ÖZGENÇ AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ

Harita & Kadastro Mühendisi ve geçmiş dönem Gazipaşa Belediye Başkanı Cemburak Özgenç, Op. Dr. Ali Kızılateş’in 9 Ocak’ta yaptığı sosyal medya paylaşımına tepki gösterdi.

GÜNDEM 15.01.2020 12:29:48 0
ÖZGENÇ AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ

GAZİPAŞA’NIN Selinus Sahili’nde yapılan ve incelenmesi için Büyükşehir Belediyesi’ne gönderilen 18 uygulamasının yankıları devam ediyor. 18 uygulamasıyla ilgili kesinleşmiş bir bilgi yokken, basın ve sosyal medyadan yapılan açıklamaların ardı arkası gelmiyor. Konuyla ilgili olarak 9 Ocak’ta yaptığı sosyal medya paylaşımı yapan Op. Dr. Ali Kızılateş, Gazipaşa’nın ranta kurban gitmesini istemediğini dile getirmişti. Harita & Kadastro Mühendisi ve geçmiş dönem Gazipaşa Belediye Başkanı Cemburak Özgenç, Kızılateş’in sosyal medya paylaşımına tepki gösterdi. Özgenç’in eleştirilerinden; CHP Gazipaşa Belediye Meclis Üyesi Esin Bilgiç, İYİ Gazipaşa Belediye Meclis Üyesi Mehmet Yüksel ve geçmiş Gazipaşa Belediye Başkanı Başhekim Adil Çelik’te nasibini aldı. Gazipaşa’da görev yaptığı 2004-2014 yılları arasında ranta destek sağlayacak girişimlerde bulunmadığını ifade eden Özgenç, yaptığı yazılı basın açıklamasında ilçede gerçekleştirdiği hizmetlerden bahsetti.

“HAKSIZ BİR İFADE KULLANMIŞSINIZ”

 

Açıklamasına, “Sayın Ali Kızılateş; Gazipaşa ilçemizin geleceğine dair paylaşımınızı dikkatle okudum. Duyarlılığınız ve ilçemizle ilgili güzel düşünce ve hayalleriniz için özellikle teşekkür etmek isterim” diyen Özgenç, Ali Kızılateş’in haksız ifadeler kullandığını ileri sürerek,“Ancak yazınızın başında şöyle bir paragraf kullanarak; 'Ne yazık ki son 10-15 yıllık süreçte yerel yöneticilerimiz ve siyasilerimizin çoğunluğunun olayın ciddiyetinin yeterince farkında olmadığını, basit gerekçeler ve halktan gizlenerek alınan kararlarla bu rant çevresinin planlarına destek olunduğunu ve böylelikle bu talana dolaylı olarak ortak olunduğunu üzülerek gözlemliyorum.' diyerek açıkça benim Belediye Başkanlığını yaptığım 2004-2014 yılları arasında ki dönemi de kapsayan acımasız ve haksız bir ifade kullanmışsınız.

“TESADÜFÜN BÖYLESİ”

 

İşin ilginç yanı, bu görüşlerinizi, yazınızın devamında isimlerini saydığınız bazı kişilerle görüşerek oluşturduğunuzu ifade etmektesiniz. Bazı isimleri tenzih ederek, bazı isimlerin Denizyolu üzerinde kaçak kat çıkarak binası mühürlenen, bazılarının çift şeritli asfaltlı kamuya açık yola kaçak bina yapan insanlardan, bazılarının ise benimle ilgili Siyasi sorunları olan kişilerden oluşması amacınızın ne olduğu konusunda bize güzel ipuçları vermektedir. Sanırım bu görüşmeleri yaparken büyük bir tesadüf eseri (!) bu isimlere ulaşmış olmalısınız. Tesadüfün böylesi, ne diyelim.

 

'ALİ ABİ' OLARAK SEVER VE SAYARIM'

 

Siz İstanbul Okmeydanı Hastanesi Kadın Doğum Uzmanlığı bölümünü kazandığınız 1991 yılında bende İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Harita ve Kadastro Mühendisliği Bölümünü kazandım ve sizinle birlikte İTÜ Ayazağa Kampüsü’ne beraber giderek kayıt oldum. Yani birbirimize eşlik etmiştik. Sizi o tarihten bu yana 'Ali Abi' olarak sever ve sayarım” dedi.

 

“SABIKA ALMAMIŞ BİR KİŞİYİM”

 

Özgenç açıklamasına şu şekilde devam etti: “Ancak ben 10 yıllık görev süremde, o dönem koalisyon ortakları olan, AKP ve Fetullah Gülen Cemaatinin savcıları ve müfettişleri ile çalışmış ve görevi ile ilgili tek bir sabıka almamış bir kişiyim. Bildiğim kadarı ile siz de CHP'den milletvekili adayı olmuştunuz. Ancak AKP'Lİ Sayın Adil Çelik'ten bilgi alırken bize hiçbir şey sormamanızı hayretler içerisinde izlemekteyiz. Kaldı ki kime sorup sormayacağınız sizin hür iradenize bağlıdır.”

 

“Rant'la ilgili yazı yazarken keşke ranta bulaşmamış kişilere danışsaydınız” diye Özgenç, “Hele hele; Pazarcı Mahallesinde en fazla 5 kat olan bölgelerin tamamını 10 kat'a çıkaran, Bakılar Mahallesinde 3 kilometre uzunluğunda 25 genişliğe çıkardığımız yolu metreye düşüren, bizim dönemimizde yaptırdığımız ve mutlak tarım alanı olarak 1/100.000 ve 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planlarında işlettiğimiz Koru ve Bakılar alanlarını, bizden sonra değiştirerek,  tamamını imara açan ve buraların Mahmutlar olmasını isteyen, istemekle kalmayıp bunu imar planına işleten, şehir merkezinde park ve meydan olarak imar planını değiştirdiğimiz Kapalı Cuma Pazarının tamamını İmar planın da ticaret alanına çeviren, kaymakamlığın arkasında otopark yaptığımız alanın planını değiştirerek burayı kaymakamlık sarayı olarak ayıran ve katleden, Orman İşletme Müdürlüğünün olduğu alanı park ya da kamu alanı yapmak yerine İmar planında büyük bir ticaret kütlesi haline getiren, yine yazınızın konusu olan Gazipaşa sahillerinde bizim dönemimizde 0,40-0,60 olan turizm alanlarını; 0,60-0,80'e çıkaran ve ileride buraların beton olmasına olanak sağlayan Adil Çelik'ten bilgi almış olmanız, yazınızda bahsettiğiniz ruhla tamamen çelişmektedir.

 

YAPTIKLARINI ANLATTI

 

10 yıllık görev süresinde yaptığı bazı hizmetlerden bahseden Özgenç, “Sayın Ali Kızılateş, Gazipaşa’da yaşamadığınız ve uzuuuun yıllar ayrı kaldığınız için bilmediğinizi düşünerek ne yaptığımızı anlatayım;

 

1-Pazarcı deniz yolunda 5 metre bina çekme mesafelerini Göreve gelir gelmez radikal bir kararla 10 metreye çıkardık, bu mu Rant?

 

2-Pazarcı deniz yolunda 0,35 olan inşaat taban alanı yoğunluğunu, bütün itirazlara rağmen 0,30' a düşürerek daha fazla otopark alanı ve daha AZ inşaat alanı oluşturup, Sözcü Gazetesi tarafından yılın Belediye başkanı seçilmek mi rant?

 

3-Deniz yolunda ve tüm Gazipaşa da binalara çatı zorunluluğunu meclis kararı alarak uygulamak mı Rant?

 

4-Pazarcı mahallesinde benden önce 5 katlı konut ve ticaret alanı olan ve bizim yaptığımız plan değişikliği ile şu an içerisinde nikah salonu, kütüphane, korunmuş binlerce yıllık Ilıca suyu, anfi tiyatro alanı olan 6 dönümlük çok değerli bir alanı Ilıca Parkı yaparak kamuya kazandırmak mı rant?

 

5-Yine şahsımın önerisi ile imar planında park ve meydan alanına çevirdiğimiz Kapalı Cuma Pazarına karşılık Yeni Mahallede 3 katı büyüklüğünde kapalı cuma pazarı alanını imar planına işlemek mi rant?

 

6-Birilerinin utanmadan sıkılmadan satıldı yaygarası yaptığı Cebeli Tepesinin %50'den fazlasını kamulaştırmak mı rant?

 

7-Fidanlık caddesini 15 metreden 25 metreye çıkarıp, üstüne üstlük kamulaştırmak mı rant?

 

8-Pazarcıda ki Ulu Hendek’i korumak için, dere kenarında ki yolu 15 metreden 30 metreye çıkarmak mı rant? Yazacağım çok konu var ancak şimdilik (!) burada kesiyorum. Ben Üniversitede öğrenciyken yapımına başlanan KOMBİ’li yıllardan hiç bahsetmemişsiniz” değerlendirmesinde bulundu.

 

“KOŞA KOŞA GELİR VE YÜZLEŞİRİM”

 

Kızılateş’i canlı yayına davet eden Özgenç, “Sayın Kızılateş, Ben Türkiye de Fetullahçıların en güçlü olduğu dönemde, onlara yurt izni vermeyen ve bu yüzden bunun bedelini ödemiş bir kaç belediye başkanından birisiyim. Hiç kimsenin beni rantla ilişkilendirmeye çalışmasına izin vermem.Kendine güvenen varsa çıkar canlı yayına boyunun ölçüsünü alır. Sizin görüşünü aldığınız AKePe'li arkadaşlarınız canlı yayın davetlerimize çıkamamıştı. Ancak siz bir platform oluşturursanız koşa koşa gelir ve yüzleşirim” dedi.

 

BİLGİÇ VE YÜKSEL’E YÜKLENDİ

 

Yazılı açıklamasının son bölümünde CHP Gazipaşa Belediye Meclis Üyesi Esin Bilgiç ve İYİ Gazipaşa Belediye Meclis Üyesi Mehmet Yüksel’e yüklenen Özgenç, “Son olarak madem bu konu çok önemli, görüşünü aldığınız Sayın Belediye Başkanımız Mehmet Ali Yılmaz ve diğer meclis üyeleri görevdedirler. Şuan sahillerimizde hiç bir yapılaşma yok. Hemen karar alarak rant olduğunu belirttiğiniz sahilde ki turizm bölgelerini derhal tarım alanına ya da 2 katlı, 1 katlı turizm alanına çevirebilirler, hiç bir şey için geç değil, daha yolun başındayız. Örneğin Esin Bilgiç isimli zat'ı muhterem hemen bir önerge verebilir, Sayın Mehmet Yüksel hemen bir önerge verebilir, Sayın Mehmet Ali Yılmaz bu konuyu meclis gündemine getirebilir. Hatta siz dilekçe verebilirsiniz. Ne kadar samimi olduğunuzun, şu tarih ve saat itibarı ile takipçisi olacağımızı belirtir saygılar sunarım” ifadelerini kullandı.

 

ALİ KIZILATEŞ NE YAZMIŞTI?

 

Op.Dr. Ali Kızılateş, 9 Ocak tarihinde sosyal medya hesabından şu paylaşımı yapmıştı:

 

KAMUOYUNUN BİLGİSİNE

(Bu yazı bir Gazipaşa sevdalısının çığlığıdır)

 

Gazipaşa’nın doğal güzellikleri ve paha biçilemez bakir kıyıları, geçmişi karanlık, kimlerle birlikte iş yaptığı bilinmeyen bir takım insanlarca talan edilmek isteniyor.

 

Ne yazık ki son 10-15 yıllık süreçte yerel yöneticilerimiz ve siyasilerimizin çoğunluğunun olayın ciddiyetinin yeterince farkında olmadığını, basit gerekçeler ve halktan gizlenerek alınan kararlarla bu rant çevresinin planlarına destek olunduğunu ve böylelikle bu talana dolaylı olarak ortak olunduğunu üzülerek gözlemliyorum. Gazipaşa’nın geleceği kişiye özel planlarla karartılmamalıdır. Gizli kapaklı işler siyasi partilerin ve yerel yönetimlerin olmazsa olmazı olan “şeffaf yönetim politikası” ile asla uyuşmuyor. Gazipaşa’da turizm tabi ki olsun, olmalıdır da.

 

Ama nasıl bir turizm?

 

Konunun uzmanları, önemli turizm merkezlerinin deneyimli eski-yeni yöneticileri, şehir planlamacıları, mimarlar, akademisyenler, ekonomistler, sosyal bilimcilerin bir araya getirildiği platformlarda tartışılarak, bilimsel bir zemine oturtularak ve sağlıklı bir planlama yapılarak ve de mutlaka halkın endişelerini giderecek şekilde uygulanacak olan, tarımın asla ihmal edilmediği, hatta bizzat turizmin içine alındığı, Gazipaşa’ya yakışan, “Gazipaşa’ya özgü bir turizm politikası”na kim hayır diyebilir?

 

Gelin, olaya ciddiyetle yaklaşılması, şeffaf ve sağlıklı bir tartışma ortamının sağlanması, Gazipaşa adına en doğru turizm politikasının oluşturulması için gerekli kişi ve kurumlara baskı oluşturalım.  Sırf birileri para kazansın diye Gazipaşalılara reva görülen “bulaşıkçılık, temizlikçilik, bahçıvanlık, otel bekçiliği” (o da en fazla 1-2 yıl) vaatlerini kabullenemiyorum. Bir takım karanlık insanların kıyılarımız ve doğal zenginliklerimiz üzerinden rant elde etmesine engel olunmasını ve bu yağma planına dur denilmesini yerel yöneticilerden, siyasilerden, doğa severlerden, çevrecilerden kısacası sorumlu ve duyarlı tüm insanlardan özellikle rica ediyorum.

 

Phaselis, Kaz Dağları, Cerattepe, Kanal İstanbul projesindeki itirazlarımızda ne kadar haklıysak burada da aynı haklı gerekçelerimiz vardır. Şu kızılderili atasözünü yaşadığı topraklara karşı kendini sorumlu hisseden her insanın aklından çıkarmaması gerekir: “Bu topraklar bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan emanet (ödünç) aldık”

 

Lütfen emanete ihanet etmeyelim ve çocuklarımız beton yığınlarının, rantın, mafyanın, uyuşturucu çetelerinin arasında koşturmasınlar; yeşilin, ormanın, masmavi denizin ve temiz suların tadını doyasıya çıkarsınlar. Bir kaç rantiye için güzel ilçemizin tadının ve huzurunun kaçmasına izin vermeyelim. Tarih herkesin çabalarını ve yaptıklarını not edecektir. Unutmayalım ki yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da sorumluyuz.

 

Not: Bu yazı öncesi süreçte Belediye Başkanımız Sn. Mehmet Ali Yılmaz, Sn. Dr. Adil Çelik, Sn. Mehmet Yüksel, Sn. Esin Bilgiç, Sn. Zafer Tan, Sn. Ömer Güven, Sn. Osman Nuri Yılmaz, Sn. Ferruh Tunç, Sn. Mustafa Özarslan, Sn. Hayati Kalaycı, Sn. Nezih Özgenç, Sn. Hidayet Oktay, Sn. Ali Haydar Dikmen, Sn. İsa Yıldız, Sn. Bülent Kocabaş, Sn. Murat Özçelik, Sn. Hidayet Bilgiç ile görüştüğümün ve edindiğim izlenim ve bilgilerle bu yazıyı kendi yorumum olarak kaleme aldığımın bilinmesini isterim.