Antalya Ticaret Borsası'nın düzenlediği toplantıda zeytin ve zeytinyağında üretim maliyetleri, iklim kaynaklı rekolte sorunları ve markalaşma ihtiyacı masaya yatırıldı. Sektör temsilcileri çözüm çağrısı yaparken, rekolte umudu yağmura kaldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB), 2025 yılı zeytin hasadı öncesinde üreticileri, sektör temsilcilerini ve kamu kurumlarını bir araya getiren kapsamlı bir değerlendirme toplantısı düzenledi. Toplantı, ATB Yönetim Kurulu Üyesi Ragıp Gök başkanlığında yapılırken, moderatörlüğünü ATB 4. Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Zafer Tan üstlendi.
640 KİLOMETRELİK KÜLTÜR: ANTALYA'DA ZEYTİN
Toplantının açılışında konuşan ATB Yönetim Kurulu Üyesi Ragıp Gök, Antalya'nın Gazipaşa'dan Kaş'a kadar uzanan 640 kilometrelik sahil şeridinde zeytin yetiştirildiğine dikkat çekerek, üretimde karşılaşılan sorunların çözümünde ortak aklın önemine vurgu yaptı. Gök, ""Borsa olarak, tarımsal faaliyetlerin değer bulması için canla başla çalışıyor, bunu yaparken de ortak aklın rehberliğine büyük önem veriyoruz. Hastalıklar, zararlılar, bakım ve budama eksiklikleri ile kurak iklim şartlarının etkisiyle geçen yıl rekoltede düşüş olmuştu. Bu yıl için hep birlikte daha yüksek bir rekolte beklentisi içindeyiz. Ancak özellikle iklim değişikliğinin tüm tarımsal ürünlerimiz üzerinde derin etkiler bıraktığını da hatırlatmak isterim" dedi.
MALİYETLER YÜKSELDİ, REKOLTE BÖLGESEL FARKLILIK GÖSTERİYOR
Toplantının moderatörü Zafer Tan, üretim maliyetlerinde yaşanan artışa dikkat çekerek, bu durumun sektörün genelini etkilediğini belirtti. "Zeytin yetiştiriciliğinde maliyetler geçen yıla göre yüzde 40 arttı" diyen Tan, "Rekolte beklentisi ise bölge bölge değişiyor. Hasat ekim ayında başlayacak, verimli bir dönem olmasını diliyoruz. Ancak İspanya, İtalya, Tunus ve Fas gibi rakip ülkelerde verim beklentisi oldukça yüksek" diye konuştu.
GİRDİ MALİYETLERİ ÜRETİCİYİ ZORLUYOR
Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, üreticinin karşı karşıya kaldığı girdi maliyetleri ve özellikle işçilik konusunda yaşadığı sıkıntıları dile getirerek, "Umarım zeytinde verimli bir dönem yaşarız, fiyat istenilen seviyede olur, üreticimiz para kazanır" ifadelerini kullandı.
Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin ise iklim koşullarının verim üzerindeki etkisini öne çıkardı. Metin, "Manavgat'ta döllenme dönemindeki yağmur ve don nedeniyle bazı bölgelerde geçen yıla göre rekolte kaybı bekleniyor" dedi.
YAĞMUR GECİKİRSE HASAT OLUMSUZ ETKİLENECEK
Zeytinpark A.Ş. Genel Müdürü Bayram Çarkçıgil, iklim şartlarının bu yıl da zeytin meyvesinde dolgunluk sorununa yol açtığını ifade etti. Kurak bir dönemden geçildiğine değinen Çarkçıgil, "Su sıkıntısı ve yağmur olmaması nedeniyle zeytin meyvesinde dolgunluk olmadı. Bu dönem yağmur yağmazsa hasat olumsuz etkilenir, yağmurun yağmasını bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
DOĞRU ÇEŞİT VE DOĞRU HASAT VURGUSU
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi İlhami Tozlu, iklim ve toprak yapısına uygun zeytin çeşidinin seçilmesinin üretim verimliliği açısından hayati önem taşıdığını söyleyerek, "Yanlış çeşitlerin bölgeye dikilmesi büyük sıkıntı. Üreticinin bölgeye uygun zeytin çeşidi dikmesi için teşvik edilmesi gerekiyor. Zeytinyağında markalaşmaya gidilmesi, bunun için de doğru zamanda doğru yöntemlerle hasat yapılması gerekiyor" dedi.
MARKALAŞMA ÖNE ÇIKMALI, ERKEN HASATTAN KAÇINILMALI
Ulu Zeytinyağı Fabrikası sahibi Mustafa Fettahoğlu, artan üretim maliyetlerini sıralarken, erken hasadın da kaliteyi olumsuz etkilediğini dile getirdi. Fettahoğlu,"Manavgat bölgesinde zeytin ve zeytinyağında rekolte kaybı bekleniyor. Zeytinyağı üretim maliyetleri arttı; işçilik, elektrik, makine, ekipman ve operatör giderleri ciddi yük oluşturuyor" şeklinde konuştu.
ÜRETİCİYE NET MESAJ: MARKALAŞMA ŞART
Toplantıda söz alan tüm sektör temsilcileri, erken hasadın zararlarına ve markalaşmanın önemine dikkat çekti. Katılımcılar, zeytin ve zeytinyağının hak ettiği değeri bulması için kalite odaklı üretimin ve markalaşmanın önceliklendirilmesi gerektiğini vurguladı.