Tarih: 26.11.2019 11:33

KURSİYER KADINLAR BİLGİLENDİRİLDİ

Facebook Twitter Linked-in

İLÇE Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Hangi kültürde, çağda yaşarsak yaşayalım, kız ya da erkek olarak doğmak, tıpkı ölümlü olmak gibi biyolojik varlığımızın bir niteliğidir. Dünyaya kız ya da erkek bebek olarak gelmek bizim seçtiğimiz bir şey değildir. Toplumsal cinsiyet bizim biyolojik cinsiyetimize dayanarak toplumun kadın ve erkek için ürettiği farklılıklardır. Toplumun, biyolojik cinsiyet sebebiyle kadınlara ve erkeklere farklı rol ve sorumluluklar yükleyerek, bireyleri erkeklere ve kadınlara dönüştürdüğü süreçtir. Peki içine doğduğumuz toplumda, kadınlar ve erkekler haline gelmeyi nasıl öğreniyoruz? Ailemiz, sokak, okullar, renkler, ders kitapları, gelenek ve görenekler... Kadınlara yönelik toplumsal inanışlar duygusaldır, uysaldır, naziktir, korunmaya muhtaçtır, zayıftır, fedakârdır, detaycıdır, gevezedir, dırdırcıdır, sık sık ağlar, dedikoducudur, kaprislidir, kırılgandır şeklidedir. Erkeklere yönelik toplumsal inanışlar ise duygularını göstermez, ağlamaz, teknolojiye ilgi duyar,mantığıyla hareket eder, kolay sinirlenir, sahiplenicidir,güçlüdür,serttir,otoriterdir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ise karar verme, seçme-seçilme, fırsatları kullanma/fırsatlara erişme, hizmetlerin elde edilmesinde bireye cinsiyeti nedeniyle ayrımcılık yapılmamasıdır.

 

 Eşitlik, toplumdaki farklı grupların fırsat eşitliğine sahip olmalarını engelleyen çeşitli engelleri fark etmek ve bunları kaldırmaktır. Kadınların ve erkeklerin ne yapması gerektiği ya da neleri yapabileceği hakkında toplumda yaratılmış olan fikirlere ve değerlere dayanarak, kadınlara ve erkeklere farklı roller, sorumluluklar ve görevler yüklenmesine cinsiyete dayalı işbölümü denir.Farklı oyunlar farklı oyuncaklar ile farklı toplumsal rollere hazırlanırız. Erkek çocuklarına araba, uçak, kamyon ve top gibi daha ziyade dış mekânlarda oynanacak oyuncaklar alınır; çünkü onun da hayatını daha çok evin dışında geçirmesi beklenir. Kız çocuklarına oyuncak bebek, çay seti gibi daha ziyade ev ve ev işleriyle ilgili oyuncaklar alınır. Böylece kadınların öncelikli sorumluluk alanlarının evin içi olması beklenir.

 

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadına yönelik şiddetin devamını sağlayan bir araçtır. Kadınların çoğu hayatlarını ilgilendiren kararları almada güç sahibi değildir. Kadınların çoğu para, bilgi, sosyal çevre ve yasalar gibi güç kaynaklarına uzaktır. En ağır sonuçlarından birisi kadına yönelik şiddet ve buna bağlı ölümlerdir. Sadece kadınlar için değil, erkekler için de örseleyici olabilir. Eşitsizlik eşitsizliği besler. Bireyleri, aileleri, ulusun bir bütün olarak insani gelişmesini etkiler. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılığın sebep olduğu kadın hakları ihlallinin en ağır sonuçlarından biri kadına yönelik şiddettir.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —