ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği Gazipaşa Şubesi Gençlik Kolları tarafından, 30 Ocak Salı günü Kültür Merkezi’nde düzenlenen Adalet ve Demokrasi Haftası Programı’na tüm ilçe halkı davet edildi.
24-31 Ocak tarihleri arasında kutlanan Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle Atatürkçü Düşünce Derneği Gazipaşa Şubesi Gençlik Kolları tarafından devrim şehitlerini anma programı düzenlenecek. 30 Ocak Salı günü Büyükşehir Belediyesi Gazipaşa Kültür Merkezi’nde düzenlenecek Adalet ve Demokrasi Haftası Anma Programı saat 20.00’de başlayacak. Atatürkçü Düşünce Derneği Gazipaşa Şubesi Gençlik Kolları, anma programına tüm ilçe halkını davet ederek bir de basın açıklaması yayınladı.
DEVRİM ŞEHİTLERİNİ SAYGI VE MİNNETLE ANIYORUZ
Basın açıklamasında “Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurduktan sadece 8 ay sonra, 31 Ocak 1990 akşamı Kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy ve 3 yıl sora 24 Ocak 1993 sabahı otomobiline konulan bomba ile yaşamdan, ailesinden, mücadelesinden koparılan Kemalist Devrimci Uğur Mumcu katledilmişlerdir. Ülkemizde birçok aydın değişik dönemlerde katledilmiştir. Bunlar öyle mertçe cinayetler falan değillerdir. Acımasızca, haince, hunharca ve alçakça yapılan cinayetlerdir. Nedense hepsi faili meçhul kalmıştır. Aslında faili meçhul bırakılmıştır.
HUNHARCA İŞLENEN CİNAYETLER İLE ÖLDÜRÜLDÜLER
31 Ocak 1990’da ADD Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, 7 Mart 1990’da Gazeteci Çetin Emeç, 6 Ekim 1990’da Doç. Dr. Bahriye Üçok, 4 Eylül 1990’da Yazar Turan Dursun, 24 Ocak 1993’te Gazeteci Yazar Uğur Mumcu, 11 Ocak 1995’te Gazeteci Yazar Onat Kutlar, 21 Ekim 1999’da Yazar Ahmet Taner Kışlalı, 18 Aralık 2002’de Yazar ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 24 Ocak 2001’de Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan, 11 Temmuz 1978’de Gazeteci-Yazar Abdi İpekçi ve daha niceleri hunharca işlenen cinayetler ile öldürülmüşlerdir. Onların katledilmeleri, ülkemizi bugünlerin karanlığına taşıma amaçlı seri aydın cinayetlerinin zirve noktasıdır. Emperyalizm, yarattığı ve devşirdiği sözde aydınları, gazeteci kılıklı ve maskeli işbirlikçileri ve maşa olarak kullandığı kimi siyasiler aracılığı ile mikro milliyetçilik ve mezhepçilik tuzakları inşa ederek ulusal birlik ve beraberliği dağıtıp parçalamak sureti ile ulus devletlerini yıkma stratejisini kadim bir strateji anlayışı olarak hep uygulamada tutmuştur.
GERÇEK TOPLUM ÖNDERLERİNİ YOK ETTİLER
70’li yılların başında 12 Mart 1971 faşizmi ile başlatılan, Sivas, Çorum, Maraş katliamları ve Abdi İpekçi cinayeti ile 80’lerin 12 Eylül despotizmi ile buluşturulan, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve diğerleriyle sürdürülüp Ahmet Taner Kışlalı ve Ali Gaffar Okkan cinayetiyle 2000’lere ulaştırılan bu strateji ile emperyalizm, engel gördüğü ulusalcı aydınları, namuslu gazetecileri, gerçek toplum önderlerini yok etmiş, yolunu temizlemiş, ne yazık ki başarılı da olmuştur. Atatürkçü Düşünce Derneği Olarak her yıl 24 - 31 Ocak tarihlerini Adalet ve Demokrasi Haftası olarak kabul ediyor ve devrim şehitlerimizi çeşitli etkinliklerle anıyoruz. Bu etkinliklerimiz ile aynı zamanda bu emperyal tuzakların perde arkasını ulusumuza göstermeye çabalıyor, hem nedenlerini ve sonuçlarını irdeliyor, hem de Laik Cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılma yolunda dersler çıkarıp Gençliğe Hitabe’den aldığımız görev bilincini pekiştirmeye çalışıyoruz.
CİNAYETLER HUKUKEN HÂLÂ AYDINLATILMAMIŞTIR
Ne yazık ki bu siyası cinayetler hukuken hâlâ aydınlatılmamıştır. Bu cinayetlerin ortak hedefi Laik Cumhuriyettir. Ulus devlettir. Hukuk devletidir. Kadın haklarıdır. Özgür ve bilinçli bireydir. Örgütlü toplumdur. Uluslaşma bilincidir. Hedef bu değerleri ve bilinci yok etmektir. Varılmak istenen nihai hedef ise; emperyalist dünya yönünden bakarsak istikrarsız ve güdümlerinde bir ülke, içerideki maşaları yönünden baktığımızda ise Osmanlıcılıktır. Emperyalizm Karşı Devrimciler ile işbirliği yaparak Türkiye'yi Kemalizm'in "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" rotasından saptırıp Yeni Osmanlıcılık hayali ile Türkiye’yi Orta Doğu bataklığında soluksuz bırakmak istemektedir.
“Atatürk laikliği; yalnız uygarlığın, demokrasinin ve özgürlüğün değil, aynı zamanda iç barışın ve ulusal birliğin de güvencesidir. Laiklik karşıtı şeriat propagandasına izin vermek, Türkiye'nin geleceğinin yok edilmesini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin intihar etmesini benimsemektir." diyen Muammer Aksoy da, "Ben Atatürkçüyüm. Ben cumhuriyetçiyim. Ben lâikim. Ben antiemperyalistim. Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın beni. Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır." diyen Uğur Mumcu da cesur ve kararlı Kemalist Devrimciler, ödünsüz Cumhuriyetçiler ve sözlerine sonuna kadar güvenilen saygın aydınlar oldukları için hedef seçildiler.
ATATÜRK CUMHURİYETİ’NE ULAŞMANIN İDEOLOJİK HARİTASI KEMALİZMDİR
Atatürkçü olmanın, Atatürk Cumhuriyetine ulaşmanın ideolojik haritası Kemalizmdir. Atatürkcülük ne liberalizm ile, ne kominizm ile, ne ülkücülük ile, ne de teokratik yani dinsel bakış açıları ile tarif edilemez. Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben demokratım diyen herkes Kemalizmi bilmek ve ideolojik haritasını Kemalizme göre oluşturmak zorundadır. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Kemalizm'in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşma kararlılığındayız. Bu kararlılıkla yitirdiğimiz bütün vatanseverlerimizi minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Mücadeleleri ışığımız, yolları yolumuzdur” ifadeleri kullanıldı.> Vildan RENDE