmıştır. Kardağ ve etekleri tamamen yapılaşmaya kapatılmıştır. Ne yazık ki 2014-2019 yılları arasında 50.000 m2 ve üzerinde ki parsellere %80 inşaat hakkı getirilmiş, Koru ve İskele de bir kaç noktada lokal olarak ticari alan ve yoğunluklar getirilmiştir. Ancak bu koşulu yani 50.000 m2 üzeri %80 yoğunluğu sadece iki imar parseli sağlayabilmektedir. Özellikle bazı çevreler Gazipaşa planları ile Serik ve Manavgat planlarını kıyaslamaktadır. Ancak bu ne yazık ki hiç incelenmeden yapılmış değerlendirmelerdir. Bu bölgelerde Gazipaşa planlarındaki ilk 50 metrelik yeşil alanlar turizm adaları içerisine dahil edilmiştir. Yoğunluklar Gazipaşa'mızdan çok ama çok fazladır. Gazipaşa planlarında ilk 50 metre yeşil alan olarak korunmuş ve yapılaşmadan önce Kamu eline geçme şartı konulmuştur. Diğer ilçelerde bu hassasiyeti göremeyiz” değerlendirmesinde bulundu.
“DENİZE DİK İNEN YOLLARIN DAR”
Otel adalarının arasından denize dik inen yolların dar olduğunu söyleyen Tuncer, “Gazipaşa’da özellikle üzerinde durulan konu; Otel adalarının arasından denize dik inen yolların dar tutulduğu ve ileri de yerli halkımızın geçişler de zorlanacağı, böylece kumsaldan Gazipaşalıların özgürce yaralanamayacağı endişesidir. Biz de dernek olarak bu eleştiriye katılıyor ve mutlak surette denize dik inen yolların genişletilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Ayrıca Sayın Belediye Başkanımız Mehmet Ali Yılmaz ile bu görüşü paylaştığımızda, kendisi de bu fikre çok olumlu yaklaşarak, yapı ruhsatları öncesi otel adaları arasında ki yollarda karşılıklı olarak 5 metre ve daha fazla terkler yaptırmayı düşündüğünü açıklamıştır. Sayın Başkanımızın bu olumlu tavrının mutlaka plan notlarına yansıtılması gerekmektedir” dedi.
“BAŞKAN YILMAZ’A TEŞEKKÜR ETTİ”
18 uygulamasının şeffaf, paylaşımcı ve açık tavırla yapıldığını ifade eden Tuncer, “Bu konuda Meclis kararı alınarak, özellikle plan onama yetkisini elinde bulunduran Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Daire Başkanlığına başvurulmalı. Bu hususun derhal plan notlarına eklenmesinin sağlanması gerekmektedir. Eğer bu yapılırsa, zaten bakanlık kamu yararı olan bu karara evet diyecektir. Emsal korunarak yapılacak bu terkler, hem yatırımcıya zarar vermeyecek hem de halk olarak bizleri rahatlatacaktır. Bize göre her ada arası karşılıklı olarak 7,5 metre terkler yaptırılarak, Her imar yolunun 15 metre daha genişlemesi sağlanmalıdır. Bu arada 18. madde uygulaması ikinci kez askıya çıkarılmıştır. Bu şeffaf, paylaşımcı ve açık tavrı için Belediye Başkanımız ve encümen üyelerimize teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.